Sismik araştırma gemisi Oruç Reis'in Akdeniz’deki çalışmalarına donanma desteğinin çekildiği, Yunanistan'ın tepkisi üzerine Antalya limanına demirlediği ve askeri faaliyetten vazgeçildiği haberlerine İYİ Parti Milli Güvenlik Politikaları Başkanı Aytun Çıray sert tepki gösterdi.
Yazılı bir açıklama yapan Çıray, şunları söyle:
* İktidardaki zihniyetin dış politikada attığı adımların esasen tek hedefi vardır. Bu da Türkiye’nin milli güvenliğinin zarar görmesi pahasına ideolojik hedefleri için iktidarlarının süresini uzatmaktır.
* Bu iç politikaya endeksli dış siyaset ne yazık ki pazarlık yapılan dış güçlerin de çıkarınadır. Oruç Reis araştırma gemisinin Doğu Akdeniz'de Meis Adası’nın 180 km açığında hidrokarbon kaynaklarını keşfetmek için yapacağı araştırma seferinin durdurulması bunun ibret verici bir doğrulamasını teşkil etmektedir.
* Türkiye için bir beka sorunu ortaya çıkaran temel faktörlerden birisi de işte bu dış politika anlayışıdır. Yani AKP zihniyeti milli güvenliğimizi kumar masasına sürmüştür.
“YUNANİSTAN TÜM EGE DENİZİNİ İSTİYOR”
Sismik araştırma gemisinin Doğu Akdeniz’de ‘Mavi Vatan’ konsepti içinde çıkacağı araştırma gezisine Yunanistan'ın haksız bir şekilde tepki gösterdiğini söyleyen Çıray, şu ifadeleri kullandı:
* Yunanistan, bölgede kendine ait herhangi bir MEB (Münhasır Ekonomik Bölge) ilanı olmamasına rağmen karşı hamle olarak Meis adasına istinaden hukuki mesnetten yoksun olarak o deniz alanı benim yaklaşımıyla karşı NAVTEX ilan etmiştir.
* Bu hamlenin mantığı gayet açıktır; kendi anakarasından çok uzakta ve ortay hattın doğusunda bulunan, ancak Türk anakarasının hemen yanıbaşındaki Meis adasının kıta sahanlığı mevcudiyeti iddiasıyla bu bölgede yaklaşık 50 bin kilometrekarelik alana sahip olmak, bu vesileyle ayni gerekçeyle tüm Ege'ye sahip olma emelini AB'nin de yardımıyla hayata geçirmektir.
* Bilindiği üzere bu gelişmeden sonra Türkiye, hukuken haklı olması ve kıyaslanamayacak gücü sayesinde mutlak bir durum üstünlüğü yakalamışken önce bölgeye deniz gücü göndermiş bilahare Alman şansölyesi Merkel'in telefon görüşmesinden sonra bu gücü utanç verici bir şekilde geri çekmiştir.
“MAVİ VATAN'DAN VAZ MI GEÇTİNİZ?”
Konuyla ilgili ABD Dışişleri Bakanlığı’nın da tarafları itidalli ya da ölçülü ve tutarlı davranmaya davet ederek, faaliyet icra edilen bölgeye tartışmalı (disputed) sular demesine dikkat çeken Aytun Çıray, bu gelişmelerden sonra Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın Erdoğan'a atfen söylediği, “herkes kendi kıta sahanlığında çalışmalarına devam etsin, tartışmalı bölgelerde de ortak çalışmalar yapılsın” sözlerinin Ege ve Doğu Akdeniz'deki hak ve menfaatlerimizi tehdit ettiğini vurguladı.
Çıray sözlerine devamla, “Sayın Erdoğan'a atfen yapılan açıklama Türkiye’nin tezleri için menfi sonuçlar yaratacaktır. Bu Kıbrıs'ta ve Libya'da verdiğimiz şehitlerin ruhlarını muazzep eder. Çünkü, Libya ile imzaladığımız ve halkımıza ‘Mavi Vatan' olarak yansıtılan mutabakat muhtırası da bu sözlerle tartışmalı hale gelmiştir. Açıkça soruyoruz; ‘Mavi Vatan'dan vaz mı geçtiniz” diye sordu.
“EGE ADALARINI SİLÂHDAN ARINDIRACAK MISINIZ”
“Neler oluyor? Hangi sözler üzerine Oruç Reis sismik araştırma gemisini Antalya'ya demirlediniz? Meis'in kıta sahanlığını tanıyacak mısınız? Tartışmalı bölgelerden kasıt nedir? Yunanistan'ın son dönemdeki Türkiye'nin sessiz kalmasından da cesaret kazanarak ivmelendirdiği egemenliği anlaşmalarla devredilmemiş ada adacık ve kayalıklardaki (Egeaydak) bayrak çekme ve yapılaşma ve silahlandırma faaliyetleri mi tartışılacaktır? Ege Adalarını silahdan arındıracak mısınız”sorularını gündeme getiren Çıray sözlerini şöyle tamamladı:
* Yoksa Yunanistan'ın karşı tarafında ve yanı başımızdaki Meis adasının kıta sahanlığı ve buna bağlı olarak Ege’nin Yunan denizi olması mı tartışılacaktır?
* Veya ilan etmek istediğimiz MEB'in sınırları ve hukuki durumu mu tartışılacaktır? Tüm bu konuların hiçbiri tartışmaya açılamaz ve her birindeki Türk tezleri sonuna kadar haklıdır. Bunları tartışmaya açmak Türkiye’nin yüksek menfaatlerine aykırıdır.