İstanbul, dünya tarihinin en önemli merkezlerinden biri durumunda. Hal böyle olunca şehrin tarihi yapıları kadar bu yapılarla ilgili mitolojik efsaneler de nesilden nesile aktarılarak bu günlere kadar gelmiş. Yerli ve yabancı turistlerin kalbinde Sultanahmet Meydanı'ndaki Yerebatan Sarnıcı'nın ayrı bir yeri var. Romantik ortamı gizeminin yıllardır çözülememiş olması da sarnıca merakı artırıyor.
2012 yılında tam 2 milyon kişi tarafından gezilen sarnıçta iki ayrı Medusa başı bulunuyor. Kim tarafından, ne zaman ve hangi amaçla sarnıca konuldukları yolunda net bilgi bulunmayan başlar hakkında farklı rivayetler var. Roma Çağı heykel sanatı eserleri olan başlar ile ilgili bir rivayete göre, Yunan Mitolojisi'nde yeraltı dünyasının dişi canavarı olan üç Gorgo'dan biridir. Bu üç kız kardeşten yalnızca Yılan Başlı Medusa ölümlüdür. ve kendisine bakanları taşa çevirme gücüne sahiptir. O dönemde büyük yapıları ve özel yerleri kötülüklerden korumak amacıyla Gorgoların resim ve heykellerinin yerleştirildiği, Medusa'nın da bu düşünceyle buraya konulduğu sanılıyor.
Diğer rivayete göre ise Medusa'nın siyah gözleri, uzun saçları vardır ve dillere destan güzelliği ile övünen bir kızdır. Mitolojide Yunan Tanrısı Zeus'un oğlu Perseus'u sevmektedir. Tanrıca Athene da Perseus'u sevmekte ve Medusa'yı kıskanmaktadır. Athene, Medusa'nın saçlarını korkunç yılanlar biçimine sokar. Artık Medusa kime baksa, baktığı kimse taş kesilir. Perseus Medusa'nın büyülendiğini düşünerek başını keser ve kesik başı eline alarak savaşlara katılır. Başı görenler taş kesilir ve Perseus savaşları kazanır. Bu olaydan sonra Medusa'nın eski Bizans'ta kılıç kabzalarına ve sütun kaidelerine işlendiği iddiaları da bulunuyor.
Rivayetler çeşitli olsa da, turistlerin bakmadan geçemedikleri mekanların başında gelen Yerebatan sarnıcı, uzun bir süre daha bu gizemini koruyacak gibi görünüyor.
{{member_name}}
{{formatted_date}}
{{{comment_content}}}
YanıtlaYükleniyor ...
Yükleme hatalı.