Türkiye genelinde 26 ilde gerçekleştirilen araştırmada, “Kendinizi etnik olarak nasıl tanımlarsınız?” sorusuna katılımcıların yüzde 54,8’i “Türk”, yüzde 6,8’i ise “Kürt” yanıtını verdi. 2011 yılına göre ise kendini belirli bir etnik kökene ait hissedenlerin sayısında gerileme yaşandı.
TERÖR İÇİN “ASKERİ ÇÖZÜM” HALA REVAÇTA
18 yaş ve üzeri bin kişi ile yüz yüze görüşmeler şeklinde gerçekleştirilen araştırmada, her iki kişiden biri hükümetin terör politikalarındaki performansını başarısız buluyor. Türkiye’deki terör sorununun çözümü için en etkili yol ise 2010 döneminde “siyasi yöntemler” olarak görülürken, 2011-12 yıllarında “askeri yöntemler” ön plana çıktı. Terör sorunu için “kimseyle görüşülmemesi” gerektiğini düşünenlerin oranı 2011’e (51,8) göre artarak, 2012 yılında yüzde 55,5’e yükseldi. Raporda, BDP yüzde 27,2 ile devletin en çok görüşmesi istenen taraf, PKK ise yüzde 83,3 ile görüşülmemesi istenen taraf olarak belirtildi.
ÇOĞUNLUK BÖLÜNME TEHLİKESİ VAR DİYOR
Kendini Türk olarak tanımlayanların yaklaşık yarısı (yüzde 48,4), Kürt olarak görenlerden ise her 10 kişiden 4’ü “Türkiye’nin bölünme tehlikesi altında” olduğunu düşünüyor. Katılımcıların yüzde 68,9’u ise Türkiye’de yaşayan Kürtlerin gelecekte istediği yönetim şeklinin “Bağımsız Kürt Devleti” olacağına inanıyor.
BDP ve PKK’nın Türkiye’de yaşayan Kürtleri temsil ettiği düşüncesinin son yıllarda azaldığı gözlemlenirken; aynı soru kendini Kürt olarak tanımlayanlara yöneltildiğinde bu oran yüzde 58,7’e yükseliyor.
Araştırmaya katılanların yarısından çoğu BDP’nin PKK’dan bağımsız olmadığını ifade ediyor. Her 5 kişiden 4’ü Abdullah Öcalan'ın hem BDP hem de PKK üzerinde etkili olduğunu düşünüyor. Türkçe dışında bir dilde eğitim yapma fikrine ise çoğunluk (yüzde 68,9) tarafından hala olumsuz bakılıyor.
EKONOMİ HALA EN BÜYÜK SORUN
Ekonomi bütün olarak hala ülkenin en önemli sorunu olarak ilk sıradaki yerini korurken (yüzde 56,3), ılımlı muhafazakârlar için bu sorun “terör”, sol görüşlü kesim için ise “kürt sorunu” olarak öne çıkıyor. Hükümetin ekonomi politikalarını başarılı bulanlarla (yüzde 25,5), başarısız bulanların (yüzde 26,6) oranları ise hemen hemen aynı. Ayrıca, her 10 kişiden 6’sı Türkiye’nin Avrupa’daki krizden etkilendiğini düşünüyor.
HALK HALA EN ÇOK “ORDU”YA GÜVENİYOR
Kurumlara göre güven derecesi sıralamasında yüzde 56,3 ile ilk sırada yer alan urduyu, Cumhurbaşkanlığı (yüzde 53,7) ve Başbakanlık (yüzde 47,9) şeklinde takip etti.
Araştırmaya göre AK Parti (yüzde 38,9) ve Recep Tayyip Erdoğan (yüzde 42,4) açık ara ile hala en başarılı parti ve lider olmaya devam ediyor. Başkanlık sistemi gelmesi durumunda her 3 kişiden biri Erdoğan’ın başkan olması gerektiğini düşünüyor. CHP’yi ve Kemal Kılıçtaroğlu’nu başarılı bulanların oranı ise 2011 yılına göre düşüş gösterdi.
ANAYASA DEĞİŞMELİ Mİ?
Geçen üç yıla göre düşüş gösterse de halkın büyük kısmı Anayasa reformunun gerekliliğine dair olumlu cevap verdi. Katılımcıların yarısından fazlası (yüzde 52,5) Türkiye’de yargının siyasallaştığını düşünüyor.
Katılımcıların yüzde 65,8’i yeni yapılacak anayasada ülkenin yönetim tarzının parlamenter demokrasi olması gerektiğini düşünüyor. Olası bir başkanlık sisteminde ise Erdoğan olması en çok istenen devlet başkanı oldu.
DIŞ POLİTİKA BAŞARILI BULUNMUYOR
Dış politikada kimseyle ittifak kurulmaması görüşündeki artış hala devam ederken, Müslüman ülkeler (yüzde 13,9) en yakın işbirliği yapılması tercih edilen ülkeler oldu. ABD ise işbirliği yapılması gereken ülkeler arasında 2011’e göre artış gösteren tek ülke.
Türkiye’nin Ortadoğu’daki gelişmeler karşısındaki politikasını başarılı bulanların oranı azalırken, takip etmediğini belirtenlerin oranında ise artış yaşandı. Suriye konusunda ise katılımcıların yüzde 46’sı izlenen politikaları başarısız buluyor.
Türkiye’nin AB üyeliğini destekleyenlerin sayısında son üç yıl içerisinde artış yaşandı. Özellikle muhafazakâr kesim üyeliği desteklerken, sosyalist kesimin daha az destek verdiği görüldü.