İlk yarı biterken

İlk yarı biterken

Ligin ilk yarısının bitimine 1 hafta kala, hem üst sıralar hem de alt sıralar için tablo yavaş yavaş belirgin bir hal almaya başladı. Fenerbahçe' nin son dakikalarda bulduğu gollerle ligin ilk yarısını lider bitirdiğini söyleyebiliriz.

 Ligin ilk yarısının bitimine 1 hafta kala, hem üst sıralar hem de alt sıralar için tablo yavaş yavaş belirgin bir hal almaya başladı. Fenerbahçe' nin son dakikalarda bulduğu gollerle ligin ilk yarısını lider bitirdiğini söyleyebiliriz. Zira Fenerbahçe' nin bu son dakika golleri olmasa idi şu an Galatasaray ile aynı puanı toplamış olacağını görürdük. Fakat sanılmasın ki bu son dakika golleri Fenerbahçe' nin olumsuz bir durumunu ifade etmek amaçlı dikkatlere sunulmadı. Tam tersine Fenerbahçe' nin arzusu, isteği ve maçın son dakikasına kadar kazanmak için harcadığı emeği göstermektedir.

Kadro kalitesi bakımından, büyük takımlar içerisinde yerli kalitesi en yüksek takım olarak Fenerbahçe' yi göstersem yanlış yapmayacağımı düşünüyorum. Fakat Fenerbahçe 'nin stoper kalitesinin yetersiz olduğu Egemen, Alves ve Yobo yaşlı oyuncular, çoğu pozisyonda ağır kalıyorlar, gün gibi ortada. Öyle ki bu sezon neredeyse tüm resmi maçlarda gol yeme becerisini gösteren ve sürekli defans dörtlüsü değişen Galatasaray bile Fenerbahçe'den daha az gol yemiş ligin ilk 16 haftası sonunda. Bunun yanında Fenerbahçe'nin makina misali çalışan ve liderliğini sağlayan ileri dörtlüsü büyük işlere imza atmakta. Kuyt, Webo, Emenike ve Sow gol yollarında o kadar formda ve etkililer ki; Fenerbahçe gol bulmak için çok çaba sarfetmiyor.
Fenerbahçe için ligin ilk yarısı pembe bir tabloyla bitiyor görünse de ikinci yarıda bazı sıkıntılar ile karşılaşacaklarını düşünüyorum. Ligin ilk yarısında ki bütün derbileri iç sahada oynamış olması ve ikinci yarıda bunları dışarda oynayacak olması bir dezavantaj. Bunun dışında Eskişehir, Sivas, Elazığ, Gaziantep ve Akhisar deplasmanlarının da zor geçeceği açık. Özellikle Ocak ve Şubat aylarına denk gelecek olan Eskişehir, Sivas ve Elazığ maçları soğuk hava ve buzlu zeminde oynanacaktır.
Galatasaray için ise üç kulvarda birden yetersiz yerli kadrosuyla şu ana kadar durumu iyi kurtardığını söyleyebilirim. Zira ligde liderin 8 puan arkasında olmasına rağmen; Beşiktaş deplasmanını kazanmış olması, Eskişehir ve Bursa gibi zorlu deplasmanları geçmiş olması, ikinci yarıda bu takımlarla içeride oynayacak olması, Galatasaray için avantaj. Şampiyonlar Ligi' nde Juventus' u arkasında bırakıp bir üst tura çıkmış olması hem prestij hem de futbolcuların motivasyonu ve takıma olan inancı açısından önemli. Son yıllarda pek başarılı olamadığı Türkiye Kupası'nda ise Bursa, Sivas ve Eskişehir takımlarının dışında ciddi bir rakibi olmadan yoluna devam ediyor olması da Galatasaray' ın sezonu kupasız kapatmaması anlamında kayda değer önemli bir artı olarak karşımızda duruyor. 
Yerli ve yabancılarından yeterli verimi alamayan Galatasaray da devre arası transferleri geçen yıl gibi bu sene de fark yaratacaktır. Dany, Amrabat ve Riera gibi istikrarsız ve beklentiyi karşılamayan oyuncularla yollarını ayıracağına inandığım Galatasaray bunların yerine alınacak yerli ve yabancı oyuncularla ikinci yarıda daha iyi bir görüntü çizecektir. Zaten Fatih Terim' in kadrosunu devralan ve kendi oyun sistemini bir türlü uygulatamayan Mancini de Devre arasında ki transferler ile kafasında ki oyunu oynatacaktır. Özellikle yerli takviyeler Galtasaray için büyük önem taşımakta. Galatasaray' ın Melo-Selçuk ikilisine alternatif olarak Yekta-Emre Çolak ve Ceyhun hamleleri istenileni veremediğinden bu bölgeye transfer yapılacağını düşünüyorum. Zaten yıllardır kanayan bir yara gibi duran ve bir türlü gereken tedavisi uygulanmayan sol bek için de bazı isimler anılmaya başladı bile.
Beşiktaş açısından ise durum oldukça vahim. Avrupa Kupaları' nda yer almayan ve Türkiye Kupası' na ise Fenerbahçe gibi daha ilk turdan veda eden Beşiktaş ligde de istenilen sonuçları alamamakta. Galatasaray' ın yalnızca 1 puan gerisinde olmasına karşın neden Galatasaray açısından vahim olmuyor durum diyebilirsiniz. Çünkü Galatasaray 3 kulvarda birden yarışmasına karşın hiç bir kulvarda yarıştan kopmadan devam ediyor.
Beşiktaş 'ın ilk 4 haftada aldığı 4 galibiyetten sonra 12 maçta sadece 4 galibiyet alabildiğini söylesem hak vermez misiniz? Beşiktaş ciddi bir düşüş içerisinde ve takımda sakatlıkların ardı arkası kesilmiyor. 2 yıldır sakatlıktan çıkamayan Pektemek ve Köybaşı' nın yeniden sakatlanması, Fernandes' in gitmeyi kafasına koyduğu için oynamak istememesi, Almeida' nın sezon sonu bitecek olan sözleşmesini uzatmak istememesi, Gökhan Töre' nin bönservisinin alınmak istenmesi ancak Rubin' in çok büyük para talep etmesi, aşılması mümkün olmayan durumlar olarak görünüyor.
Ligin ikinci yarısının Fenerbahçe ve Galatasaray arasında geçecek yarışa gebe olduğunu düşünüyorum. Kasımpaşa, Beşiktaş ve Trabzonspor' un 3, 4 ve 5. sıralar için mücadele edeceğine inanıyorum. Avrupa da yoluna devam etmemesi durumunda (Chelsea' ye elendiği taktirde) Galatasaray' ın lige daha konsantre olacağını ve Fenerbahçe' yi daha çok zorlayacağını düşünüyorum.
Hakemlere de bir paragraf ayırmak gerekirse bu sezon son yıllarda gördüğüm en kötü hakem performansları sergilenmekte. Her maçta mutlaka skoru etkileyecek bir hakem hatası görüyoruz. En klas hakemlerimizin bile basit ve anlam verilemez hataları ligin hem kalitesini hem de seyir zevkini düşürmektedir. Umarım ikinci yarıda bu hatalar olmaz ve daha zevkli ve hakkaniyete uygun maçlar izleriz.
Herkese mutlu ve hayırlı günler dilerim.


Olcay Şeker

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.