Bilinçli seçmen bilinçli toplum demektir
Ben bu yazıyı kaleme alırken ciddi bir risk alarak, yanılmış olma tehlikesini üstlenebilecek kadar kendime güveniyor ve Sarıgül’ün de beni yanıltmayacağına inanıyorum.
Ekim Ayı içerisindeyken, bir de Mustafa Sarıgül’ün 9 Kasım’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için büyük bir sürprizle açıklama yapacağını ilan etmişken ben diyorum ki; Sarıgül aday olmayacak.
Bir başka iddiam da; Sarıgül Şişli’den belediye başkanı dahi seçilemez.
Eğer yanılmış isem de belirli güçler işin içine girmiş demektir. Bu belirli güçlere bir de siyasi stratejilerin de girme ihtimali mevcuttur.
Bu da; Sarıgül’ün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olmama pazarlığına karşılık Şişli’de Ak Parti ve CHP’nin Mustafa Sarıgül’ün karşısına zayıf ve sevilmeyen bir aday koyarak desteklemesidir. Eğer Mustafa Sarıgül CHP ve Ak Parti haricinde DSP’den Şişli Belediye Başkan adayı olması durumunda, Şişli’den dahi seçilemeyecek biri nasıl oluyor da CHP’yi kurtaracak adam olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına düşünülüyor anlamıyorum.
Sarıgül düne kadar Kadir Topbaş için “başkanın aday olduğu bir yere asla ben aday olmam” dediğini unutmayalım. Bu sözü söylettiren neydi. Şimdi ne değişti.
CHP’nin, üyesi dahi olmayan birine nasıl bel bağlar bunu da anlamıyorum. Gerçi benim hep söylediğim bir şey var o da Mustafa Sarıgül İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olamayacak. Bana bunu söyleten o kadar çok unsur var ki, eğer tersi de çıkarsa o zaman varın görün siz İstanbul’un halini. Sadece İstanbul’un da değil Türkiye siyasetindeki depremleri hep beraber göreceğiz.
Bir de Mustafa Sarıgül Şişli’de nasıl oluyor da başarılı diye anlatılıyor bunu da anlamıyorum. Ben yirmi yıldır Şişli’de gazetecilik yapıyorum. Benim göremediğim başkalarının gördüğü şey ne çok merak ediyorum. Şişli modeli deniliyor. Allah korusun eğer Şişli modeli denilen şeyi İstanbul’a uygulamaya kalkarsa vay İstanbul’un haline. Eğer CHP’yi bir otuz yıl daha İstanbul’dan uzaklaştırmaksa amaç o zaman tamam. Bu proje amacına ulaşacak demektir.
Daha İstanbul için tek projesi dahi olmayan ve İstanbul’u almak için herhangi bir gayreti dahi olmayan aday İstanbul seçmenine pompalanıyor.
Bir de İstanbul’daki yerel seçimlerde CHP’nin alacağı oy mevcut adaylarla yapılan araştırmalarda belli. O zaman da ortaya bir başka sonuç çıkıyor. Amaç İstanbul’u almak değil partiyi seçim sonrasında yeniden şekillendirmek.
Bana bu yazıyı yazdıran şey sadece bir seçmen ve gazeteci olmam, yaşadığım yerde daha iyi hizmete ulaşmak için rekabetin olması gerektiği düşüncesidir. Bunu da CHP’nin güçlü olması ve muhalefet yapabilmesiyle mümkün olacağını düşünüyorum.
Bu yazımın bir başka gayesi de; bilinçli bir seçmen ve bilinçli bir siyasetin oluşmasına katkı yapmaktır.
Kamuoyuna pompalanan yanlış algı yöntemlerinin de artık bozulması düşüncesiyle herkesi duyarlı olmaya davet ediyorum.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.