Yaklaşan yerel seçimler ile birlikte Dünya kenti olan İstanbul’u yönetecek ve henüz kesinleşmiş bir adayın olmayışı beni hüzünlendiriyor.
İlçe belediyeleri içinde durum aynı. Şu an itibari ile mevcut, başarılı belediye başkanları için bile durum belirsiz.
Bunun altında yatan ne? Buradan nasıl bir sonuç çıkarmalıyız? Neden seçim yaklaştığında ve son anda bu isimler belirlenir? Tüm bunların bir nedeni olmalı değil mi?
PEKİ; BU BELİRSİZLİK NEDEN?
Ben, bana hizmet etmeye talip olan başkan adayını tanımak istiyorum. Benim bulunduğum bölgeye nasıl bir hizmet edeceğine emin olmak istiyorum. Oy vereceğim veya oy verdiğim birinden çok şey mi istiyorum? Benim için, geleceğim için neler yapabileceğini bilmek hakkım olsa gerek.
Bir Dünya kenti İstanbul’u veya Dünya kentinin bir ilçesini yönetecek başkan seçime altı ay gibi bir sürede nasıl bir çalışma yapabilir? Üstelik bir de o başkan yöneteceği yeri tam anlamıyla bilmiyorsa! Hatta kimlerle yöneteceği de kendi tasarrufunda olmayacağı için bir belirsizlik olacağı da düşünülürse, siz düşünün orada yaşayanların alabileceği hizmeti.
ADAY YIPRANIR MI?
Diğer bir konu da; bu insan bir yere belediye başkanı olacaksa seçilmeden önce toplum için, oy isteyeceği yer için bir şeyler yaptığını görmek istiyorum. Başkanlığa talip olanın da sürekli topluma faydalı şeyler yapması için bir psikolojik baskı olacak ve sürekli proje geliştirmek zorunda kalacağına inanıyorum. Sürekli de yaşadığı yerin içinde olması gerekecek demektir. Yaşadığı yerin sorunlarını bilecek ve onlarla dertleneceğini düşünüyorum. Belediyecilik anlayışı çöp toplamak, kaldırımları söküp yenilemek, sürekli asfalt yapmak olmamalı. O ilçenin geleceği ile ilgili ciddi fikirler ortaya koyabilmeli. Bunlar için de zaman, süre, ekip ve çalışma gerekir.
Böyle olmadığında da bu insana bu fırsat tanımamış oluyoruz.
Bir de siyasilerin kullandığı ‘aday yıpranmasın’ diye bir bakışı var. Bunu da anlamış değilim? Eğer aday yıpranacak bir kişiliğe sahipse benden neden gizleniyor? Yıpranacak adayı neden gösteriyorsun?
BİR OLALIM, DİRİ OLALIM
Birkaç cümle de benim istediğim standartlara sahip ama ortada olmayan, olamayan veya oldurulamayanlara olacak. “Ben bu düzende olamam” gibi klişe sözlere de tokum. Sizler öyle olmalısınız ki sizleri başkan adayı yapmaya mecbur olmalılar. Olurlar mı? İnanın olurlar! Ayrıca da oldurulmalılar.
Bir seçmen olarak ve de bir gazeteci olarak ben sürekli olarak bunu işlemeye çalışıyorum. En azından elimden geldiği kadar. Tüm seçmenler, bizden oy isteyecek siyasilere bunu baskı unsuru olarak kullandığında olay kendiliğinden çözülecek demektir.