Marmara Üniversitesi'nin 130. kuruluş yıl dönümü ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ''fahri doktora'' verilmesi dolayısıyla üniversitenin Haydarpaşa Yerleşkesi'ndeki Ord. Prof. Dr. Reşat Kaynar Konferans Salonu'nda tören düzenlendi.
Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, salı günü TBMM'de, AK Parti Grup Toplantısı'nda ''asabiyet'' ifadesini kullandığını hatırlatarak, ''Tabii birileri, herhangi bir sözlüğe bakma ihtiyacı hissetmeden, bu çok önemli kavramı, öfke gibi, sinirlilik gibi anlayarak, adeta şecaat arz ederken sirkatin söylediler, adeta cahilliklerini ortaya koydular'' dedi.
Asabiyetin 14'üncü yüzyılda, İbn-i Haldun'un kullandığı ve yüzyıllar boyunca da konuşulan, tartışılan, geliştirilen bir kavram olduğunu anlatan Erdoğan, kavramın özünün daha önce de ifade ettiği gibi şeytanın ''Beni ateşten yarattın, onu çamurdan'' diyerek, kökene vurgu yaparak, kökeniyle ilgili kibirlenerek isyan etmesine dayandığını söyledi.
''Kendisini başkalarından üstün görme ırkçılıktır''
İnsana, insanoğluna dair, çok açık bir gerçeğin görülmesi gerektiğine değinen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Hiçbirimiz, nerede dünyaya gözlerimizi açacağımızı, hangi anne babanın çocuğu olarak doğacağımızı, hangi toplumda, hangi ülkede, hangi deri rengiyle hayata 'merhaba' diyeceğimizi seçme imkanına sahip değiliz. Yeryüzünde hiç kimsenin ama hiç kimsenin, 'Ben şurada doğdum, şu anne-babanın çocuğu olarak doğdum, şu deri rengiyle doğdum' diyerek bir başkasına karşı kibirlenme, gururlanma, böbürlenme, üstünlük sergileme hakkı yoktur ve olamaz.
Böyle bir kibir, böyle bir böbürlenme, kendisini başkalarından üstün olarak görme, insanlık dışıdır, modern kavramlarla bunu söylersek ırkçılıktır, faşizmdir. Bir kere bu topraklar, tarih boyunca hiçbir zaman bu kavramlara ev sahipliği yapmamıştır. Osmanlı'da asla böyle bir farklılığı göremezsiniz, Selçuklu'da da göremezsiniz. Bir ırkın, bir kavmin, bir kabilenin diğerlerine üstünlük taslaması asla kabul görmemiştir.''
Başbakan Erdoğan, Avrupa'da 1930 ve 1940'lı yıllarda ırkçılık ve faşizm yükselirken, Türkiye'de bu yönde bazı denemelerin ve girişimlerin olduğunu ama bunların asla başarıya ulaşamadığını ve kabul görmediğini ifade etti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bizi biz yapan, bizi şekillendiren, toplumsal hayatımızı, aile hayatımızı, şehir, köy hayatımızı çerçevelendiren hangi kaynağa bakarsanız bakın, orada ırk ayrımını göremezsiniz. Ahmet Yesevi'den tutun, Mevlana'ya kadar... Yunus Emre'den tutun, Hacı Bektaş'a kadar... Pir Sultan Abdal'dan Fuzuli'ye, Ahmed-i Hani'den Mehmet Akif'e kadar, bu toprakların hamurunu yoğuran hiçbir kaynakta ayrımcılık yoktur. Bir ırkın diğerine, bir milletin diğerine, bir ulusun diğerine üstünlüğünü savunmak, en başta bu topraklara karşı saygısızlıktır, en başta bu toprakların özüne ihanettir. Parlamentoda bir milletvekili, sanıyorum kariyeri de var. Ama ulus ile millet kavramını birbirine karıştırıyor. Ülkemizdeki Türk için kalkıyor millet, diğeri için ulus diyor. İçerikten haberi yok. Birisi öz Türkçe, diğeri Arapça."