Bakırköy’de çevre ve estetik konusuna özellikle çok önem verdiğini ifade eden Aktuna, çevre düzenlemeleri ve sosyal alanlar hakkında yapmak istediklerini gazetecilere anlattı. Ataköy Sahili’nde yapımı devam eden ve tartışma yaratan projeye de değinen Aktuna: “Bu bölge içinden elimden geleni yapacağım. Oranın durdurulması, aksatılması, sıkıntıya girmesi için halkla berabere mücadele veririm. Onun dışında buraya gelebilecek kötü yansımalar için şimdiden ne yapılabilir; o bölgedeki insanlarla önlemleri oturup konuşacağız. Olası tehditler nedir, bunların önüne geçmek için ne yapmalıyız, bunları tartışacağız” diye konuştu.
“KAMUOUYU BASKISI OLUŞTURABİLİRİM”
“Ben zaten halka destek olmakla yükümlüyüm” diye konuşan Aktuna sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir aday adayı olarak şu an ne yapabilirim? Basından arkadaşları çağırarak bunun yanlış olduğunu anlatabilirim, basında yer almasını sağlayabilirim. Şu an bir yaptırım gücüm yok; adayken de olmayacak. Ama ne var, bir kamuoyu baskısı oluşturma, niteliğinde bir şeyler yapabilirim.”
ÇEVRE HASSASİYETİ
Aktuna; “Bir kere Bakırköy’de çevre estetiği berbat. İncirli Caddesi bir hamama dönmüş durumda. Her taraf beton; dolayısıyla güneşi yediği zaman cehennem oluyor. İncirli Caddesi’nin çok iyi bir çevre düzenlemesine ihtiyacı var; harika bir kaldırım sitemine ihtiyacı var, engelliler için de düzenlenmesi gerekiyor” dedi.
Türkiye’de genel olarak bir standardizasyon olmadığını belirten Aktuna, standartları parası ve yakını olanların belirlediğini, bunun değişmesi gerektiğini vurguladı.
Aktuna: “Standart getireceğiz; insanlara yürüyecek alan açacağız, yeşillik getireceğiz. Diyorsunuz ya; “yeşil alanı dönüştürüp residance yapılıyor ya da alışveriş merkezi”. Ben de diyorum ki: “Ben bunlara Oğul Aktuna olarak izin vermem”. Benim şöyle projelerim var; belediyenin farklı amaçlarla elinde olan ya da üçüncü şahıslara ait olup da devşirilebilecek bazı yerleri yeşil alana çevirme projesi diyorum buna” diye konuştu.
FONKSİYONEL PARKLAR
“Yerine göre ihtiyacına göre parklar olacak. Ama fonksiyonel olacak. “Yaptık işte yeşil alan girin oturun”, öyle değil. Oralar işlevi, fonksiyonu olan alanlar olacak. Orada yaşayan insanların durumuna bakacağız, aile yapılarına bakacağız; kaç çocuğu var, park alanı olsa daha mı faydalı olur. İçinde belki bir açık tartışma köşesi yapılmalı mı? Şimdi mesela forumlar var; ben bu forumları takip ediyorum. İnsanlar artık parkları buluşma alanı haline getirdi; demek ki konsepti değiştirmek gerekiyor. Konjektürü iyi izlemek gerekiyor. Öyle parklar yapacağız ki, tema parkı olacaklar. İçinde sadece yeşil alan değil buluşma tartışma mekanları açacağız. Katılımcı demokrasi için insanları cezbedecek alanlar haline getireceğiz.”