İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı / Önce hafiften bir rüzgar esiyor; / Yavaş yavaş sallanıyor / Yapraklar ağaçlarda; / Uzaklarda, çok uzaklarda, / Sucuların hiç durmayan çıngırakları / İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
Bilmeyen ya da hayatında bir kez olsun mırıldanmayan var mı Orhan Veli’nin muhteşem dizelerini?
İstanbul’u gözlerini kapatıp dinleyen Orhan Veli’den bugüne kadar gelen süreçte değişen ne var? Konu İstanbul olduğunda gözler kapalı, kulaklar sağır. Herşey Orhan Veli’nin gözlerini kapatması ile başladı sanki.
“İki kıtayı buluşturan şehir” dediğimizde akan sular duruyor. Ya da “imparatorlukların başkenti”. Ama hepsi bu, klişe sloganlar. İstanbul’un hak ettiği bu mu, birkaç slogan cümle mi verebileceğimiz? Göz hep kapalı… Görülmesi gereken herşey kapalı gözlerin ardında.
İstanbul 1985 yılında UNESCO’nun Kültür Mirası Listesi’ne “Tarihi Alanlar” adı ile girdi.
Tarihi alanlar ne demek? Neresi tarihi alanlar? UNESCO’nun Kültür Mirası Listesi’ni incelediğinizde 186 ülkedeki 890 Dünya Mirası’nı görüyoruz. İspanya 43 eser ile Dünya’nın en çok kültürel mirasa sahip ülkesi konumunda. İstanbul tarihi alanları ise; Topkapı Sarayı, Yıldız Sarayı, Süleymaniye Camii ve Çevresi, Zeyrek Camii ve Çevresi, Bozdoğan Kemeri ve Haliç olarak tanımlanmış. Bu kadar…
Topkapı Sarayı, Sultanahmet Camii, Ayasofya, Yerebatan Sarnıcı, Dikilitaş, Alman Çeşmesi, Çemberlitaş… Belki de kısaca At Meydanı. Hepsi birer kültür mirası olması gereken, yürüyüş mesafesinde birbirine yakın olan eserler “Tarihi Alanlar” adının içine sıkıştırılmış, bazıları o tanım içinde bile yer almıyor.
Tek başına İstanbul’un İspanya’yı geçmesi ne kadar muhtemel oysa.
İstanbul’un belki de insanlığın tarihi ile ilgili bilinen tüm bilgileri alt üst eden Yenikapı Kazıları için ne diyeceğiz, onu nereye koyacağız? Yüzyıllarca kendini İstanbul’un kurucusu, sahibi olarak gören, anlatan Yunanlılar için ne söyleyeceğiz? Yenikapı kazıları ile onların da tüm bilgileri alt üst oldu, boşlukta kaldılar.
Öyle bir şehir ki; dokunuyorsun hayat değişiyor… Dokunuyorsun tarih değişiyor… Dokunuyorsun çağ değişiyor…
Belki de o yüzden gözler kapalı herkes bir ucundan çekiştiriyor, yıkıyor, yıkmaya çalışıyor.
Metrobüs’deki 2 saatlik aksaklık her yerde büyük haber olurken Yenikapı Kazılarının dünya tarihini değiştirmesi üçüncü sayfada bile zor yer buluyor kendine. Marmaray’ı geciktirmese belki o değeri de bulamayacak.
Sanıyor musunuz ki İstanbul sadece Orhan Veli ile konuşuyor? Her gün, her dakika bizim de kulaklarımıza fısıldıyor, bize de bir şeyler anlatıyor.
Orhan Veli ile konuşan İstanbul size de bir şeyler anlatıyor, gösteriyor…
Her gün, her dakika…
Turgut Yüksekdağ
turgut@yuksekdag.com