Çok heyecanlıydım. Şimdiki çocuklar gibi değildi o zamanlar, biz okula gitmek için 7 yıl bekliyorduk. Radyoda yayınlanan “okul saati” programı hiç bize göre değildi mesela, biz çocuktuk çünkü. O yüzden okula gitmek önemliydi, büyümenin ilk adımıydı okula gitmek.
Ve okula ilk adımımı attığımda karşılaştım o sözle, duvarda yazılıydı. Kabartma harflerle yazılmıştı ve kırmızıydı; İZİNDEYİZ.
Çocuk aklımla kaç yıl neden kaldırmıyorlar bu yazıyı okullar açıldığında diye düşünmüştüm, öyle ya izin bitmişti artık.
Devrim İlkokulu’ydu bizim okulun adı. Sakıncalı bir isim değil mi? 1 yıl sonra 80 ihtilali oldu ve ilk değiştirilenlerden birisi oldu bizim okulun adı. Bana sorsalar hala Devrim İlkokulu.
80 ihtilali sonrası generaller ülkenin her yanına onun büstlerini dikmeye başladılar. Boş buldukları her yere onun büstü, heykeli konuldu. O günleri bilenler hatırlar, bir de törenle açılırdı büstler ve televizyonda da akşam haberlerinde yayınlanırdı. Sıkılmadan izlerdik, zaten izleyecek başka bir şey de yoktu.
Daha İZİNDEYİZ’i anlamamışken bir de büstler çıkmıştı. Ne olacaktı ki? Büste baktıkça daha mı çok sevecektik, daha mı çok anlayacaktık? Böylece biz komünizmden falan uzaklaşacaktık diye düşünüldü sanıyorum. Daha İZİNDEYİZ’i anlayamayan halka sorulsaydı komünizmin de, emperyalizmin de, liberalizmin de ne olduğunu bilmediği görülecekti ya neyse.
“Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir” demişti oysa. Buna rağmen her yerde gözümüze gözümüze sokuldu senelerce.
Sonra yakasına rozet takanlar çıktı, rozeti takana her şey serbestmiş gibi oldu. Ne kadar suiistimal edildi yıllar içinde. Arada bir reklamlarda gördük, ders verdi bize. Ama tam olarak ne anlatmak istediğini, padişah bile olabilecekken neden bizi cumhuriyetle tanıştırdığını anlayamadık hala. Anlatmadılar, anlatanları dinletmediler.
Bir de filmini yapanlar çıktı, “Mustafa” dediler. Düz, sade, yalın. Belki de öyleydi, halkın içinde yaşayan, halkı ile bir arada yaşayan bir liderdi.
Atatürk’tü O! Mustafa Kemal Atatürk.
Bir dönem gözümüzün içine sokmaya çalışılırken bugün de gözümüzün gördüğü her yerden kaldırılmaya çalışılan, bu ülkenin kurucusu, önderi. Hala anlatmak istediklerinin önemli bir bölümünü anlayamadığımız halkın içinden bir adam.
Ata’m!
Bugün ölümünün 76. Yılı ve biz hala İZİNDEYİZ!
Sen söylemiştin bize; zekisiniz, çalışkansınız demiştin evet zekiyiz, çalışkanız ve İZİNDEYİZ!
Her iki anlamda da İZİNDEYİZ!
Turgut Yüksekdağ / Twitter: @turgutyuksekdag