TSKB Gayrimenkul Değerleme AŞ Genel Müdür Yardımcısı Hüsniye Boztunç, İstanbul’un Karadeniz kıyısında yapılması planlanan 3. havaalanını da içerisine alan bölgede alt ölçekli bir kent oluşmasının muhtemel olduğunu belirtti.
Boztunç, 1950’li yıllarda ABD’de yükselen konut politikasıyla pazarlanmaya başlanan, kent merkezinde barınmakta olan orta sınıfın kentin çeperlerinde yeniden yerleştirildiği "kendi kendine yeten" ve kent merkeziyle fiziksel ilişkisi kopuk site benzeri çevrelerin mimarlık ve şehircilik literatüründe "uydu kent" olarak tanımlandığını hatırlattı.
Uydu kentlerin gecekondu bölgelerinden farklı olarak planlı, alt ve üst yapıları ile tasarlanarak geliştirildiğini söyleyen Boztunç, mekan olarak kent çeperlerini tercih eden uydu kentlerin gelişimi ile birlikte, kent merkezleriyle çeperi bağlayacak şekilde yeni karayollarının, köprülerin, viyadüklerin inşa edilmesiyle yeni ulaşım güzergahları oluştuğunu vurguladı.
Bu ulaşım akslarının AVM’leri, rezidansları, çok katlı iş merkezleri ile yeni uydu kentlerin üremesini beraberinde getirdiğini dile getiren Boztunç, önceleri kırsal karakterli olan İstanbul’un kent çeperlerine zamanla yeni sanayi ve konut alanlarının yerleştirildiğine dikkati çekti.
Boztunç, "Bahçeşehir bölgesi İstanbul’da uydu kentlerin ilk örneklerinden biri olarak ön plana çıkmaktadır. Gayrimenkul sektöründeki hareketlenmelerle ortaya çıkan konut üretimindeki artış, uydu kent olarak kurulan Bahçeşehir’in yeni konut projelerine ev sahipliği yapmasına neden olmuştur" diye konuştu.
-"Kayaşehir’in 1 milyon nüfuslu kent haline getirilmesi planlanıyor"-
Bahçeşehir ve Ispartakule’de TOKİ ile geliştirici firmalarının ortak girişimiyle yeni konut projelerinin hayata geçmeye başladığını anımsatan Boztunç, şunları kaydetti:
"Bahçeşehir, İstanbul’un en önemli uydu kentlerinden biriyken, özellikle son 10 yıllık süreçte yeni gayrimenkul yatırımları, ulaşım olanaklarının gelişmesi, ticari fonksiyonların artmasıyla İstanbul’un önemli kentsel yerleşmelerinden biri haline dönüştü. Bölge önemli bir gelişme alanı olmasına rağmen, metropoliten ölçekte merkezilikten uzak. Bu durum bölgenin ticari yatırımlar açısından potansiyelini kısıtlamakla birlikte engel olacak düzeyde değil.
Yine Avrupa yakasında TOKİ’nin Küçükçekmece’nin kuzeyinde inşa etmekte olduğu Kayaşehir konutları çevresinde ’Kayaşehir’ adlı bir uydu kent oluşturularak, buranın 2023 yılında İstanbul içinde 1 milyon nüfuslu bir çekirdek kent haline getirilmesi planlanıyor. 20 bin konutun bitirildiği, 45 bin konutun daha inşa edileceği açıklanan Kayaşehir, 3. Köprü güzergahında yer alıyor. Sekiz hastaneden oluşacak olan dev bir sağlık kampüsü, alışveriş merkezleri, lüks oteller, 2.500 kişilik bir cami ve çok sayıda okulun inşa edileceği Kayaşehir’e, 26 yıldır İstanbul Rami’de bulunan Toptancılar Hali’nin de taşınması planlanıyor."
-"İstanbul’un kentsel gelişimi kuzey ve batı aksında ilerliyor"-
Boztunç, 3. Köprü, Kuzey Marmara Otoyolu ve Avrupa yakasında Karadeniz kıyısında Terkos Gölü’ne yakın bir noktada yapılacağı belirtilen 3. Havaalanı projeleri de göz önünde bulundurulduğunda, İstanbul’un kentsel gelişiminin kuzey ve batı aksında ilerlediğine dikkati çekti.
Boztunç, "İstanbul’un Karadeniz kıyısında yapılması planlanan 3. havaalanını da içerisine alan bölgede alt ölçekli bir kent oluşması muhtemeldir. Havaalanı ile gelişecek bu kentsel yerleşimin Ataköy bölgesinin gelişimine benzeyeceği düşünülüyor" dedi.
-Pendik-Kurtköy-Tuzla bölgeleri...-
Anadolu yakasında benzer şekilde bir çekirdek kent oluşumu için belirlenen bölgenin ise Tuzla olduğunu söyleyen Boztunç, "Sabiha Gökçen Havaalanı 2. pist projesi ile mevcut havaalanı kapasitesinin arttırılması planlanıyor. Bu bölgenin çevresinin Atatürk Havaalanı çevresine benzeyecek şekilde gelişme göstermesi bekleniyor. Ancak, bu bölgede de Ataköy’de olduğu gibi uydu kent tanımından uzak, lüks yapılaşmaların yer alacağı düşünülüyor" bilgisini verdi.
Avrupa Yakası’nda Bahçeşehir-Ispartakule-Kayaşehir bölgelerinin uydu kent olarak adlandırılabileceğine işaret eden Boztunç, bu bölgeler içerisinde uydu kent tanımına ve amacına en uygun olarak gelişim gösteren bölgenin ise Kayaşehir olarak ön plana çıktığını belirtti.
Bahçeşehir ve Ispartakule’nin günümüzde kent merkezi olarak nitelendirilebilecek seviyede ulaşım ve istihdam olanaklarına sahip olduğunu ifade eden Boztunç, şunları aktardı:
"Kayaşehir İstanbul’da yer alan gecekondu mahallelerinin kentsel dönüşümü sonucu o bölgelerde yaşayan hak sahiplerinin yerleştirildiği toplu konut alanı olarak dikkat çekiyor. Ataköy ise uydu kent olarak gelişime açılmış olup, günümüzde uydu kent tanımından oldukça uzak bir profile sahiptir.
Anadolu yakasında da Pendik-Kurtköy-Tuzla bölgeleri İstanbul kent çeperlerindeki ve konut üretiminin son yıllarda artmakta olduğu bölgeler olarak öne çıkıyor. Ancak bu bölgelerin de havaalanına yakın konumlanmaları ve bölgede yapılması planlanan yatırımlar ile önümüzdeki yıllarda merkezi bir statüye sahip olacağı, her türlü istihdam ve ulaşım olanaklarına sahip olacağı düşünülüyor."
-Kentsel Dönüşüm Yasası sonrası uydu kentler-
İstanbul’da kent merkezi olarak adlandırılabilecek, toprak rantı yüksek olan bölgelerdeki gecekondu veya niteliksiz konut yerleşimlerinin Afet Yasası çerçevesinde yerini lüks rezidans, ofis, AVM projelerine bıraktığını belirten Boztunç, sözlerini şöyle tamamladı:
"Fikirtepe, Fener, Balat, Tarlabaşı ve Kuştepe örneklerinde görüldüğü gibi yıkımlarla boşaltılan kent merkezleri, büyük sermayelerle yürütülen inşaat faaliyetleri ile finans ve turizm merkezleri haline getiriliyor.
Afet Yasası kapsamında kent merkezlerindeki bu parsellere yapı adalarının birleşerek ve belirli bir büyüklüğü sağlamaları durumunda ilave inşaat hakkı veriliyor. Bu bölgelerde arsa sahipleri ile müteahhit firmalar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmeleri yapılıyor. Proje alanı bazında üçte ikilik anlaşma sağlanması yeterli oluyor. Arsaları karşılığında bölgede yaşayan alt-orta gelir grubu arsa sahiplerine inşa edilecek olan rezidans projelerinden daire verilmesi söz konusudur.
Ancak uzun yıllarca gecekondu tipi yerleşimlerde hayatını sürdürmüş olan insanların yeni yapılacak rezidanslarda yaşamlarını sürdüremeyeceği ve dairelerini müteahhit firmaya satmayı tercih edecekleri gerçeği uydu kentlere olan yönelimi ortaya çıkartıyor. Şehir merkezinde barınamayan söz konusu kesimin kentin çeperlerindeki kira bedelleri düşük olan uydu kentlere yönelimi söz konusu."