İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bir süredir tartışma konusu olan İBB'nin Şeb-i Arus etkinliğinde Türkçe Kuran ve ezan okunması eleştirileri ile ilgili ilk kez konuştu. Haliç Kongre Merkezi'ndeki 18 aylık değerlendirme sunumunun ardından gazetecilerin sorularını yanıtlan İmamoğlu'na bu konuyla ilgili eleştiriler, Diyanet İşleri Başkanı'nın “caiz değildir” açıklaması ve bu konuyla ilgili kimseyi görevden alıp almayacağı soruldu.
İmamoğlu “Ben de konuyu, tartışmalar gündeme oturduğunda öğrendim. Şunu hepiniz bilirsiniz ki; bir belediye başkanı, oturup da programları yazıp, çizmez, hazırlamaz. Böyle bir şey ne geçmişte ne bugün ne de bir başka belediyede olmamıştır. O bakımdan bu noktada bilgimin olmadığı bir detayla ilgili her türlü eleştiriye de saygıyla yaklaşmak durumunda olan bir belediye başkanıyım” dedi.
“EKSİKLİKLER OLABİLİR BAKIYORUZ”
Bu konuda detaylı bir araştırma başlattıklarını açıklayan İmamoğlu “Hata olabilir, eksiklik olabilir; bakıyoruz, araştırıyoruz. Şunu da net ifade edeyim: Bence de Şeb-i Arus töreninde, Yüce Kur'an'ın Arapça okunması gerekir. Bunu derken, unutmayalım ki, dilimiz bizim için önemli. Dilimizi yok sayarak, anlatırken Türkçe'mizi düşmanlaştırma çabalarıyla tanımlama yapmanın da büyük bir yanılgı olduğunun altını çizmek isterim” diye konuştu.
“TÜRKÇE EZAN OKUNMADI”
İmamoğlu eleştirilerle ilgili şunları söyledi: “Bir kere dünden bugüne konuşmacılar, köşe yazarları bir ezan sürecini tarifleyerek, ‘Bu törende ezan şöyle okundu, böyle okundu' dedi. Bir kere Şeb-i Arus'da ezan yok. Türkçe ezan istismarı da var burada; çok acı. Bugünün gündemi üzerinden bunu yapan insanların makamları da önemli. Bir cümle bile kurarken, çok dikkat etmesi gereken insanlar da var sürecin içerisinde. Hatta öyle ifadelerde bulunuyorlar ki; ‘Şeb-i Arus'da naatlar, beyitler de Arapça okunmalı' vesaire gibi. Bir kere naatlar ve beyitler, Şeb-i Arus'da Farsça'dır. Ben, bu konu ilk gündeme geldiği andan itibaren bütün detaylarıyla süreci inceleyen bir belediye başkanıyım. Bu tarzı ve yaklaşımı ortaya koyan, çok ayıp ediyor. Hem Mevlana'nın maneviyatına hem Şeb-i Arus sürecine çok ayıp ediyor. Tekrar ifade edelim ki; Şeb-i Arus'da ezan yok. Türkçe ezan okunması da söz konusu değil zaten.”
“BASİT BİR KONU DEĞİL”
Sürçle ilgili soruşturma yaptıklarını ifade eden İmamoğlu “Bize bazı kesimlerden baskılı bir tarifle ‘görevden alın' vesaire gibi yazanlar çizenler oldu. Eksikler hatalar olabilir. Gayet iyi niyetle işini yapan insanlar vardır bizim aramızda. Eğitimli, liyakatli insanlardır. Eksiğine bakarız gediğine bakarız. Düzeltmesi için fırsat veririz. Düzelteceklerinden de hiçbir şüphem yoktur. Şunu net belirteyim; görevden alma konusunda meraklı olan birileri varsa bence onlar kendi sağına soluna baksınlar. Bizim idari süreçlerimizle ilgilenmesinler. Nihayetinde basit bir konu değil, inancımızla ilgili bir konuyu konuşuyoruz hassas ve dikkatli bir şekilde” dedi.
“DİNİ EĞİTİM ALDIM, EZAN OKUDUM”
Kuran-ı Kerim okuması ile ilgili eleştirilere de yanıt veren İmamoğlu “Bir de bitmeyen bir rahatsızlık var. ‘Vay efendim, Ekrem İmamoğlu niye Kur'an okudu?' Ne büyük bir rahatsızlık yaratmış ya. Çok enteresan. Bunun üzerinden benim dışımda binlerce yorum yapıldı. Evet; ben Kur'an'ı Kerim'i okudum; okurum da. Neden sizi rahatsız ediyor? Derdi ne insanların: Ekrem İmamoğlu, Kur'an okumuş. Her siyasi rant için; hele hele oy devşirmek için bunu kullananlar, günahın en büyüğü ile karşı karşıyadır bunu söyleyeyim. Ben kendimi biliyorum. Bunu söylemek istemezdim; ama ben de dini eğitim almış biriyim. 6'lı 7'li yaşlardan itibaren dini eğitim almış, 10'lu yaşlarda defalarca da köy camilerinde ezan okumuş birisiyim. O yüzden işlerine baksınlar. Bu işler üzerinden, siyasi fayda elde etmeye siyasi rant elde etmeye çalışmasınlar” dedi.
“DİYANET İŞLERİ BAŞKANI İKTİDARIN TEMSİLCİSİ”
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın açıklamaları hakkında da konuşan İmamoğlu “Diyanet, cumhuriyetimizin döneminde kurulmuş çok değerli bir kurumumuz. Bu kurumla, başındaki kişiyi ayırt etmek lazım. O ne yazık ki siyasi iktidarın temsilcisi halini gelmiş bir kişidir. Özellikle benim de seçimim de yaşadığım olayların içerisinde siyasi sürecin ve mekanizmasının bir parçası haline gelmiş durumuyla da bunu ispat etmiş biridir. Dündün beri şaşkın bir biçimde, yine bu sürecin içine ilginç bir dille katılmasını hayretle izliyorum. Neymiş efendim, ‘Başka bir dilde okunduğu zaman Kur'an olamaz.' Yıllarca hayranlıkla takip ettik, Cat Stevens, biliyorsunuz müslüman olmuştu ve Yusuf İslam adını almıştı. Cat Stevens, tahmin ettiğiniz gibi Arapça bilen biri değildi. İngilizce okuyarak Müslüman olmayı tercih etti. Yani, çok sığ bir akıl ve çok sığ bir tarif. Yani, Türkçemizi düşmanlaştırmaya çalışmak, başka bir boyuta taşımak çok ayıp. Bir başka husus yani seçim meydanlarında Kürtçe kuran anlatıldı ve tanıtıldı ki- kuranın Kürtçe basılması kadar da doğal bir şey yok. Ama tabii bunu siyasete alet etmek için miydi yoksa başka bir duyguda mı yapılmıştı? Onu da açıkçası hayretle izliyorum” diye konuştu.