Etkinlik kapsamında dün saat 4:00 de fakülte öğrencilerine Ekümenepolis filmi izletildi. İstanbul' daki plansız kentleşme, bunu yaratan koşullar ve ortaya çıkan sorunlar üzerinde duran filmin yönetmeni İmre Azem öğrencilerle bir söyleşi gerçekleştirdi.
4 mayısta vizyona giren ve özgün diliyle büyük beğeni toplayan film, konuyla ilgili farklı meslek gruplarından insanların görüşlerine de yer vererek bilimsel veriler sunuyor. İstanbul' un trafiği, kentsel dönüşüm projelerinin yarattığı travmalar, yeşil alanların ve su havzalarının sürekli maddi çıkar alanlarına dönüştürülmek istenmesi, 3. köprü projesi, alışveriş merkezleri, hava alanı projeleri ve bunların yerleşimleri çekerek yeni sorunları doğuracağı konularına odaklanıyor.
Filmin yönetmeni İmre Azem filmin yapım sürecinde yaşadıklarını ve görüşlerini şöyle dile getirdi: '' Film bu konuyla ilgili bir boşluğu doldurdu, yapım sürecinde Ayazma, Sulukule ve Tarlabaşı gibi yerleşim birimlerindeki kentsel dönüşüm projelerini takip ettik ve gördük ki evler yıkılıp yeni proje başlayana kadar insanları oyalıyorlar, Ayazma' da mesela, 1000 civarında gece kondu yıkıldı. Burada yaşayan ailelerin hepsine ev verilmedi. Ev alan insanlardan 15 bin tl peşinat istendi. İnsanların çoğu mağdur oldu, yine Sulukule'den Tavşanlı' ya taşınan ailelerden şimdi bir tane kaldı. Hemen hepsi göç etti, düşük fiyatlara arsaları alındı. Film bu bağlamda önemli bir işlev gördü, çok olumlu tepkiler aldık.''
SOSYAL KONUTLAR ŞEHRİN TAM ORTASINA YAPILIYOR
İmre Azem filmin, bu sorunların nedenlerini bilimsel verilerle analiz ettiğini söyleyerek şöyle devam etti: ''Mesela Dünya Bankası bize şunu dayattı uzun süre; onlara göre nüfusun %75 i şehirlerde, geri kalan %25 ise kırsalda yaşamalıdır. Şehirleri bilirsiniz, tarımsal üretim açısından kısıtlıdır, ama şehirler tüketimin çarklarıdır, sürekli yeni üretim ve tüketim çarkları kurulur. Türkiye ekonomisinde olduğu gibi, sağlıklı üretime dayalı değil inşaat sektörüne ve ithal tüketime dayalı bir yapı var. Size bilinç eksikliğini vurgulamak için bazı rakamlar vereceğim. Mesela 1986 yılında toplu taşıma araçlarının ulaşımdaki payı %67 iken günümüzde %46 ya düşmüş durumda. Ayrıca bu sosyal konut projeleri Hollanda, Almanya, Fransa gibi gelişmiş ülkelerde şehrin tam göbeğine yapılıyor. Neden ise şu; Fakir insanlar gelir düzeyi açısından kendilerinden daha iyi yaşayan kesimlere karşı kendilerini dışlanmış hissetmesin, toplumdaki farklı sınıflar arasındaki önyargı kırılsın, samimiyet doğsun. Ama Türkiye' de bu yoksul kesim gecekonduları yıkılarak ya şehirden göçe zorlanıyor, ya da merkezden izole edilmiş, sitelere gönderiliyor.''
İmre Azem Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerine ise, çalışmalarını, örgütlü ya da bireysel olarak fikir üretmelerini, proje üretmelerini, çevreleriyle bunları paylaşmalarını öğütledi.
Haber: Erol Tekel