Tartışmalı proje Kanal İstanbul'un çevresine kurulacak “Yenişehir”in üç etap halinde askıya çıkarılan uygulama imar planları ile kanal güzergahındaki arazilerin imar durumu değiştirildi.
Yapılan değişikliklerle Arnavutköy'e bağlı Sazlıbosna Köyü'nün ortak malı olan 1 milyon metrekarelik mera arazisinin “hülle” ile köylünün elinden alınıp önce Hazine adına tescil edilip ardından Toplu Konut İdaresi'ne (TOKİ) geçtikten sonra “konut ve ticaret” imarına açıldığı ortaya çıkmıştı. Fox TV muhabiri Emre İzkübarlas'ın haberine göre, Şamlar Köyü'nün 2 milyon metrekarelik merası da aynı yöntem ile imara açıldı.
KANAL MANZARALI RANT
Kanal İstanbul projesi nedeniyle iptal edilen Sazlıdere Barajı'nın yanı başında bulunan, kanal manzaralı meraların ranta kurban edilmesine CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclis Üyesi Nadir Ataman tepki gösterdi. Cazibe merkezi olacak diye meraların ranta kurban edildiğine dikkat çeken Ataman, şunları söyledi:
*Sazlıbosna'da 1 milyon metrekarelik araziden sonra Şamlar Köyü'nün 2 milyon metrekarelik arazisi aynı hülle yolu ile ranta kurban edildi. Kanal İstanbul projesinin önünde hiçbir engel durmuyor. Köylünün ortak malı önce Hazine'ye, oradan TOKİ'ye geçiyor.
*İmar planı yapıldıktan sonra TOKİ'nin kime satacağı belli değil. Arazilere imar planlarında konut ve ticaret fonksiyonu verildi. Meraya lüks konut projeleri ve AVM yapılmasının önü açılmış oldu. Rant uğruna birilerine peşkeş çekilecek.
Köylüler de Kanal İstanbul projesi nedeniyle geçim kaynakları olan tarım ve hayvancılığın biteceğine dikkat çekerek, “Meralarımız betonlaşır” diyerek tepki gösterdiler.
“140 milyarın doğaya zarar vermek için kullanılması kabul edilemez”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu'nu Kanal İstanbul konusunda ayrı ayrı bilgilendirdi.
İmamoğlu, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “İstanbul'un deprem gibi acil bir konusu varken 140 milyar liranın şehrin doğasına ve ekonomisine zarar verecek şekilde kullanılması asla kabul edilemez” dedi.
Ali Babacan da projenin çevre, şehirleşme, finans, uluslararası hukuk ve olası depremler açısından sıkıntıları olduğunu vurguladı. Karamollaoğlu ise “İstanbul, hepimizin şehri. İstanbul'un yaşanabilir bir şehir olması hepimiz için ve İstanbul için özellikle önem arz ediyor” dedi.