“Dregder” diye tabir edilen dip tarama gemisinin suya indirilişini izleyen İmamoğlu, inceleme gezisini şu sözlerle değerlendirdi:
“BİRNEVİ SUYLA ÇAMURU AYRIŞTIRMIŞ OLUYORUZ”
Haliç'teki dip çamurunun süreci, uzun yılların konusu. Şu an burada yapılacak olan işlem, dip çamurunun sistematik bir şekilde, daha mekanik ve otomatik bir kurguyla toplanması. Haliç'in içindeki çamur, dip tarama aracıyla, pompalanma sistemiyle buraya aktarılacak ve bir nevi, deniz suyuyla çamur birbirinden ayrıştırılacak. O çamurun daha kolay nakledilmesi sağlanacak.
“HALİÇ BİZE EMANET, BEBEK GİBİ BAKILMASI GEREKİR”
Bu süreç, Haliç'in sürdürülebilir bir biçimde temizlenmesini sağlamış olacak. Haliç, bize emanet. Bir bebek gibi bakılması gereken, İstanbul'un en özel ve güzel alanlarından biri.
Dünyanın, ‘Altın Boynuz' diye tanımladığı, değerli bir coğrafya. İSKİ'nin sahibi olduğu bu işe İSTAÇ'ın hizmet vermesi, iki belediye kurumunun da dayanışma içinde süreç yönetmesi, bizim için çok değerli. Bugün, çevreyi koruyan ama aynı zamanda sürdürülebilir bir işlem olarak Haliç'in daimi bir hizmete kavuşmasının günündeyiz. Bir araya gelmemizin amacı bu. Çok mutluyuz.
“4 MİLYON 280 BİN TON ÇAMUR ÇIKARILACAK”
Şu anda öngörülen, haritada gördüğümüz kadarıyla, Haliç Köprüsü'ne kadar uzanan çamur birikintisinin, neredeyse yüzde 70-75'ini çözmüş olacağız. Bu, devam edecek. 4 yıllık hizmet döneminde biz bunu tasarlıyoruz ama bu devam edecek.
Bir de burada, çift vardiya ile bunu daha da artırabilme imkânı üzerine İSTAÇ çalışıyor. Sistematik, sürdürülebilir ve teknolojinin yerli olması da güzel.
İçerideki özellikle ayrıştırma süreçleri. Mekanik kısmının da burada büyük oranda tamamlayıcısı yerli firma. Böyle bir dayanışmayla işin çözümlenmesi de bizim için gurur verici. Geçmişten bugüne emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.