İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay tarafından yönetilen Aralık Meclisi’ne Kredi Garanti Fonu Genel Müdürü İsmet Gergerli konuk oldu. Toplantının ana gündem maddesine geçilmeden önce İSO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Sadık Ayhan Saruhan 2016 bütçesinin gerçekleşme rakamlarını aktardığı bir sunum yaptı. Ardından İSO’nun 2017 bütçesi Meclis Üyeleri tarafından kabul edildi.
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, Meclis gündemi ile ilgili olarak seslendiği İSO Meclisi’nde KOBİ’lerin finansman bulmakta zorlandığına dikkat çekerek “Türk Eximbank kredilerindeki bankalar üzerinden alınan teminat mektuplarının Kredi Garanti Fonu üzerinden verilmesi çalışması bir an önce hayata geçirilmeli” dedi. Bahçıvan, “Kefalet ve teminat tutarları hem bankalar hem de firmalar için önemli bir finansal yük oluşturuyor. Kredi Garanti Fonu’nun devreye girmesiyle kefalet yükü hafifleyecek, reel sektör için yeni kredi kaynakları oluşacak” diye konuştu.
Toplantıda İSO Meclis Üyelerine bir sunum yapan ve Meclis Üyelerinden gelen soruları yanıtlayan KGF Genel Müdürü İsmet Gergerli, KGF’nin imkanlarının iyileştirilmesinin yanında İSO’nun da aralarında bulunduğu STK’ların TOBB öncülüğünde oluşturduğu Nefes Kredisi için teşekkür etti ve “Nefes Kredisi faizlerin aşağı inmasine vesile oldu. 5 milyar TL’lik bir kredi hacmi ile 80 bin işletmeye ulaşması hedefleniyor. Odalar ve borsalar yüzde 10-11 ile fonlanabilecekken yüzde 7,5 ile fonlanıyor ve vereceği kredi ile faizlerin aşağı yönlü baskılanmasını sağlıyor. KGF olarak biz kredilerin yüzde 85’ine garanti veriyoruz. Bu da risk primini ortadan kaldırıyor. Bankalar bizim teminatımızı çok değerli görüyor. Böylece sanayiciler ve reel sektör de bankalara faizleri aşağı çekmek için baskı yapabilir hale geliyor, pazarlıkta eli güçleniyor” dedi.
İstanbul Sanayi Odası Aralık ayı Meclis toplantısı İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay tarafından açıldı. 2016 yılında ülkemizde ve dünyada gerçekleşen siyasi ve ekonomik olayları değerlendiren Okyay, 2017 yılına girerken ülkemizi güçlü kılacak yeni bir dengeyi kendi kaynaklarımızla, kendi insanlarımızla kurmak zorunda olduğumuzu söyledi. Okyay, Türkiye'nin hedeflerine ulaşması için birlik ve beraberlik içinde olmamız gerektiğinin mesajını verdi. İSO Meclis Başkanı Okyay, İSO Meclisi gündem maddesine ilişkin şöyle konuştu:
"Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi, 2016’da öne çıkan en önemli konulardan biri Türkiye’de sermaye yetersizliği ve tasarruf oranları; yani, sanayicinin finansman kaynaklarına erişimiydi. Şirketlerimizin, teminat sıkıntısı dolayısıyla finans kaynaklarına ulaşmakta sıkıntı çekmesiydi. Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nun aldığı kararla, Kredi Garanti Fonu kapsamında sağlanan 250 milyar TL kredi desteği, bu açıdan çok önemli bir adımdır. Özellikle ekonomilerin kırılgan olduğu ve iç talebin gerilediği dönemlerde sağlanan bu destekler ekonominin seyrinde gitmesinde büyük rol oynuyor. Aynı zamanda başvuru değerlendirme sürelerinin de düşeceğinin öngörülmesinin finansmana erişim konusunda kolaylık sağlandığının bir diğer göstergesi olduğunu düşünüyorum. Değerli Genel Müdür İsmet Gergerli’nin liderliğinde, Kredi Garanti Fonu’nun KOBİ’lere vereceği destekle, ekonomimizin 2017’nin ilk aylarında yeniden yükselişe geçeceğine yürekten inanıyorum."
İSO Meclis Başkanı Okyay, sonrasında kürsüye Meclis ana gündemine ilişkin konuşmasını yapmak üzere İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ı davet etti. Bahçıvan, üretime dayalı bir ekonomiye yeniden dönüşün finansman anlayışında bir dönüşümü de beraberinde getirdiğini söyledi. Bahçıvan buna örnek olarak, birçok ülkenin üreticilerine finansman sağlamak noktasında kredi teminatı veren kuruluşlarını güçlendirmeye başladığını ifade etti. Bahçıvan, sanayi kuruluşlarının daha çok yatırım yapmak, daha çok istihdam sağlamak, ihracatlarını artırmak, daha nitelikli ve katma değeri daha yüksek ürünler üretmek için finansmana erişim kolaylığına ihtiyacı olduğuna işaret etti.
Merkez Bankası tarafından açıklanan Banka Kredileri Eğilim Anketi’nin sonuçlarına değinen Bahçıvan, ankete göre bankacılık kesiminin KOBİ’lerin daha riskli olduğu bakış açısıyla firmalara kredi verme konusunda çekimser davrandığını aktardı. Kredilere dair koşul ve kurallarda son dönemde gözlenen sıkılaşmanın en çok “teminat ihtiyacı” üzerinde yapıldığına dikkat çeken Bahçıvan, araştırmadan çıkan bu sonuçların kredinin anahtarının teminat olduğunu ve özellikle KOBİ’lerin finansman bulmakta daha fazla zorlandığını ortaya koyduğunu ifade etti.
Bahçıvan, Kredi Garanti Fonu’nun başta KOBİ’ler olmak üzere reel kesimin ve sanayicilerin finansmana ulaşmasında çok önemli bir aktör olduğunu belirterek “KGF’nin ülkemizde 20 yılı aşan bir geçmişi olmakla birlikte, yakın bir zamana kadar ‘KGF Sistemi’ hak ettiği etkinlikte kullanılamıyordu. Artık farklı olumlu bir tablo var karşımızda. Son zamanlarda yapılan reformlarla ve izlenen stratejilerle KGF’nin etkinliği giderek artıyor. Bu da biz sanayicileri oldukça memnun etmektedir. KGF’yi sorun oluştuktan sonra çözüm üreten bir mekanizma değil, potansiyeli olan firmaları güçlendirecek, yeni fırsatlar yaratacak bir kaldıraç etkisi oluşturacak mekanizma olarak görmek gerekiyor. Böyle bir anlayışa ulaşmak reel sektör ve ihracatçılara yönelik finansmanda en büyük devrimlerden biri olacaktır” şeklinde konuştu.
Bahçıvan şöyle devam etti:
“Bu anlayıştan hareketle özellikle ihracatçımızın kullanmış olduğu Türk Eximbank kredilerindeki bankalar üzerinden alınan teminat mektuplarının artık bankacılık kesiminden değil KGF üzerinden verilmesine yönelik çalışmanın bir an önce son noktaya gelmesini ve hayata geçirilmesini önemli buluyoruz. KGF’nin kredi garantisi verilecek projelerde sürdürülebilirlik, yapılabilirlik, istihdamı artırma gibi temel özellikler aradığını biliyoruz. KGF bakış açısının, bunun yanı sıra, özellikle kalkınma ihtiyaçlarımız doğrultusunda stratejik öneme sahip projelere, sektörler ve bölgeler çerçevesinde odaklanıp önem vermesi ve bu ağırlıkta bir dağılım yapması vizyoner bir yaklaşım olacaktır.”
2016 yılında ekonominin zorlu bir dönemden geçtiğini belirten Bahçıvan, bu dönemde üretimi artırmak ve ekonomiyi canlandırmak yönünde somut çok sayıda adımlar atıldığını ve bu adımlar atılırken KGF’ye çok özel bir görev ve sorumluluk düştüğünü ifade etti. Bu ayın başında Başbakanı Binali Yıldırım’ın başkanlığında gerçekleştirilen Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısında KGF’ye yönelik olarak önemli kararlar alındığını hatırlatan Bahçıvan, KGF kefaletlerinde Hazine’nin rolünün artırılması, kefalet tutarlarının yükseltilmesi, KOBİ dışındaki firmaların da sisteme dahil edilmesi gibi adımların önemli olduğunu söyledi. Bahçıvan, Ekonomi Koordinasyon Kurulu tarafından açıklanan son KGF desteğinin, ekonomi açısından bir kaldıraç etkisi yaratacağına inandıklarını kaydetti.
Sonrasında kürsüye gelen KGF Genel Müdürü İsmet Gergerli, Türkiye’deki bankacılık sistemi ve yeniden yapılandırılan KGF hakkında bilgiler verdi. Türk bankacılık sektörünün 1.6 trilyonluk bir kredi büyüklüğüne sahip olduğu bilgisini veren Gergerli, bunun 400 milyar TL’sinin KOBİ, 400 milyar TL’sinin bireysel krediler, kalan 800 milyar TL’nin ise KOBİ dışı olarak tanımladığı büyük işletmeler tarafından kullanıldığına işaret etti. Türk bankacılık sektörünün 1.3 trilyon TL mevduata sahip olduğunu ve 1.6 trilyonu kredi olarak dağıttığı düşünüldüğünde mevduatın krediye dönüşme oranının yüzde 120 olduğunu ve bunun bankaların mevduattan başka borçlanma araçlarını kullanabildiğini gösterdiğini ifade etti.
İSO’nun güçlü bir destek verdiği “Nefes Kredisi”nin öneminden bahseden Gergerli, “Odaların duyarlılığına teşekkür ediyorum. Nefes Kredisi faizlerin aşağı inmesine vesile oldu. 5 milyar TL’lik bir kredi hacmi ile 80 bin işletmeye ulaşması hedefleniyor. Odalar ve borsalar yüzde 10-11 ile fonlanabilecekken yüzde 7,5 ile fonlanıyor ve vereceği kredi ile faizlerin aşağı yönlü baskılanmasını sağlıyor. KGF olarak biz kredilerin yüzde 85’ine garanti veriyoruz. Bu da risk primini ortadan kaldırıyor. Bankalar bizim teminatımızı çok değerli görüyor. Böylece sanayiciler ve reel sektör de bankalara faizleri aşağı çekmek için baskı yapabilir hale geliyor, pazarlıkta eli güçleniyor.”
KGF’nin 1991 yılında kurulduğunu ve 25 yıl içinde 24 bin işletmeye kredi garantisi verdiğini açıklayan Gergerli, 12 milyar TL’lik bir hacim yarattığını ifade etti. KGF’nin ortaklık yapısından da bahseden Gergerli üçte birinin TOBB’a, üçte birinin KOSGEB’e üçte birinin ise bankalara ait olduğunu kaydetti. Kar amacı gütmediklerini, kamu olmadıklarını ancak kamusal görev yaptıklarını dile getiren Gergerli, reel sektörle finans sektörünü buluşturan, ortak çıkarları aynı paydada bir araya getiren bir yapı hayal ettiklerini vurguladı.
Gergerli şöyle devam etti:
“Hem siz sanayicileri hem de bankaları düşünüyoruz. Bankalar ne kadar güçlü olursa biz de o kadar gelişebiliriz. KGF olarak son dönemde yeni bir misyon üstlendik. 2015 sonunda toplam 2.4 milyar TL’lik krediye garanti vermişken bu yılın ilk 10 ayında 5.2 milyar TL’lik garantiye yükseldik. Yeni Bakanlar Kurulu ile bazı radikal değişikliklere gittik. ‘KOBİ dışı’ tanımını getirdik ve KOBİ’lere ek olarak büyük işletmelere de kredi garantisi vermeye başladık. KOBİ dışı firmalar için 50 milyon dolara kadar bir kredi garanti limiti açıldı.”
Konuşmasının ardından İSO Meclis Üyeleri kürsüye gelerek gündem hakkında görüşlerini paylaştı. Meclis Üyelerinin KGF ile ilgili sorularına Genel Müdür İsmet Gergerli kürsüye tekrar gelerek tek tek yanıt verdi.