Fatih'in aşkı efsane İstanbul
Fatih’in gözdesi ‘’Ya İstanbul beni, ya ben İstanbul’u’’ diyen cihan padişahı Fatih Sultan Mehmet 29 Mayıs 1453’de Hz. Muhammed (S.A.V) Hadis-i Şerifi'ne mazhar olarak bu efsane Şehr-i İstanbul'u fethetti.
Dünya tarihinin önemli komutlarından aynı zamanda yine önemli devlet adamlarından olan ünlü Napolyon; ‘’Dünya tek bir devlet olarak kabul edilseydi bu Dünya’nın başkenti ancak İstanbul olurdu’’ söylemine katılan bir çok tarihçi ve bilim adamları var. Güzel İstanbul’u detaylı ve iyi anlayabilmek için İstanbul’un tarihini okumak gerekir görüşündeyim.
Cihan Padişahı olan Fatih’in fethiyle Osmanlı topraklarına katılan İstanbul’da Roma imparatorluğunca yapılmış bir çok önemli tarihi eserler bulunmaktadır. En önemlileri Valens kemeri (MS. 364), Ayasofya (MS. 537), Aya irini (MS. 537), yere batan sarnıcı (MS. 532), Galata Kulesi (MS. 528)’ ve daha niceleri var.
Yine Fetihten sonra İstanbul Osmanlı’nın başkenti olarak ilan edilmiştir.
Osmanlı imparatorluğunun yıkılışına dek başkent sıfatını korumuştur.
Bu güzide başkent İstanbulumuza Osmanlı’nın da kattığı tarihi eserler yabana atılacak gibi değil, güzellik üstüne güzellikler katmışlardır. Mimari ve sanatsal, görsel yapılar bakımdan. İmparatorluk binası, okullar, kışlalar, hamamlar ve diğer surlar..
Süleymaniye camii (1557), Rumeli Hisarı (1452), Sultan Ahmet Camii (1616), Topkapı Sarayı (1465), Dolmabahçe Sarayı (1856) bunlar ve yine bunlara benzer nice efsane niteliğinde olan bir çok tarihi eserler mevcuttur.
Ayrıca İstanbul kelimesi de Yunanca dan gelmektedir. Estan, Polis kelimelerinin birleştirilmesindendir. Yine İstanbul demek ‘’Ben şehre gidiyorum’’ anlamına da geldiği bilinir.
Türkiye Cumhuriyeti Kostantinopolis veya Konstantiniyye ismini 1929 yılında resmi olarak İstanbul’a çevirmiştir.
Fatih Sultan Mehmet, bir fermanla mozaik ile diğer tarihi önemi olan eserlerin korunmasını ve asla yok edilmemesini emreder.
Tarihte Haç Ruhlular ve Haçlılar tarafından ve doğru olmayan iftira ve cehaletlerinden kaynaklanan ‘’Osmanlı barbardır’’ yalanı, Fetih’ten sonra Osmanlı padişahlarının ve mimarlarının bu efsane katkıları tarihi eserleri saya saya bitirilemeyecek kadar çok ve şaheser niteliktedirler. Yine bu gerçeği, realiteyi yabancı tarihçiler ve sanatla ilgilenen Hristiyan Bilim adamlarının yazmış oldukları adeta itiraf niteliğindedir.
Eğer gerçek ve rasyonel bir hakikat olmasaydı bu itiraf Sultanahmet Camii, Süleymaniye ile daha bir çok Osmanlı eserlerini ziyarete gelen yabancı turist sayısı milyonları geçer miydi?
Bu efsane kenti Osmanlı topraklarına katan ecdadımız cihan imparatoru çağ kapatıp çağ açan Fatih Sultan Mehmet’i saygı ve rahmetle anıyoruz. Mekanı cennet olsun, Ala olsun dilek ve dualarımızla..
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.