Türk diş hekimlerini Viyana'ya eğitime götüren ekibin başında bulunan İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Çene Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Yalçın, ''usta-çırak'' ilişkisi içinde yetişen diş hekimlerinin, işlerini mezun olduktan sonra öğrendiğini söyledi.
Öğrenciliği döneminde 4-5 yıllık kadavralar üzerinde pratik yaptığını, şu anda ise fakültede kadavra bulunmadığı için öğrencilerin gerçekle alakası bulunmayan plastik model üzerinde çalıştığını ve kitaplardan bakarak öğrendiğini anlatan Yalçın, ''Şu anda öğrencilere kadavra veremiyoruz. Öğrenciler kadavra görmeden mezun oluyorlar'' dedi.
Kadavra üzerinde pratik yapmanın eğitimin çok önemli bir unsuru olduğunu ifade eden Yalçın, Türkiye'de yeterli kadavra bulunmadığını, olan kadavraların da diş hekimliği fakültesine düşmediğini kaydetti.
Viyana'da defin işlemleri bin avroyu aştığı için kadavra bağışının fazla olduğunu belirten Yalçın, ''Viyana'da diğer Avrupa şehirlerine göre bu iş daha kolay. Yaşlı evinde, bakımevinde kalan, ekonomik durumu iyi olmayan kişiler, bedenlerini bağışlıyor. Böylece 'Hem defin işlemi ailemize ekstra yük getirmesin hem de bedenlerimiz toprakta çürüyüp gideceğine bilime faydalı olsun' diye düşünüyorlar. O kadar çok bağış var ki, Viyana'da bu alanda bir sektör oluşmuş. Viyana Üniversitesi, kadavraları alıyor, bilimsel olarak kullanıyor'' diye konuştu.
SADECE KAN YOK
Prof. Dr. Yalçın, Viyana Üniversitesinin fresh kadavraları parçalara ayırarak, pratik yapmaları için hekimlerin kullanımına sunduğunu belirterek, şu bilgileri verdi: ''Hafta sonları düzenlenen kadavra kurslarına dünyanın her ülkesinden talep geliyor. Biz de Viyana'ya kadavra kursu için gidiyoruz. Diş hekimleri olarak kadavranın başını alıyoruz, ağız içinde ve yanakta çalışıyoruz. Üzerinde çalışılan kadavraların parçaları iş bittikten sonra toplanıyor ve üniversitenin kilisesinde düzenlenen dini törenin ardından defnediliyor. Buradan üniversite bir gelir elde ediyor. Sistem çok profesyonelce hazırlanmış ve kadavranın fresh olması sayesinde sadece kan yok ve ah-vah sesleri çıkmıyor. Kadavra çok taze olduğu için çok birebir ve gerçeğe çok yakın.''
Viyana'daki kursa turu düzenleyen bir firma aracılığıyla gittiklerini ifade eden Yalçın, katılımcılara Türkiye'de teorik kurs verdiklerini, Viyana'da ise pratik yapmalarını sağladıklarını ve iki gün boyunca çene cerrahisi ile ilgili her şeyi gösterdiklerini anlattı.
Serhat Yalçın, Viyana Üniversitesinin, kadavra eksikliği olan ülkelere ciddi bir imkan yarattığını belirterek, ''Hekimin ekonomik gücü varsa kendini geliştirebileceği imkan oluşuyor'' dedi.
TÜRKİYE ORGAN BAĞIŞINDA BİLE ÇOK GERİDE
Türkiye'de vefat eden kişiyi en kısa zamanda toprakla buluşturma gibi bir kültür olduğunu, beden bağışının olmadığını dile getiren Yalçın, ''Viyana'da kadavra o kadar fazla ki, kendi öğrencilerini bırakmışlar, dünyaya hizmet ediyorlar'' dedi.
Yalçın, Türkiye'nin kadavrayı bırakın organ bağışında bile dünyanın çok gerisinde olduğunu belirterek, ''Bir yüz nakli oldu ve insanların organ nakline bakışı değişti. Bedeni bağışlamak için biraz daha zaman var. Bizim kültürümüz, dinin de etkisi var. İnsanlarda 'Öldüğüm zaman bedenle bir işim yok, ruh ayrılıp gidiyor. Bedenimi eğitime ve insanlığa katkı için bağışlarım' bilinci oluşmalı. Bedenin bilimin hizmetine bağışlanması çok büyük bir sevap. Beden bağışının reklamı yapılsa bağış artabilir'' diye konuştu.
Serhat Yalçın, Türkiye'den bu kursa sadece başkanlığındaki bir grubun gittiğini belirterek, kursa yılda 2 kere gittiklerini, bu sene ilk olarak bu ay 22-26 Mart tarihleri arasında sonra da ekim ya da kasım ayında gideceklerini söyledi. Yalçın, kurs katılım ücretinin 2 bin 425 avro, seyahat giderlerinin de 900 avro olduğunu bildirdi.
VİYANA'DA KADAVRA BİR KAZANÇ KAPISI
Turlara dünyanın her ülkesinden yoğun bir talep olduğunu, kurs başvurularını 6 ay öncesinden yaptıklarını belirten Yalçın, ''Bu Viyana'da bir sektör, kazanç kapısı'' dedi.
İstanbul Üniversitesinin Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalının, Viyana'daki kadavraları getirme ve kullandıktan sonra tekrar gönderme girişimi olduğunu ifade eden Yalçın, ''Viyana Üniversitesi, bedenlerin Avusturya dışına çıkarılmasının yasal olarak mümkün olmadığını bildirdi'' dedi.
Türkiye'de kimsesiz, sahipsiz vefat eden kişilerin bedenlerinin üniversitelere geldiğini anımsatan Yalçın, ''Bir fakültenin kadavra ihtiyacı yılda 30-40 tanedir. Ülkede 50 fakülte olsa 2 bin kadavraya ihtiyaç var. O kadavranın ne kadarı karşılanıyor bilmiyorum ama bizim fakültede öğrenciler kadavra görmeden mezun oluyor'' diye konuştu.