Bel fıtığına lokal anestezi
Günümüzün gelişen teknolojisi sayesinde bel fıtığı artık kısa sürede, minimum girişimlerle tedavi edilebiliyor.
KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Omurga Merkezi'nde sunulan lokal anestezi ile bel fıtığı ameliyatları sayesinde hastalar minimum girişimlerle, hızla eski sağlıklarına kavuşabiliyor. Omurga Merkezi Direktörü Op. Dr. Hikmet Uluğ, bel fıtığı ve yeni ameliyat şekilleri hakkında en önemli soruları yanıtladı!
Omurga hastalıklarının görülme oranı nedir? Hangi yaş, cinsiyet, meslek gruplarında daha çok görülür?
Bel ağrıları tüm toplumların en büyük sorunlarından bir tanesidir. Tüm insanların %90'ı, hayatının bir döneminde kendisini kısa süreli de olsa çalışma yaşamından alıkoyacak bir bel ağrısıyla mutlaka karşılaşır. Tüm bel ağrılı hastaların %3 - 4'ünde girişim gerektiren bel fıtığı görülür.
Düzenli egzersiz yapmayanlar, aşırı kilolu olanlar, çalışma yaşamlarında ağır fizik yük altında çalışanlar, ailevi yatkınlığı olanlar ana risk gruplarını oluşturmaktadır.
En sık görülme yaşları 40 - 60 yaşlar arasıdır. 60 yaş sonrasında daha çok dejeneratif değişiklikler görülmekle birlikte, ileri yaşlarda uzak fıtıklaşma (ekstraforaminal herniasyon) denen, kanal dışı fıtıklaşmalar daha sıktır. Kanal dışına gelişen bu fıtıklaşmalar genellikle bir üst mesafenini sinirini etkileyerek hastalarda dayanılmaz ve geceleri uyutmayan, istirahate cevap vermeyen bacak ağrılarına neden olabilir.
Omurga hastalıklarının en önemli nedenleri nelerdir? Genetik midir?
Omurga hastalıkları tanım olarak geniş bir yelpazeyi kapsar. Omurgada en sık görülen hastalıklardan birisi bel fıtığıdır. Bel fıtığının ana nedenleri yukarıda sıralanmıştır. Bel fıtığı dışında omurga hastalıkları, doğuştan hastalıklar (skolyoz, kanal kapanma bozuklukları, omur kaymaları), tümörler ve enfeksiyonlar gibi ana gruplara ayrılabilir. Genetik geçişli bazı omurga hastalıkları da sözkonusudur (kanal kapanma bozuklukları gibi).
Hastalık (Bel fıtığı) hangi belirtilerle ortaya çıkar? Ne zaman bir uzmana başvurmalı?
Bel fıtıklarının büyük bölümü dejeneratif değişikliklere bağlı olarak ortaya çıkar. Dejeneratif değişiklikler sonuçta fıtıklaşmaya gitmekle birlikte belirtiler yavaş yavaş artarak ortaya çıkar. Başlangıçta yakınmalar gelip geçici künt bel ağrısı atakları biçimindedir. 1 - 2 günle 1 - 2 hafta süreli bu ağrı atakları aralıklarla birkaç yıl devam eder. Fıtıklaşma eğer halkaları tümüyle yırtar ve çekirdek dışarı çıkarsa aniden kalçada başlayan ve bacağa yayılan keskin ağrı biçiminde bulgular ortaya çıkar. Bu durumda hastalar bel ağrısından çok keskin bacak ağrısı hissederler. Bu durum muhtemelen halka bölümünün yırtılıp basınç etkisinden kurtulması ve basıncın sadece sinire yönelmesiyle ortaya çıkar. Ağrı fıtıklaşma tarafındaki kalçada, baldırda ve hatta ayak ve parmaklarda hissedilebilir.
Sinir basısı aynı zamanda bacakta sinirin yayılım alanında iğnelenme, karıncalanma ve uyuşmalara neden olabilir. Duyu bozukluklarının ortaya çıktığı hastalarda reflekslerde de yavaşlama görülür. Sinir basısının sonucu olarak sinirin idare ettiği kaslarda güçsüzlük ve duyusunu sağladığı alanlarda duyu bozuklukları ortaya çıkar.
Ender olarak da ortaya idrar ve gayta bozuklukları çıkar. İleri derecede büyük fıtıklar spinal kanal içini doldurarak mesane ve bağırsakları idare eden sinirlere bası yapabilirler. Bu bası nedeniyle belde başlayan ağrı her iki bacağa yayılır ve apış arasında hissizlik ya da karıncalanma gelişir. Bası nedeniyle idrar ve dışkılama kontrolü bozulur. Böylesi bir bozukluk acil bir duruma işaret eder.
Omurga hastalıklarının teşhisi için hangi uzmana başvurmalı?
Bel ağrısı ile tıbbın birçok dalı yakından ilgilenme ve değişik uygulamalar yapmaktadır. Bu dalların başlıcaları nöroşirürji, nöroloji, fizik tedavi ve rehabilitasyon, ortopedi ve algoloji (ağrı tedavisi) dallarıdır. Bunun dışında hekim denetiminde ya da hekimler tarafından uygulanan manuel terapiyi sayabiliriz. Bu kadar çok tıp dalının ilgilenmesi hastalar açısından yararlı olmakla birlikte aynı zamanda hastalarda büyük bir kafa karışıklığı da yaratmaktadır. Farklı uzmanlardan değişik öneriler alan hastalar ne yapacağını bilemez duruma düşmektedir. Bu nedenle hastaların gerek tanı gerekse tedavi açısından değişik uzmanları dolaşıp alınan bilgileri sentezlemeye çalışmak yerine, ilgili tüm dalların birarada işbirliği içinde hizmet verdiği, hastanın ortaklaşa değerlendirilip yapılacak uygulamalara ilgili tüm dalların katılımıyla karar verildiği omurga merkezlerine (spine center) başvurması en uygun yoldur.
Teşhis için hangi tetkikler uygulanır?
Tanı süreci yakınmalarınızın ayrıntılı bir öyküsünün alınması ve fizik muayene ile başlar. Hekiminiz size yakınmalarınızla ilgili sorular soracak ve sorununuzun günlük yaşamınızı nasıl etkilediğini öğrenmek isteyecektir.
Hekiminiz daha sonra sizi muayene ederek bel hareketlerinizin ağrılı olup olmadığını, bacaklarınızdaki duyu seviyesini, kas gücünüzü ve reflekslerinizi değerlendirecektir. Direkt röntgen filmlerinin disk fıtıklaşmalarının tanısında çok yararı yoktur. Direkt filmlerde disk dokusu doğrudan görülmez. Ancak omurlar arası mesafenin azaldığı gözlenebilir. Bu durum bir ya da daha çok diskte aşınma ve harabiyetin varlığı anlamına gelebilirse de bir çok insanda da herhangibir disk problemi olmaksızın direkt filmlerde omurlar arası mesafenin azaldığı gözlenebilir. Bunun nedeni yaşla birlikte tıpkı cildin buruşması gibi disklerin de büzüşmesidir.
Direkt grafiler dışında belinizin bilgisayarlı tomografi (BT) incelemesi istenebilir. Bazen BT, "myelografi" adı verilen bir inceleme ile birleştirilebilir. Bu amaçla spinal kanal içine özel bir boya verilerek BT çekilir. Bu yöntemle omurilik, sinirler ve disk basısı olup olmadığı daha net görüntülenebilir.
Daha fazla bilgi gerekli olduğunda Magnetik Rezonans Görüntüleme (MRG) incelemesi yararlı olacaktır. MRG incelemesinde, X ışınları yerine radyo dalgaları kullanılarak vücudumuzun kesitler halinde görüntüleri elde edilir.
Hekiminizin kullanabileceği bir diğer test "diskografi" incelemesidir. Bu testte bir iğneyle diskin içine girilerek direkt filmlerde görülebilen bir boya verilir.
Hekiminiz gerek duyduğu takdirde sizden sinirlerinizin fonksiyonları hakkında bilgi veren "elektrofizyolojik" incelemeler de isteyebilir. Bu incelemelerden en yaygın kullanılanı "elektromiyografi" "EMG" incelemesidir. Bu incelemede kaslarınıza hareket etme komutu veren sinirlerdeki elektrik iletim hızı ölçülür ve disk fıtıklaşmasının sinirde oluşturduğu harabiyetin derecesi belirlenir. Diğer bir test "uyarılmış duyusal potansiyeller" "SEP" testidir. Bu testte ise vücuda verilen bir duyusal uyaranın beyinde algılanma hızı ve uyaranın beyine gidene dek katettiği yollardaki bozukluklar ortaya konur.
Ameliyat gerektiren durumlarda hangi seçenekler vardır? Hangi ameliyat teknikleri uygulanabilir?
Ameliyat gerektiren durumlarda, hastada sadece bel fıtığı varsa iki ana ameliyat tekniğinden sözedilebilir.
1. İlk ameliyat tekniği mikrodiskektomi ameliyatıdır. Mikrodiskektomi bir Türk hekimi tarafından (Prof.Dr. Gazi Yaşargil) dünyada ilk kez tanımlandıktan sonra yaklaşık 40 yıldır tüm beyin cerrahları tarafından güvenle uygulanmaktadır.
Disk fıtıklaşmasının sinire bası yaparak oluşturduğu ağrı, uyuşukluk ve güç kaybı gibi belirtiler geçmediğinde uygulanır. Bu yöntemde cerrah ameliyat mikroskobu kullanarak dokuları daha büyük ve aydınlatılmış olarak görür. Böylece dokulara en az zararı vererek fıtıklaşmış diski çıkartır. Ameliyat sırasında kasların ayrılması ve küçük bir kemik bölümünün çıkartılması gereklidir. Ancak ameliyat sırasında mikroskop kullanılması hastaya en az zararı verilmesini sağlar.
2. İkinci yöntem Endoskopik bel fıtığı ameliyatıdır (Kapalı ameliyat)
Son 10 yıl içinde kullanımı artan ve son 5 yıl içinde de artık mikrodiskektominin yerini alan son yöntem "tam endoskopik diskektomi"dir ". Bu yöntem diz artroskopik ameliyatına benzediği için "artroskopik diskektomi" olarak da adlandırılmaktadır. Tam endoskopik diskektominin en büyük özelliği tümüyle kapalı bir ameliyat olmasıdır. Ameliyat yarım santimetrelik bir kesiden fıtıklaşmış disk alanına sokulan 4 milimetrelik bir endoskop içinden ekrandan görülerek gerçekleştirilir. Belin arkasından ya da yan tarafından endoskopun ilerletildiği iki ayrı yöntem kullanılır.
Yöntemin avantajları nelerdir?
-Lokal anesteziyle uygulanabilmesi
-Hastanede yatış gerektirmemesi
-Komplikasyon oranının düşüklüğü
-Mikrocerrahi yöntemle ameliyat edilen hastalarda nüks görüldüğünde uygulanabilmesi
Lokal anestezi hangi durumlarda, nasıl uygulanabilir? Eski tekniklere göre avantajı nelerdir?
Lokal anestezi endoskopik ameliyatların hastanın yan tarafından uygulanan teknik olan transforaminal ameliyatlarda uygulanabilir. Tüm endoskopik bel fıtığı ameliyatlarının %70'i bu teknikle yapılmaktadır. Lokal anestezi hastayı genel anestezi risklerinden korur, ilave sistemik hastalığı olan yaşlı hastalarda güvenle kullanılabilir, hastanın hastanede kalma ve iş yaşamına dönüş süresini kısaltır.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.