Güven, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de yaygın kanser türlerinden biri olan meme kanserinin, her 8 kadından birinde görüldüğünü anlatarak, kanser nedeni ile memesi alınan ya da meme yapısı bozulan kadınlar için "dermal matrix" yönteminin uygulandığını ifade etti. Güven, bu yöntemin, kadavradan alınan insan derisinin birçok teknolojik aşamadan geçirilerek hücresel yapısının tamamen yok edilmesiyle ortaya çıkarılan temel deri iskeleti olduğunu kaydetti.
Alındığı kişinin tüm biyolojik ve genetik özellikleri yok edilen deri iskeletinin, son zamanlarda plastik cerrahinin birçok farklı alanında kullanıldığını vurgulayan Güven, bu yeni yöntemin özellikle meme kanseri sonrasında silikon protez ile yeni meme yapılmasında bariyer görevi yaparak, kozmetik ve fonksiyonel açıdan birçok avantaj kazandırdığını anlattı.
Doç. Dr. Güven, günümüzde daha sıklıkla kanser sonrası alınan memenin yeniden onarılması için kullanılan bu yöntemin, özellikle daha ince yapılı, ileri bir sarkma olmayan, atletik yapıya sahip ve vücudunun başka bir yerinden doku alınmasını istemeyen hastalarda başarılı bir şekilde uygulanabildiğini bildirdi. Güven, yöntemin ameliyat süresini kısalttığını, uygun hastalarda kullanıldığında çok iyi estetik sonuçlar elde edilmesini sağladığını belirtti.
Erdem Güven, teknolojide ve ameliyat tekniklerindeki gelişmeler neticesinde artık günümüzde tümör ameliyatıyla eş zamanlı olarak hastaların büyük kısmına meme onarımı yapmanın mümkün olduğunu ifade ederek, kanser nedeniyle memesi alınan hastaların tümüne onarım yapılabildiğini kaydetti.
Bu yöntemin hastaya hızlı iyileşme, çok iyi estetik sonuçlar ve vücudun farklı bölgelerinden doku alınmaması gibi avantajlar sağladığını belirten Güven, organlarını bağışlayan kişilerden alınan dokuların uzun ve zahmetli bir teknolojik süreçten geçirilip kullanıma hazır hale getirildiğini ifade etti.
Güven, yöntemin meme onarımı dışında estetik meme ameliyatlarında, doku eksikliklerinde, estetik ve rekonstrüktif burun cerrahisinde kullanıldığını vurguladı.