Üsküdar’ın Kısıklı Mahallesi Minare Sokak’ta bulunan Kısıklı Abdullahağa Camii, Bostancıbaşı Abdullah Ağa tarafından yaptırıldı. Yapım tarihi tam olarak bilinmeyen cami, 1892 yılındaki depremde büyük bir tahribata uğradı. 1927’de yeniden inşa edilen camide, 2014 yılında ise restorasyon çalışmaları başladı. Tek minareli ve iki şerefeli, duvarları kagir ve çatısı ahşap olan caminin açılışı, çalışmaların bitmesinin ardından 2016’da yapıldı. Caminin minaresinin altında bulunan ve 1762 yılında çizilen güneş saatine badana yapıldı. Akademisyen tarihçi Dr. Fatih Köse, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “İnsan nereye boya badana yaptığına dikkat etmeli ya da başında bir uzman olup ona yol göstermeli. Cahilce bir müdahale. Yakından ve dikkatle bakarsanız bunun bir güneş saati olduğunu görebilir, Osmanlı Türkçesi biliyorsanız ve konuya aşinaysanız okuyup bilgi sahibi olabilirsiniz” ifadelerine yer vererek duruma tepki gösterdi.
“YİNE BİR RESTORASYON FACİASI”
Tarih araştırmacısı Mehmet Dilbaz ise şöyle konuştu: “Maalesef ki yine İstanbul için klasik hale gelen bir restorasyon faciası ile burada karşı karşıyayız. Kısıklı Abdullahağa Camii’nde ya da Cağaloğlu’ndaki sübyan mektebinde yaşanan konu bizim restorasyon yapmayı tam olarak bilmediğimizi gösteriyor.” “Çünkü tarihi eseri koruma bilincinde olmayan restoratör, mimar ya da işçilerin elinden çıkan bu tip işler, tarihi kıymetlere geri dönüşü mümkün olmayan hasarlar bırakıyor. Çok iyi teknolojiye sahip olabilirsiniz, bu işi çok iyi bilen ekiplere sahip olabilirsiniz.”
“Fakat eğer tarihi eserin aslında neyi barındırdığı, duvarında ne olduğu, o duvardaki güneş saatinin nasıl çalıştığını bilmeyen mimarlar, işçiler, mühendisler ile çalışıyorsanız ortaya çıkan sonuç maalesef Kısıklı’daki Abdullahağa Camii’nin üzerine badana yapılması ya da Cağaloğlu’ndaki sübyan mektebinin kıpkırmızı bir yağlı boya ile boyanmasına neden oluyor.” “Bunlar elbette ki telafi edilebilir ama her yapılan telafi, her yapılan dönüştürme çabası bu tarihi eserlerin dokusuna, yerine konulamayacak zararlar veriyor. Bazen bu kumlamayla yapılıyor ve bu kitabenin üzerindeki yazılar okunmaz hale geliyor.” “Yapılması gereken şey tarihi eser bilincini biraz daha artırmak ve bu tipten restorasyonlarda sadece bu konuya bakan özel müteahhitlerle çalışmak, işi profesyonellerine bırakmak. Yoksa bu mantıkla, elimizde kalan tarihi eserlerimizi hızla kaybederiz.”
SAATİN ÜSTÜNDE ŞUNLAR YAZILI:
Güneş saatinde “Eser-i Şâmî-zâde, kad resemehu Yahya, Fi sene 1176 S.” yazısı yer alıyor. Günümüz Türkçesi ile bu ifadeler, “Şamlıoğlu’nun eseridir. Yahya da 1762 senesi Safer ayında çizmiştir/resmetmiştir” anlamına geliyor. Güneş saatinin en alt köşesinde “Zuhr”, ortasında ise “Asr” yazıyor. Zuhr öğle, Asr ise İkindi demek. Asr yazısının karşısında ise 8 rakamı var. Bu sisteme göre akşam saat 12’de olurken, öğle vakti ise 4’e rastlıyor.