Yakın geçmişimizde hep sahalarımızdaki sağlık sorunlarını haber yaparak amatör camiamızın sesini gereken yerlere duyurmaya çalıştık. Sanırım bunda da bayağı yol kat ettik.
Elbette bizlere layık olan çalışmalar yapılacaktır. Biz söylemezsek siz söylemezseniz doğru nasıl bulunacak? Bunlar yapılırken iğne çuvaldız hesabı bir durumda ortaya çıkıyor.
"Umursamaz yöneticiler"
Şöyle ki: Sağlık sorunları paylaşımları ve haberleri yapılırken birileri de bunların arkasına gizleniyor gibi geldi bana. Kimler mi, hemen söyleyeyim. (Amatör kulüplerimizin işlerini yapan başkanları ve yöneticilerini tenzih ederek yazıyorum) Umursamaz yöneticiler…
"30 dakika niye bekliyorsunuz?"
Her hafta neredeyse bir sağlık sorunu haberi yapar olduk. Ama artık bir şeyleri de kulüpler olarak bireyler olarak düzeltmemiz ve yardım etmemiz gerektiğini de unutmamak gerekiyor. Herkes bildiği kadar ya da elinden geldiği kadar yardımlarda bulunsa sorunların en az yarısını halletmiş oluruz. Ayağı kırılan bir gencimiz sahada 30 dakika beklemiş, neden Ambulans gelememiş! Yahu arkadaş görünen o ki ayak kırılmış, sert madde ile etrafını sar ve kucaklayıp hastaneye kadar kendin götür ki çabucak tedavi olsun. Eğer o sahada o ayağı nasıl bir önlemle sağlıklı halde taşıyacağını bilmeyen Hakem, Saha Komiseri, Teknik Heyet, Yönetici veya tribündeki taraftar yoksa eyvah, eyvah demeli.
"İnsanlık ölmemişti o zamanlar"
Her kesime ilk yardım kursları veriliyor ve bildiğim kadarı ile bu gibi durumda ne yapılacağı da öğretiliyor. En azından iki tekmeliğin arasına çorap ile sarılarak taşınacağını herkes bilir. Ne oldu hafta sonu bahsi geçen maçta ilk ambulans 30 küsur dakikada ikinci ambulans 14 dakikada ulaşmış. Demek ki zaman, zaman geçerli sebeplerden dolayı gecikme olabiliyor. Ama bunun arkasına sığınmamak lazım. Spor Bakanlığı, Belediye ve TFF saha verecek, malzeme verecek, otobüs verecek, ASKF ve İl Temsilciliği lisanslarda azda olsa kolaylık yapacak, Özel Hastaneler ile anlaşma yapılacak (Her ne kadar da olsa indirimli tedavi) ve buna rağmen sahada onca vakit ambulans bekleyeceksin! Yok böyle bir şey. Bu sakatlıklar olmuyor muydu şimdiye kadar? Elbette oluyordu. Eskiden saha sayısı azdı, maç sayısı azdı, herkes birbirini tanırdı. Sahalar toz toprak taş içindeydi ve her maç sonu ayaklarda ve dirseklerde kanamalı yaralanmalar oluyordu. Oksijen suyu ile birazda kolonya ile tedaviler yapılıyordu. Hastanelik durumlarda orada bulunan ev sahibi yada deplasman takımından birileri oyuncuyu acil olarak hastaneye taşıyordu. insanlık ölmemişti o zamanlar.
"Kulüpleri bir rant yeri gibi görmeyin"
Ama kimsenin haberi olmuyordu. Ancak ne mutlu ki şimdi Yerel Futbol var. İyi ya da kötü tüm haberleri biz amatör sevdalılarına ulaştırıyorlar da her şeyden haberimiz oluyor. Sadece kötü haber diye yorumlamayın, maç sonuçları, puan durumları, transfer haberleri vesaire… Umursamaz sayılacak yöneticilere buradan bir duyuru yapalım. Lütfen kulüpleri bir rant yeri gibi görmeyin. Alt yapılara daha çok değer verin. Her şeyden önce önemli olan sağlık konularına ciddi şekilde değer verin. Maçlara bir şişe su ve yanında soğutucu gönderip kimsenin gözünü boyamayın.
Saygılarımla
Ogün Koca