Çalışmalarında, organik bağlarından koparılmış kadın, erkek ve hayvanların temsillerine ve toplum içindeki algılanış biçimlerine yer veriyor. Onların kendilerini gerçekleştirme ve "kendi olma" süreçlerini sorguluyor. Genel olarak kadın ve erkeğin toplumda önceden belirlenmiş normlara göre hareket etmesini eleştiriyor. İşlerinde özellikle kadının benlik arayışları göze çarpıyor. Sanatçı, kadın üzerinden yaptığı anlatıma, "erkeği" de dahil ederek ilerliyor. Aslında ulaşmak istediği denge, çalışmalarında parçalar halinde görünürlük kazanıyor. Kadın içindeki bir parça erkeğin; erkek içindeki bir parça kadının, birbirlerinden yararlanmadan, bir bedeni birlikte kullanıp, birbirlerinden beslenmesini hayal ediyor.
Sanatçı belki de cevabına hiçbir zaman ulaşılmayacak bir soruyu devamlı, farklı şekillerde ve sıralamalarla sorar gibi: Yeni vücut orijinali taşımak için yeterli verilere sahip midir?
Damla Özdemir’in ‘Yeni Vücut’ isimli sergisi 1- 31 Mart tarihleri arasında Teşvikiye’deki Galeri İlayda’da görülebilir.