Okuru, hem zorbanın hem de zorbalığa maruz kalanın kişisel labirentlerine davet eden roman, aile ve okul sarmalında büyümeye ve birey olmaya çalışan gençlerin mücadelesini samimi, akıcı ve genç bir dille aktarıyor. İlkgençliğin büyüme ve olgunlaşma sürecine sızan iktidar, şiddet, başarı, güzellik, şöhret gibi birçok konu üzerinde düşündürürken, sorunlara alternatif çözümler üretilebileceğine dair umut veriyor. Gençlerin ya da bir zamanlar genç olan herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği roman, kendi sınırlarını keşfetmeye çalışan gençlerin mücadelesini “zorba”nın gözünden anlatarak okura, olaylara ters köşelerden bakma olanağı sunuyor.
Aynı sınıfta okuyan Asya ve Maria, gece ve gündüz gibi birbirinden farklı iki gençtir. Babası o küçük yaştayken evi terk etmiş Asya, bunalımlı annesiyle yalnız yaşamak zorunda kalmıştır. Alaycılık, zorbalık ve küçük hırsızlıklarla hayata meydan okumaya çalışır. Üstüne düşülen bir ailede “fazlaca” yedirilen Maria ise çalışkan ve içe kapalıdır. Kilolu görüntüsü, Asya ve çetesine sonsuz bir sataşma olanağı yaratır. Ama nereye kadar?..