Turhan, 11. Sanayi Kongresi ve İnovasyon Sergisi'nin açılışında yaptığı konuşmada, İMKB olarak bu kongreye stratejik ortak olmaktan dolayı onur duyduğunu belirterek, gelecek dönemdeki hedeflerin gerçekleştirilmesi için sanayinin vazgeçilemez bir unsur olduğunu kaydetti. 

Rekabetin, ilerlemenin, gelişmenin ve piyasa ekonomisinin en önemli unsurlarından birisi olduğunu ifade eden Turhan, şunları söyledi: 

"Dünya Ekonomik Forumu'nun hazırladığı Küresel Rekabetçilik Endeksi'nde Türkiye rekabet sıralamasında ortada yer alıyor. Biz amaçlarımıza ulaşabilmek için bunu daha yukarıya taşımak mecburiyetindeyiz. Rekabet gücümüzü arttırmak için iki tane önemli husus ortaya çıkıyor. Biri yenilikçilik diğeri de verimliliktir. Bazı milletleri diğerlerinden daha zengin yapan husus; onların yenilikçiliği ve verimliliğidir. Durumumuzu iyileştirmek için Ar-Ge'ye önem verip harcama yapmak çok önemli bir husustur." 

Turhan, Ar-Ge harcamalarıyla ülkelerin gelişmişlik düzeyinin korelasyon içinde olduğunu anlatarak, şunları aktardı: 

"Sanayi ile üniversite, sanayi ve Ar-Ge'nin iç içe olması hakikaten çok büyük bir önem arz etmektedir. Ülkemizin durumu, 10 yıl öncesiyle karşılaştırıldığında Türkiye'nin aldığı mesafe umut vericidir. Sadece bilimsel Ar-Ge değil, kurumsal anlamda yenilikçilik ve verimlilik de çok önemli. Borsamızda kurumsal yönetim endeksimiz var. Bu endeksin içine girmeyi başaran kuruluşlarımıza borsamızdaki kotasyon ile ilgili yaptığımız destekler önümüzdeki dönemde artırılarak devam ettirilecek. İstanbul Borsası olarak, Birleşmiş Milletler'in de desteklediği 5 borsa ile birlikte hayata geçirilen sürdürülebilirlik çalışmalarına destek veriyoruz. Borsamızın stratejik ortak olarak kongrede yer alması, kongrenin teması olan sürdürülebilir büyüme, rekabetçilik ve küresel güç olabilmek için sanayi sektörü ile sanayi piyasalarının çok yakın bir iş birliği yapmasının bir zorunluluk olmasından kaynaklanıyor." 

'İSO BAŞKANINDAN MÜJDE ALDIK'

Turhan, Ar-Ge faaliyetlerinin yeni bir ürünün ortaya çıkma sürecinde başlangıçta karlılığın çok yüksek olmadığını belirterek, "Ar-Ge, inovasyon ve rekabetçiliğin yaygınlaşması için Sermaye piyasalarıyla işletmelerin yakın iş birliği içinde olması zorunludur" diye konuştu. 

Halka arzın faydalarına da değinen Turhan, "İSO Başkanı Tanıl Bey ile yaptığımız bir görüşmede, önümüzdeki 1 yıl içinde sektörler bazında sanayi kuruluşlarımızla borsamızın interaktif çalışmalar yapacağımızın müjdesini aldık. Halka arz yoluyla sağlanan finansmanın maliyeti, benzer finansman bulma çözümlerinin hepsinden daha düşüktür. Bunun yanında tanınırlık, likidite, markaların kurumsallaşması gibi faydalarını da gözardı etmemek gerekir" şeklinde konuştu. 

Turhan, bu yılın dünyada halka arzların gerileme gösterdiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Bir iki tane dışında dünyada önemli bir halka arz gerçekleşmedi. Buna rağmen ülkemizde Halkbank'ın halka arzının haricinde, 300 milyon doların üzerinde halka arzın gerçekleşmesini, halka açık şirket sayımızın 406'ya ulaşmasını bir başarı olarak görüyorum. İlk defa geçen yıl hayata geçirilen Gelişen İşletmeler Piyasamızda 50 milyon dolara yakın bir halka arz hasılatının sağlanmış olması çok önemli bir başarıdır. Sanayi sektörümüzün halka arzlarda önemli bir rol oynadığını düşünüyoruz. Gerçekleşen halka arzların neredeyse yarısı sanayi sektörümüzden sağlanmaktadır. Sanayi şirketlerimiz toplam hasılatın yarısını gerçekleştirmiş durumdadır" 

'KALAN YÜZDE 56'YA SESLENİYORUM'

İSO'nun açıkladığı en büyük 500 ve en büyük 1000 şirkete baktığında yüreğinin sızladığını anlatan Turhan, şunları kaydetti: 

"Bu sayıyı ülkemize yakışır bir seviyeye çevirmemiz lazım. 2012 yılı içerisinde İSO 500 içerisinde yer alan 68 şirket ile görüşmüşüz, bunların yüzde 44'ü halka arza olumlu bakıyor. Geriye kalan yüzde 56'ya sesleniyorum. Hükümetimizin 2023 yılı için vizyonu var. Mevcut Türkiye'ye bir buçuk Türkiye katılması gerekiyor. Bunu yapmak için finansal kaynağa ihtiyaç var. Ben bütün sanayicilerimizin süratle bu yarışta ön sırada yer alması gerektiğini düşünüyorum." 

İstanbul Borsası'nın İAB ve VOB ile birleşmesinden sonra daha etkin bir piyasa sistemi olacağını belirten Turhan, "Bölgesel borsalar ile yakın iş birliği içindeyiz. Şu an itibariyle Azerbaycan, Saraybosna ve Kırgızistan borsalarında pay sahipliğimiz var. Bunu daha da arttırarak, Arnavutluk, Makedonya, Karadağ, Hırvatistan ve Sırbistan'ı, Mısır'ı, Filistin'i, Umman'ı, BAE'i içerecek şekilde Orta Asya'yı içerecek bir çalışma içerisindeyiz. Bunu hayata geçirdiğimizde İstanbul, Güneydoğu Avrupa, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Batı Asya'nın finans merkezi haline gelecek. İki gün sonra tek pay senetlerine ilişkin VOB sözleşmelerini 21 Aralık'ta yatırımcıyla buluşturacağız. Kira sertifikalarının önümüzdeki dönemde çok önemli bir rol oynayacağını düşünüyorum" diye konuştu.