Beykoz'da Büyük Protesto
Beykoz Muhtarlar Derneği’nin 2B rayiç bedelleriyle ilgili, ‘Beykozlu’nun sesini Ankara’ya duyurmak’ için organize ettiği mitinge emniyetin açıklamasına göre yaklaşık 4500- 5000 bin kişi katıldı. Açıklanan 2B rayiç bedel fiyatları kalabalık tarafından yuha
Cavit Gül başkanlığındaki Beykoz Muhtarlar Derneği tarafından organize edilen mitingde basın açıklamasında kullanılan platformun Üsküdar Belediyesi’nden temin edildiği öğrenildi. Mitinge CHP, MHP, Saadet ve İşçi Partileri’nin Beykoz İlçe Teşkilatı başkan ve yöneticileri ile bazı sivil toplum kuruluşları, Üsküdar, Ümraniye ve bazı ilçelerin muhtarları da katılım gösterdi. Muhtarlar Derneği’ni temsilen bazı muhtarlar, basın açıklaması öncesinde 2B rayiç fiyatlarıyla ilgili açıklamalar yaparak, Ak Parti hükümeti ve Maliye Bakanlığı sert sözler ile eleştirildi.
Kavacık Muhtarı Yusuf Kesici’nin, ‘Ankara, Ankara duy sesimizi; bu, Beykozlu’nın ayak sesleri!’ sloganıyla başlayan miting Gümüşsuyu Muhtarı Ahmet Soylu’nun vatandaşlara; ‘ Hazreti Yuşa’ların, Akbaba Sultan’ların, Uzun Evliyaların, Osmanlı sultanlarının bize emaneti olan güzel Beykoz’umuzun güzel insanları!’ şeklinde seslendi ve kalabalığı Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşları için saygı duruşuna ve akabinde de İstiklal Marşı’nı okumaya davet etti.
İstiklal Marşı’nın ardından bir konuşma yapan Ahmet Soylu, “ Millet ve devletin barış yasası olarak beklediğimiz 2B arazileriyle ilgili açıklanan rayiçler, milletli perişan etmiştir. Maaşları 750 TL ile bin 500 TL arasında değişen işçi, emekli kenti Beykoz’umuzda Beykoz insanı derin yaralar almıştır. Rantçılara gün doğmuştur. Hemşerilerimizin Beykoz’da yaşamları zora girmiştir. Benim Ortaçeşmeli’m, benim Çamlıbahçeli’m, benim Tokatköylü’m! 400 TL’yi bulan fiyatlar ile nasıl alacaksınız oraları? Hangi paralar ile alacaksınız? Benim Gümüşsulum! Benim İncirköylüm! Benim Soğuksulum!
Fakir fukara vatandaşlar 800 TL’yi bulan değerler ile nasıl alacaklar oraları? Rantçılara meydan çıkıyor. Ey hükümet! Rayiç bedel, Beykozlumuzu ezmekte. Gelin, emlak değerlerini baz alalım, barışı sağlayalım. Beykozluyu Beykoz’da yaşatmak için gelin Beykoz’dan doğal SİT’i kaldıralım. Sivil anayasanın yapıldığı bu günlerde, gelin Beykoz’da 6 bin 700 haneyi kapsayan ormanda kalan insanlara da bir çözüm sunalım. Gelin, ecrimisil’i Beykoz’da unutalım”diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Soylu’nun ardından Tokatköy Muhtarı Erkan Atagün söz aldı ve; “Ben önce, kendi adıma, Maliye Bakanı’nın bu operasyonuna ses çıkarmayan ya da çaresiz bir şekilde bakan bu hükümete oy topladığım için eğer değiştirmezse tüm Beykoz ve Tokatköy halkından özür diliyorum! Maliye Bakanı aldığı bu kararı değiştirmez ise, bu hükümet bu kararlara boyun eğer ise, bir daha oy vermeyeceğimizi göstermek için söylüyorum. ‘ Bir daha bu partiye oy vermeyin!’ diyeceğiz. Başbakan’ın bu sesimizi duymasını istiyoruz. Sayın Başbakanım nereden geldiği belli olmayan, uygulandığı zaman bizi uyuyamaz hale getiren, sürgün yasası bizi yok sayan, yarın, lanet olsun, bıktım bu devlet ile uğraşmaktan, çekeyim, gideyim, demeye mahkûm eden Maliye Bakanı’na uyma. Maliye Bakanı’nın ve ekibinin kendi belirlediği, yani kendi çalıp kendi oynadığı bu rayiç bedeller bizleri mutlu, bizleri huzurlu bir şekilde taşıması gerekirken, bir karar aldığında sevinmemiz gereken bu kurumun aldığı karara bakın. Maliye Bakanı, İngiliz vatandaşıdır. O yüzden Sayın Başbakan’ıma, şu geçmiş olayı hatırlatıyorum” dedi ve Birinci Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı Devleti’nin borçlarının tasfiye sürecini hatırlatarak, bu süreçte, başta İngilizler olmak üzere bir heyet atandığını Musul ve Kerkük’ün, devlet borcu karşılığında emlak rayiç bedeli üzerinden 500 Sterlin’e İngilizlere satıldığını ve bu gün 2B alanlarında da aynı yöntemin uygulanmakta olduğunu söyledi.
Nüfusun yüzde 80’inin ayda bin 500 TL maaş aldığını hatırlatan Erkan Atagün, açıklanan rayiç bedellerin çok yüksek olduğunu söyleyerek konuşmasına devam etti. Atagün; “Beykoz çok sıkıntılı. Hatta Belediye Başkanımız da sıkıntılı, ‘yapmayın, etmeyin’ diyor. Geçmez İngiliz taktiği uygulayan var orada. İngiliz vatandaşı var orada, vazgeçmem diyor. Beykoz Belediye Başkanı, ben bu halkın durumunu bilirim diyor, o orada şarkı söylüyor, inleyen nağmeler ruhumu sardı. Biz Beykoz Muhtarlar Derneği, bir siyasi parti gibi çalıştık. Sizin hakkınızı her platformda masalara yumruk vurarak, anlattık anlamıyor. Niye anlamıyor? Çünkü adam diyor ki, bunlar ne kadar bağırırsa bağırsın, 26 gün sonra unutacak. Bu toplantı, Beykozlular olarak onlara unutturmama toplantısı olacak. Beykoz Muhtarları bu saatten itibaren bir siyasi parti gibi çalışacak. Beykoz muhtarları bundan sonra Beykoz Milletvekili olacak. Tek yumruk olacağız. Adam diyor ki, Beykozlu alamaz. Ak Parti milletvekili de diyor ki, olur mu ya, Biz 11 bin metrekare alan ormana kazandırdık. Neyi kazandırdın? Kime yalan söylüyorsun? Utanmıyor musunuz? Bu Yasa uygulanacağı zaman eğer ben yok sayılacak isem, bu Yasa düzenlenmez ise, sivil itaatsizlik de dahil, her örgütlenmeyi, her protestoyu yapacağız. Bu Yasa’yı çıkaranları protesto edeceğiz Bir araya gelelim, tek yumruk olalım.
Ey Maliye Bakanı, sen hakikaten bu 70 milyonun hakkını düşünüyor isen, sen git önce içinde yabancının da olduğu Merkez Bankası’nı millileştir ondaki hakkımızı al” dedi.
Tokatköy Muhtarı Erkan Atagün’ün ardından söz alan Beykoz Muhtarlar Derneği Başkanı Cavit Gül’de 2B rayiç bedelleri ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Ankara’ya sesimizi duy diyoruz. Beykoz’un sesini duy artık. Duy, duy, duy. 2012 yılında rayiç bedellerin ve emlak değerlerinin fiyatlarına baktığımız zaman, yüzde 50 oranında yukarı çıkmış. Bu ne demek? Beykoz’da yaşayan insanlara git mi demek? Bu insanlar yıllar önce Atatürk’ün kurduğu bu fabrikalarda çalışmak üzere Beykoz’a gelmiştir. Anadolu’nun bağrından kopmuşlardır. Bu meskenleri kendi imkânlarıyla yapmışlardır. Dolayısıyla, aşıyla, işiyle devlete istihdam sağlamışlardır. Bugün bu ortamı yaşayacaklarını bilselerdi, buradaki halkın hiçbiri olmazdı. Ama ne yazık ki bu insanlar hem milletine, hem vatanına sahip çıkmış, bugün Beykoz’u Beykoz yapmıştır. Beykoz’u Beykoz yaptıysa, bu Beykozluyu görmemenizin de bir anlamı yok. Beykozluyu Beykoz’da, yuvasında rahat uyutmanız lâzım.” Dedi ardından Gül açıklanan 2B rayiç bedellerini mahalle bazında tek tek okurken vatandaşların açıklanan fiyatı yuhaladıkları görüldü. Daha sonra Beykoz Muhtarlar Derneği Başkanı Cavit Gül basın açıklamasını okudu.
Basın açıklaması:
“Bizler on yıllardır Beykoz’umuzun vazgeçilmez değerleri olarak yaşamaktayız. Bizsiz Beykoz, Beykoz’suz biz düşünülemez. Beykoz, bizim bir yaşam tarzımız haline gelmiştir. Dedeler torunlara Beykoz anılarını anlatır, anneler kızlarına çeşm-i bülbül çeyiz hazırlatır. Delikanlılar Boğaz’da yüzmeyi öğrenir. İhtiyarlar Onçeşmeler’den su içip, Bostancı Mustafa Ağa Camii’nde namaz kılarlar. Bizim hayat tarzımızdır Beykoz.
Beykoz bizimdir, bizim kalacak…
Beykoz, artık kapanan fabrikaların açtığı yaraları sarmaya uğraşmıyor. Bizi farklı gündemler sardı. Bizler artık Beykoz’da kalabilme mücadelesi veriyoruz. Yıllarımızı vererek kurduğumuz Beykoz’umuzda kalabilme korkusu sardı bizleri. İşgücünü karşılamak için getirildiğimiz Beykoz’da mülkiyet sahibi olabilme sevdamız, açıklanan rayiç bedellerle Beykoz’da kalabilme mücadelesine dönüştü.
Bu rayiç bedeller kabul edilemez…
Bizler yıllarca siyasilerimizin yanında durduk. Beykoz için ne yapılacak ise, bizler de elimizi taşın altına koyalım dedik. Siyaset varsa biz varız, biz varsa siyaset vardır dedik. Beykoz’un geleceği için ne yapılacaksa, en önde mücadele etmeye varız dedik. Beykoz bizimdir, bize rağmen iş yaptırmayız dedik.
Gün, bugündür! Siyaset, tarzını ortaya koymuş, vatandaşın tasfiyesini resmi rayiç bedellere bağlamıştır.
Bu rayiç bedeller kabul edilemez…
Bu satış listesi kabul edilemez…
Beykoz’un satışı kabul edilemez…
Biz, Beykoz’un işgalcisi değil, gerçek sahipleriyiz…
Bizler bu yerleri gasp etmedik, satın aldık. Bizler buraları sanıldığı gibi ormanlardan açmadık. Bizler buraları uzun yıllardır koruyan gerçek sahipleriyiz. Beykoz, bizlere ecdat mirasıdır. Miras yerlerimiz para ile tekrar satılmak isteniyor. Bu oyuna gelmeyeceğiz. Beykoz halkının kaderi, birkaç yol bilmez maliye bürokratının eline bırakılamaz. Devlet kendi vatandaşının sorunlarını rant kapısı olarak göremez. Hazine, bizim umutlarımızla ve alın terimizle finanse edilemez. Geleceğimiz bir kez daha ertelenemez. Bu vebali siyaset de, bürokrasi de kaldıramaz.
İktidara ve bürokrasiye çağrımızdır…
Beykoz’u eğer gözden çıkarmamışsanız;
Fahiş rayiçlere dur de!
Sermayenin operasyonlarına dur de!
Bürokratların katliamına dur de!
Koruma kanunlarının zulmüne dur de!
Halka rağmen olan her şeye dur de!
Beykoz’un satılmasına dur de!”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.