Akciğer kanserinin en büyük nedeni sigara

Ülkemizde yılda ortalama 21.000 kişinin akciğer kanseri sebebiyle hayatını kaybettiğini belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Cengiz Şen, bu hastalığın oluşumunun en önemli sebeplerinden biri olan sigara kullanımı konusunda uyardı

Dr. Şen, hem erkeklerde hem de kadınlarda en fazla ölüme sebebiyet veren kanser türünün akciğer kanseri olduğunu belirtti. Şen: “2012 yılında tüm dünyada akciğer kanseri teşhisi olan 1.8 milyon insandan 1.6 milyonu hayatını kaybetmiştir. Ülkemizde 2013 yılında teşhis konulmuş 34.000 civarında yeni akciğer kanseri hastası varken, toplam vaka sayısı 59.000 civarındadır.” dedi.

SİGARA DUMANINA MARUZ KALMAK DA RİSKİ ARTTIRIYOR

Sigara, puro, pipo tüketimi akciğer kanseri gelişiminde en önemli risk faktörü olduğunu dile getiren Şen, “Akciğer kanseri gelişiminden %90 oranında sigara sorumludur. Sigara içenlerde içmeyenlere göre 10-30 kat daha fazla akciğer kanseri gelişmektedir. Sigaraya başlama yaşı, sigara içme süresi, içilen sigara sayısı ile tütün ve sigara tipi akciğer kanseri gelişme riskini etkiler. Sigara dumanına maruz kalmanın da kanser riskini arttırdığı gösterilmiştir. Bu nedenle akciğer kanseri ile mücadelede en önemli nokta sigaraya başlanmasının önüne geçmek ve içenlerin bırakmasını sağlamaktır.” şeklinde konuştu.

Dr. Şen en sık görülen belirtileri şu şekilde açıkladı: “Öksürük, kan tükürme, göğüs ağrısı ve nefes darlığı en sık görülen belirtilerdendir. Bunun dışında eğer başka bir organa yayılım varsa o organa ait bulgular da ortaya çıkabilir. Öksürük akciğer kanseri hastalarının %50-75’inde görülmektedir.”

“YAŞ İLERLEDİKÇE KANSERE YAKALANMA İHTİMALİ ARTIYOR”

Dr. Şen 1.evrede tespit edilen hastaların 5 yıllık sağ kalım oranları %73 e kadar yükseldiğini ve yaş ilerledikçe hastalığın görülme ihtimalinin de arttığını söyledi. Şen: “Tanı konan Akciğer kanseri vakalarının yaklaşık %80 ‘i 55-77 yaş grubu arasındadır.” dedi.

ERKEN TEŞHİS MÜMKÜN MÜ?

Dr. Cengiz Şen, “Akciğer kanseri teşhisinde; akciğer grafisi, bilgisayarlı tomografi, pet ct incelemesi gibi radyolojik yöntemler ile kanser şüphesi olan bölge tespit edilir. Ancak tanı için görüntülemeden ziyade alınan biyopsi örneğinin patolojik incelemesi esastır. Bu nedenle doku alabilmek için göğüs duvarından iğne biyopsisi, akciğer zarından sıvı boşaltmak, bronkoskopi ve cerrahi yöntemler denenebilmektedir. Ayrıca hastalığın vücut içindeki yayılımını ortaya koymak için kemik sintigrafisi, batın tomografisi (veya pet ct ) ve beyin mr gibi yöntemlere başvurulması gerekmektedir.” dedi.

Şen, hastalığın ne kadar erken evrede yakalanırsa tedavi şansı da o oranda yüksek olduğunu dile getirdi. Dr. Cengiz Şen,  “Tedavide ki temel yaklaşım kanserli dokunun tamamen ameliyatla çıkarılmasıdır. Ameliyat sonrası ve ya öncesi doktorunuzun önerisiyle radyoterapi ve/veya kemoterapi yapılabilir. Ameliyat şansı olmayan hastalarda radyoterapi ve kemoterapi uygulanabilir.” diyerek sözlerini bitirdi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Sağlık Haberleri

Evde Kan Alma Hizmetiyle Hangi Testler Yapılabilir?
Lazer Teknolojisi İle Yara İzlerine Son