Bakan Dinçer, eğitim sistemi ile ilgili olarak bu zamana kadar çok fazla değişimin yapıldığı ve bunlarda başarısız kalındığının söylendiğine dikkat çekerek, değişim seviyesinin çok önemli olduğunu, Türkiye’de yapılan her hangi bir çalışmanın sistemin bütünü olarak algılandığını ifade etti. Bakan Dinçer, program düzeyinde bile değişiklik yapıldığında, eğitim sisteminde değişiklik yapıldığı havasında tartışıldığını ve bunun üzerinde değerlendirme yapıldığını söyledi. Eğitim sistemiyle ilgili değişimin, nasıl olacağına ilişkin ise bakan Dinçer, şunları söyledi.
"Eğer eğitim sistemi ile ilgili değişimden bahsedecekseniz stratejik ve temel değişiklikleri, kapsamlı değişiklikleri öngördüğümüzde sistem üzerinde değerlendirme yapmanız gerekir. Eğer temel felsefenizi değiştirmiyorsanız, ana paradigmalarda farklılaşma olmuyorsa, esas stratejilerinizi değiştirmiyorsanız, bu değişiklikler operasyonel veya program düzeyindedir ve çok tartışılması gereken hususlar değildir. Normalde eğitim sisteminde köklü değişiklik yapmaya ihtiyacımız olduğunu vurgulamam lazım. Biz eğitim sisteminde gerçek anlamda değişmek zorundayız. Uluslararası sınavlardan ya da bizim kendi yaptığımız LYS’lerden ve SBS’lerden sonra ortaya çıkan başarı seviyeleri bende inanılmaz bir utanç oluşturuyor. Ben bu işin sorumlusuyum ve bu işi çözmek zorundayız. Uluslararası alanda başarı sağlayacaksak, bizim eğitim sistemimizde bugünkü bakış açımızı değiştirmeksizin bunu yakalamamız mümkün değil."
ÇOCUKLARIN PEDAGOJİSİNE UYGUN DEĞİL
Türkiye’de, 1 ila 8’inci sınıf arasında 5 bin 760 saat eğitim verilirken, inceleme yapılan 43 ülkenin ortalamasının 6 bin 434 saat olduğunu kaydeden Dinçer, şöyle dedi:"Mevcut uyguladığımız programda aslında 7 yaşında bile alsak çocuğu zaten çocuğa fazla yükleniyoruz. 1. sınıfta bir çocuğa biz yılda 720 saat ders veriyoruz, lise mezunu ediyoruz, 12 yıllık geçmişte bile hala 720 saatlik derslik veriyoruz. Özellikle ilk 8 yılda bu, çok daha belirgin. Her yıl düzenli biçimde 720 saat ders veriyoruz. Ama dünyanın pek çok ülkesi 1. sınıfta çok daha az, çocuğa oyun oynatarak, çocuğa okulu sevdirerek, program yaparken giderek artırıyor ve liseye geldiğinde aşağı yukarı 1.014 saate kadar çıkıyor yılda. 540 saatle başlayan ülkeler var. Bizim gibi 1. sınıfta 720 saatle başlayan ülke sayısı parmakla gösterilecek kadar az, bir iki tane. Genellikle 620-640 saat civarında. Her yıl düzenli 720 saatin çocuklarımızın pedagojisine uygun olmadığını, birçok ülkede de bu anlamda farklılık olduğunu söyleyebilirim."
Kanunla 60-72 aylık çocukların okula devam edeceklerine dair esneklik getirdiklerini ifade eden Dinçer, şöyle devam etti:"Şimdi 66 aylık çocuklarımızı biz okullarımıza kaydedeceğiz. Daha önce yaptığımız uygulamalarda olduğu gibi adrese dayalı kayıt sistemi üzerinden bütün okullarımıza 66 ayını dolduran çocukların kayıtları otomatik yapılacak. Okul yöneticilerimiz, il ve ilçe yöneticilerimiz, devam etmeyen çocuklar için aileleriyle görüşme yapacaklar. 60-66 ay arasındaki çocuklarımız için ise velisinin iznine bırakıyoruz. 36’ncı aydan itibaren çocuklarımızı ana sınıflarına veya okul öncesi eğitim programlarına alıyoruz."
"YAŞ GRUPLARI DEĞİŞTİĞİ İÇİN DEĞİŞTİRİYORUZ"
Mayıs sonundan itibaren, 4+4+4 ile ilgili yapılan değişikliklerin sisteme ne gibi yeni uygulamalar getirdiğine, uygulamaların nasıl yapılacağına ve yeni müfredatın ne olacağına ilişkin eğitimler verileceğini belirten Dinçer sözlerine söyle devam etti: "Biz 1. sınıflar müfredatını, çocukların yaş grupları değiştiği için değiştiriyoruz. Daha ’light’ bir müfredata dönüştürüyoruz. Buna dair uygulamaları Mayıs ayında 70 bin kişinin katılacağı eğitim programını başlatıyoruz. Ama daha önemlisi okul biter bitmez 15 Haziran’dan sonra ve okullar açılmadan önce 2’şer, 3’er haftalık dilimler halinde bu yıl tam 258 bin öğretmenimizi eğitime alacağız. Böylece yoğun bir şekilde öğretmenlerimizin geliştirilmesi konusunda çaba sarfedeceğiz. Bundan sonra mesleki kariyer planları oluşturulduğunda da her kariyerbasamağını yoğun bir eğitim programından sonra ancak sınav ile aşmalarını sağlayan düzenlemeler yapacağız."
Kamu ve özel ortaklığı, kiralama yöntemi ve özel sektörün teşvik edilmesi, öğrenci başına teşvik verilmesi gibi haklı yöntemlerle farklı finansman yöntemleri uygulamaya koyduklarını ifade eden Dinçer, "Bu uygulamalar birkaç ay içerisinde neticelendirilmiş olur. Altyapı çalışmalarımız ve fikri düzenlemelerimiz bitmek üzere. Bunları yaptığımızda hükümet olarak özellikle mesleki eğitimde işi yapan olmaktan çıkıp, işi kolaylaştıran bir pozisyona geçmiş olacağız" diye konuştu.
"72 AYLIK ÇOCUKLARIMIZ AYNI SINIFTA OKUYACAK"
Bakan Ömer Dinçer, toplantı sonrası bir gazetecinin, "5, 6 ve 7 yaşındaki çocuklar aynı sınıfta mı eğitim görecekler?" sorusuna tepki gösterdi. Bakan Dinçer, "Bunu nerden çıkarıyorsunuz? 66 aylık ile 84 aylık çocuk aynı sınıfta eğitim görecek. 5, 6 ve 7 yaşındaki çocuklar 60 ay ile 96 ay eder. Bu kadar mantıksız bir şey olabilir mi? Ben sadece şunu söylüyorum 66 ay ile 84 ay arasındaki çocuklar, bu ortalama 72 aylık çocuklarımız aynı sınıfta okuyacak" dedi.