Konfederasyon başkanları, asgari ücrete ilişkin değerlendirmelerini anlattı. Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun, gelecek yıl geçerli olacak yeni asgari ücretin belirlenmesine yönelik çalışmalar için 4 Aralık'ta bir araya geleceğini hatırlattı.
Asgari ücretin, çalışanların ekonomik ve sosyal durumlarının düzenlenmesine yönelik etkin bir sosyal politika aracı olduğunu belirten Kumlu, "Asgari ücretin belirlenmesi çalışmalarında, çalışanların düşük ücretlere karşı korunması ve çağdaş bir toplum içinde yaşayan işçinin, ailesi ile olağan ihtiyaçlarının karşılanması esastır" dedi.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda işçi kesimini temsil ettiklerini ifade eden Kumlu, komisyonda yapılacak çalışmalarda Anayasa'da yer alan "geçim şartları" yaklaşımının dikkate alınması gerektiğini dile getirdi. Çalışmalarda, işçinin ailesi ile günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak bir tutarın esas olmasını istediklerini anlatan Kumlu, şunları kaydetti:
"REFAHTAN PAY İÇERMELİ"
"Asgari ücret hesaplanırken, işçinin ve ailesinin harcama kalıbı esas alınmalı ve hesaplamalarda Türkiye İstatistik Kurumu verileri kullanılmalı. Bilimsel verilerle hesaplanan net tutarın işçinin eline geçmesinin sağlanmalı. Asgari ücret, sanayi, tarım veya bölge, yaş, cinsiyet ayırımı yapılmadan ulusal düzeyde tek tutar olmalı. İşçilerin arasında nitelik, kıdem, işin mahiyeti gibi ekonomik amaçlı değerlendirmelerin tümünden bağımsız olarak ele alınmalı, ekonomik ölçülerin ötesinde sosyal ve insan onuruna yaraşır bir ücret olarak kabul edilmeli. İşçinin satın alma gücünün ileriye dönük olarak korunabilmesi için gerekli bir iyileştirme, ayrıca TÜİK tarafından bilimsel olarak belirlenecek tutara ilave edilmeli. Belirleme yapılırken en düşük devlet memuru maaşı dikkate alınmalı. Gelir dağılımında adaleti sağlamaya yönelik olarak refahtan pay içermeli. Bu ilkeler temel alınarak belirlenecek asgari ücret düzeyi, yeterli ve insan onuruna yaraşır bir yaşam düzeyi sağlayacaktır."
Hak-İş Genel Başkanı Arslan
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, asgari ücretin gelir dağılımı adaletsizliğini gidermek için kullanılması gereken temel bir sosyal politika enstrümanı olduğunu söyledi.
Toplumun önemli bir kesimini ilgilendiren asgari ücretin beklentilere ve Türkiye gerçeklerine denk düşecek bir şekilde artırılmasını talep ettiklerini ifade eden Arslan, son dönemde milli gelirde ve istihdam oranlarında yaşanan iyileşmelerin asgari ücrete yansımasını gerektiğini dile getirdi. Asgari ücretteki oransal artışların sorunları çözmeye yetmediğini savunan Arslan, oransal artışlar yerine öncelikle asgari yaşam standardını sağlayacak bir asgari ücret oluşturulması gerektiğini vurguladı.
Arslan, şöyle devam etti:
"ÜCRET GERÇEKLERLE BAĞDAŞMIYOR"
"2013 yılının ilk ve ikinci altı aylık dönemlerinde yüzde 3 oranlarındaki artış öngörüleri, asgari ücretin insan onuruna yakışır asgari yaşam standartlarını sağlayacak bir seviyeye ulaşılmasına katkı sağlamayacaktır. Uygulanan asgari ücret, bu haliyle Türkiye gerçekleriyle bağdaşmıyor ve emek piyasası için bir standart oluşturmaktan uzak. Asgari ücretin belirlenmesinde çalışanın ailesi ile yaşamsal ihtiyaçlarının baz alınmasını öngören yeni bir konsepte geçilmesini talep ediyoruz. Asgari ücret, çalışanların ve ailelerinin asgari yaşam standardını sağlamanın bir aracı olarak belirlenmelidir. Ayrıca tüm çalışanlar için ücretlerinin asgari ücret miktarı kadarlık kısmının vergi dışı bırakılması gibi uygulamalar değerlendirilmelidir."
Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun mevcut yapısının demokratik katılım ve temsile uygun bir hale getirilmesi gerektiğini savunan Arslan, kimi kesimlerce zaman zaman gündeme taşınmaya çalışılan Bölgesel Asgari Ücret tartışmalarının kabul edilemez olduğunu kaydetti.
DİSK Başkanı Ekici
DİSK Genel Başkanı Erol Ekici, asgari ücretin belirlenmesi sürecinin, "İşçilerin alın teri üzerinden oynanan bir oyun olarak yürütüldüğünü" öne sürerek, Asgari Ücret Komisyonu'nun sigorta kapsamındaki işçilerin yüzde 44'ünü doğrudan, tümünü dolaylı olarak ilgilendiren asgari ücreti daha önceden belirlenmiş oranları tartışmak için bir araya geldiğini savundu.
"AÇLIK SINIRININ BİLE ALTINDA"
Açlık sınırının bile altında belirlenen asgari ücretle işçilerden yaşamalarının beklendiğini belirten Ekici, DİSK Araştırma Enstitüsü'nün son hesaplamalara göre, açlık sınırının Ekim ayı itibarıyla bin 50 liraya, yoksulluk sınırının ise 3 bin 335 lira seviyesinde olduğunu söyledi. Ekici, asgari geçim indirimi hariç 673 lira ile insanlardan geçinmelerinin istendiğini, evli ve eşi çalışmayan bir işçinin eline asgari geçim indirimiyle 773 lira geçtiğini anlattı.
Ekici, şöyle devam etti:
"Asgari ücretliden öğün başına 72 kuruşla karnını doyurması, 1 buzdolabı için 29 ay çalışması, 237 liraya ısınması ve barınması, çocuk başına 2,5 liralık eğitim harcamasıyla çocuklarını yetiştirmesi bekleniyor. Asgari ücretliye ocak ayı için 23 lira zammı uygun bulan siyasal iktidarın, patronlara SSK prim indirimleri ile sağladığı avantajların bütçeye maliyeti asgari ücretli başına 47 ile 183 lira arasında değişmektedir. Yani işçiye ücret artışında cimri, işverenin SGK primlerinde ise gayet bonkör bir hükümetimiz ile karşı karşıyayız."
Asgari ücretin işçinin ailesi ile tüm zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde, insan onuruna yakışan bir düzeyde tespit edilmesi gerektiğini belirten Ekici, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun demokratikleştirilmesini istediklerini söyledi. Ekici, asgari ücretin, herkese bölge, yaş, işkolu gibi ayrım yapılmaksızın aynı oranda belirlenmesi ve bölgesel asgari ücret uygulanması yolundaki girişimlerden uzak durulması gerektiğini kaydetti.