Popüler kültürün gölgesinde kalan tarihi sanatlarımız ne yazık ki bir bir unutulurken bu sanatlara gönül vermiş ustaların çabaları zaman zaman gelecek için umutlandırıyor.
İznik çinisini gelecek nesillere aktarmak ve dünya çapında hak ettiği yeri almasını sağlamak için çabalayan Güven çiftinin Nişantaşı Art 212’de açtığı sergi işte bu önemli adımlardan biri.
Nursen ve Güvenç Güven, Edirne Selimiye Camisi, İstanbul Sultan Ahmet Camisi ve Rüstem Paşa Camisi’nin kalem işlerini ve restorasyonunu yapmış, 50 kadar camiyi kendilerine özgün tarzları ile süslemiş. Suudi Arabistan Kralı Fahd, 1998 yılında Los Angelas’ta, kendi adını verdiği caminin iç mekan süslemelerini ve özel vitraylarını Güven çiftine yaptırmış.
‘ORJİNAL MALZEME MÜCEVHER HİSSİ VERİR’
16. yüzyıl tarzı orjinal teknik İznik çinisi yapımı hakkında kısa bir bilgi verir misiniz?
Kaliteli bir çini yapmak için elbette kullanılan malzemelerin de kaliteli olması gerekiyor. Kullanılan boyalar ve alt yapıdaki malzemelerin orijinal olması şart. Yapay hiçbir malzeme kullanmıyoruz. Boyaları da kendimiz imal ediyoruz. Kullanılan renkleri tamamen maden asitlerinden elde ediyoruz. Yapay boya kullanıldığında çinilere baktığınız zaman sıcak bir görüntü vermez. Maden asitlerinden elde ettiğimiz boyalarla yaptığımız çiniler mücevher hissi verir. Kullandığımız renklerde yeşilimiz zümrüt yeşili, kırmızımız mercan kırmızısıdır. Mimar Sinan döneminde nasıl yapılıyorsa, biz de aynı teknikleri kullanıyoruz.
Renkler gerçekten çok canlı duruyor…
Bu arada kırmızı çini sanatında uzun yıllar kullanılamamış daha sonrasında çini üstatları sıcak renk kullanmak isteyip denemeler yapmış. En sonunda yine bir çini üstadı denemeler sonucu kırmızı rengi buluyor. Fakat maden asitlerinden elde edilen kırmızı, çinilerde kullanıldığında doğa kabartma görüntüsü veriyor.
Çerçevede kullandığınız malzeme nedir?
Altın varaklı ahşap malzeme kullanılarak elde edilen bir Osmanlı çevçevesidir.
Tarihi sanatımızın Amerika’da ilk kez kullanılmasını sağlayan sanatçılar olarak neden isminiz dünya çapında duyulmuyor?
Bizler sanatımızı icra etmekle meşgulüz. Tanıtım için harcayacak zaman lüksüne sahip değiliz. Eğer tanıtıma yönelirsek, sanatımıza ayırdığımız vaktimiz az olacak.
Tanıtım için vaktiniz olmamasına rağmen uluslararası bir yarışmada birinci olmuşsunuz.
2006 senesinde Riyad’da yapılan Geleneksel Sanatlar Yarışmasında birincilik ödülü almıştık. Dünya medyasına 16. yüzyıl tarzı orjinal teknik İznik çinisi’nin tanıtılması için bu konuda gönüllü desteğe ihtiyacımız var. Umarız sanatımız yaşatılır.
Röportaj: Sema Sezen