Öldüren kapıyı ip tutuyormuş

Öldüren kapıyı ip tutuyormuş

Ümraniye'de çalıştığı işyerinin demir kapısının üzerine düşmesi sonucu hayatını kaybeden Eda Kızılaslan'ın babası ve kardeşi, olay yerini görünce ikinci bir acı yaşadı. Baba-oğul, kopan halatların yaklaşık 3 cm genişliğinde ipten yapılmış olduğunu görünce

Geçen hafta, yeni çalışmaya başladığı işyerinden çıkarken, işyerinin demir kapısının üzerine düşmesi sonucunda hayatını kaybeden Eda Kızılaslan'ın babası Kazım Kızılaslan ve kardeşi Mustafa Kızılaslan, olayın meydana geldiği yere gitti. Kopan çelik halatları yerinde görmek için olay yerine gelen baba-oğul, halatların çelik olmadığını görünce şok oldu. 

Savcılık talimatıyla mühürlenen kapıda, ipden yapılmış yaklaşık 3 cm genişliğindeki halatları inceleyen acılı baba "Ben burada koptu denilen çelik halatları aradım. Kapının bağlantısını şeklini merak ettim. Halat ararken burada bağlı ipleri ve üzerindeki mühürü görünce taşıyıcı halatları gördüm. Böyle bir taşıyıcı halat olamaz. Halat pırtık pırtık. Bir insan, kapısındaki köpeği bile güvenip şu halata bağlamaz. Bu halat zaten zamanla yıpranmış ve yorulmuş. Halat denecek hali kalmamış" dedi. 

İşyeri sahiplerinin bir haftadır kendisiyle iletişime geçmediğini ifade eden Kzılaslan "Bana sadece 3 tane çalışanını gönderdi. Ben beklerdim ki gelip acımı paylaşsınlar. Ben 'Kızımı kasten öldürdüler' demedim, demiyordum da bu zamana kadar. Yine de demeyeceğim ama böyle bir halatla bu kapı taşınmaz" diye konuştu. 

ŞİKAYETÇİ OLACAKLAR


Demir kapının kaldırılması esnasında ağırlığının ortalama 2 tona çıktığını düşündüğünü belirten acılı baba "Billirkişi elbette bunarı tespit etmiştir. O halat, taşıyıcı bir halat değil. Uyduruk bir şey. Ben şikayetçi olacağım. Bugün benim çocuğum öldü. Yarın başkasının ki ölecek. Hiç olmazsa başkasının canı yanmasın" şeklinde konuştu. 

Kızının üniversitede okuduğunu dile getiren Kazım Kızılaslan, "Hedefi gazeteci olmaktı. Maceraperest bir çocuktu. Gezmeyi, araştırmayı çok seven bir çocuktu. Üniversiteyi 4 yıla tamamlayabilmek için bu işe girmişti. Bazı ihtiyaçlarını karşılamak için çalışıyordu. Kafam öyle karışık ki 'Çocuğumu yeni yeni tanımaya başladım' diyebilirim. Arkadaşları, gelenleri, çevresi anlattıkça onu yeni yeni deşifre ediyorum. Benim çocuğum tertemiz bir insandı" ifadelerini kullandı. 

'TAKDİR-İ İLAHİ DEĞİLMİŞ'

Babasıyla birlikte olay yerine gelen Eda'nın kardeşi Mustafa Kzılaslan ise "Biz günlerdir '3 tane çelik halat nasıl kopar' diye düşünüyor, 'Takdiri ilahidir. Allah sevdiği kulunu erken yanına alırmış' diyorduk. Kendimizi bu şekilde avutmaya çalışıyorduk. Ancak buraya gelip de kapıyı görünce şok olduk. Baktık ki 3 tane iplik parçası. 2 parmak kalınlığında, saçmasapan 3 iplik parçası. Bu naylon iplik parçasıyla araba bile çekilmez ki bu kapıyı kaldıracak. Bizim acımız tam biraz dinmeye başlamıştı. Bu görüntüyü görünce tekrar tazelendi. Zaten kamu davası açıldığı çin dava açmayı düşünmüyorduk. Ama bu görüntüyü gördükten sonra ne gerekiyorsa yapacağız" şeklinde konuştu. 

Öte yandan, iş yerinde çalışan işçilerden biri "Bu bizim de acımız. Biz ailenin acısını paylaşıyoruz. Bu kapının bakımı daha yeni yapılmıştı. Kimse böyle bir olay olsun istemez. Bu olay benim de, patronumun da başına gelebilrdi" şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.