Dünyanın en pahalı geçilen ikinci köprüsü
Halkın gelir gücü hızla azalırken, köprü ve otoyollara gelen zam büyük tepki çekti.
Vatandaş pandemi ve ekonomik daralma ile azalan gelirlerinin derdine düşmüşken yeni yıl fahiş zamlarla başladı, köprü ve otoyollara yüzde 25 zam açıklandı. Asgari ücrete, işçi ve emekliye yapılan zamların çok üzerindeki bu oran, köprü ve otoyollarımızın dünyanın en pahalısı olma unvanını pekiştirdi. Diğer ülkelerdeki köprü ve otoyollara ödenen geçiş bedelleri ile Türkiye'nin yap-işlet-devret (YİD) projelerinin ücretleri milli gelir bazında karşılaştırıldığında durumun vahameti ortaya çıktı. İYİ Parti Yerel Yönetimler Başkan Danışmanı Dr. Suat Sarı bu farkın 8 kat olduğunu belirterek, tabloyu ortaya koydu.
KAT KAT ÜZERİNDE
Tabloya göre 2.7 kilometrelik Osmangazi Köprüsü'nde kilometre başına geçiş ücreti 7.38 dolara yükselmiş durumda. Bu ücret, dünyadaki benzer köprülerin geçiş ücretlerinin çok üzerinde. Bu rakama yakın tek köprü Danimarka Öresund, orada da 4 kilometre su altı tüneli bu fiyata dahil. Ancak asıl çarpıcı fark milli gelir bazındaki karşılaştırmada ortaya çıkıyor. Türkiye'deki vatandaş yıllık kişi başı milli gelir bazında gelirinin onbinde 8'i ile bu köprüden geçebilirken, bir İngiliz ülkesindeki benzer köprüden gelirinin onbinde 1.2'si ile geçebiliyor. Bir Danimarkalı ise gelirinin sadece onbinde 1'i ile ülkesindeki köprüyü kullanabiliyor. Sarı, “Biz kazancımıza göre Avrupa'daki ülkelere ve ABD'ye göre yaklaşık 8 kat daha fazla ödüyoruz. Yaklaşık 9 bin dolar yıllık milli geliri olan bir ülkenin vatandaşı için bu geçiş ücreti kabul edilemez” dedi.
GELECEĞİMİZİ BETONA DEMİRE DÖKÜYORUZ
Suat Sarı, asgari ücretin 6 kat fazla olduğu ülkelerde bile köprü yapım maliyetlerinin Türkiye'nin altında kaldığını söyledi. Dr. Sarı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nde planlanan tren yolunun hâlâ çalışmadığını, oysa işletme maliyeti içinde bu tren yolunun çalıştırılmasının da olduğunu vurguladı. Yavuz Sultan Selim'in otobüs ve kamyonlara geçiş zorunluluğu getirilmesine rağmen diğer iki köprünün yükünün ancak yüzde 12-15'ini aldığını söyleyen Sarı, “Bu köprüyü paramız yokken, yurtdışından borç paralara yapmaya gerek var mıydı? 10 sene sonra yapsak ne olurdu? Diğer ülkeler ihtiyacı olunca yapıyor. Bizde çok önce, olmayan paramızla yurtdışından borçlanarak yapılıyor. Öncelikler yanlış, geleceğimizi betona, demire gömüyoruz” dedi. Sarı ayrıca dünyada köprü ve tünellerde aynı gün gidiş gelişler ile haftalık ve aylık indirimli abonman uygulamaları var iken Türkiye'de böyle uygulamaların neden olmadığını da sordu.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.