Atatürk hayattayken görev yapan başbakanların isimlerinin hatırlanmadığını dile getiren Bozdağ, “Atatürk hayattayken bu ülkede başbakanlık yapanların isimlerini hatırlayan var mı? Kimler? İnönü hariç. Onu dışarıda tutuyorum. Sonra İnönü geliyor. İnönü dönemi de başkanlık sistemidir.” dedi.

Marmara Üniversitesi’nde, ‘Başkanlık sistemi’ ile ilgili düzenlenen panele Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ da katıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan Bozdağ, başkanlık sisteminin Türkiye’ye getireceği avantajları anlattı. Başkanlık sistemini diktatörlük olarak yansıtanları eleştiren Bozdağ şöyle devam etti: “Böyle bir sistemde başkan yüzde 51 ile seçiliyor. Yasamaya hiçbir etkisi yok. Yasama kendi seçim sistemi ile doğrudan halktan seçiliyor. Dört ya da beş yılda halka hesap verme imkanı var. Böyle bir yerde diktatörlük olabilir mi? Nasıl olacak? Halkın hepsi ‘biz diktatörlüğü istiyoruz?’ diye sandıkta oy mu verecek? Başkanın yasaları değiştirme yetkisi yok. Parlamento karşısında durduğunda onu yapar. Esas bizim sistem bu işlere müsait. Ama o değil. Çünkü yasamayı tam bağımsız hale getiriyor. Burada yürütmenin emrinde bir yasama var Türkiye’de. Başkanlık sisteminde bir başkan düşünün, kanun teklif etme yetkisi yok. Yasamadan kanun çıkarma yetkisi yok. Elindeki anayasa ve kanunlara göre ülkeyi yönetme imkanı var. ‘Bu başkan olursa, diktatörlük gelecek.’ Nasıl olacak bu iş? Birinin çıkıp bana bunu söylemesi lazım. Bütün meclisin başkanın diktatörlük emellerine ‘evet’ demesi lazım. Yasaları ona göre çıkarması lazım. Halkın başkanın dediği gibi insanlarla orayı doldurması lazım. Başkanın da böyle bir şey istemesi lazım. Böyle bir şey olabilir mi? Yan yana gelip, bütün bunların birleşip, tekleşme imkanı var mı? Onun için başkanlık sistemi bana göre demokrasiyi kökleştiren bir yapı ortaya koyuyor.”

Başkanlık sisteminin parlamenter sisteme göre demokrasi bakımından daha teminatlı olduğunu savunan Bozdağ şunları söyledi: “Bugünkü sistem ile başkanlık sistemini mukayese ettiğinizde benim görüşümdür, başkanlık sistemi insan hak ve hürriyetleri bakımından, demokrasimiz bakımından, parlamenter sisteme nazaran daha teminatlı bir sistemdir. Daha güçlü koruyucu yapıları olan bir sistemdir. Bir başka husus ise, ‘Başkanlık olduğu zaman ülke bölünür, parçalanır, paramparça olur gider’ değerlendirmesi yapılıyor. Başkanlık sistemi ülkeyi niye bölsün? Amerika’da birleştirmek için yapılmış. Amerika Birleşik Devletleri olmuş. Ayrı ayrı yapıları birleştirmiş. Türkiye’de olursa bölünürmüş. Niye bölünür? Federal bir yapı olur, Üniter bir yapı bozulur? Hocalarım burada. Parlamenter sistemde de federal bir yapı var. Başkanlık sisteminin uygulamasının olduğu yerlerde de var. Federal bir yapı uygulaması ne parlamenter sistemin bir özelliğidir; ne de başkanlık sisteminin bir özelliğidir. Bu ilgili ülkelerin siyasal tercihidir. Başkanlık sisteminin olduğu yerde federal bir yapı olduğu gibi üniter yapı da var. Tamamıyla sistemin özelliklerinden değil ülkelerin siyasal tercihinden kaynaklanan bir durum var. Biz AK Parti olarak Türkiye’de bir federal bir yapılanma ön görmüyoruz başkanlık sistemi derken. Üniter yapıyı muhafaza eden bir yapı öngörüyoruz. Siyasi tercihimiz bu yönde. Başkaları farklı değerlendirebilir.”

Atatürk döneminin kendisine göre fiilen başkanlık dönemi olduğunu anlatan Bozdağ, “Atatürk dönemi bana göre fiilen başkanlık dönemidir. Atatürk hayattayken bu ülkede başbakanlık yapanların isimlerini hatırlayan var mı? Kimler? İnönü hariç. Onu dışarıda tutuyorum. Sonra İnönü geliyor. İnönü dönemi de başkanlık sistemidir. İnönü Cumhurbaşkanıyken bu ülkenin başbakanlarını hatırlayan var mı? Siyasetle uğraşanlar bile bu konuda bilimsel çalışma yapmıyorlarsa emin olun sayamazlar. Şükrü Saraçoğlu Stadı var şurada. Onu herkes bilir ama Şükrü Saraçoğlu’nun bir dönem bu ülkenin Başbakanı olduğunu birçoğu bilmez.” şeklinde konuştu