Sevinç-Erdal İnönü Vakfı tarafından sürdürülen "Marmara Denizi'nin Değişen Oşinografik Şartlarının İzlenmesi (MAREM) Projesi"nin 2012 sonuç raporu düzenlen bir toplantıyla açıklandı. Çanakkale Boğazı'ndan Ege Denizi'ne kadar 150'den fazla istasyonda ölçümlerin sonucunda hazırlanan raporun sunum toplantısına Sevinç İnönü de katıldı. İnönü, "Çok ciddi bir araştırma olduğu için ayrıca ilgililerin de daha yakın ilgi göstermelerini umuyoruz" dedi.
MARMARA DENİZİ'NİN DURUMU VAHİM
Proje Koordinatörü Hidrobiyolog Levent Artüz, projenin 1954 yılından bugüne kadar kesintisiz devam ettiğini anlatarak, "Sosyolojiden kimyaya, biyolojiye, insan sağlığını direkt etkileyen etmenlere kadar çok geniş bir yelpazede Marmara Denizi'yle ilgili bir izleme çalışması yürüttük.
Başı 1954 senesine dayanıyor ama sonu olmaması gereken bir proje, her sene izlenmesi ve o verilerin bir şekilde topluma açılması yani yayınlanması gerekiyor. Bugüne kadar bu yayınlama işlemini de gerçekleştirdik. 12 tane kitapla bunu gerçekleştirdik" diye konuştu.
Marmara Denizi'nin durumunun "vahim" olduğunu ifade eden Artüz, "Ortaya bir kova koysak ve her sene gelip, oraya bir bardak mürekkep döksek ve temizlemekle ilgili hiçbir şey yapmasak, o kovanın suyunun rengi her sene daha koyu olacak. Marmara Denizi'nde de olan bu. Yetersiz bir arıtma sistemi ve Marmara Denizi'ne yapılan hem sanayi, hem evsel çok ciddi bir deşarjdan bahsediyoruz" dedi.
"ÇÜRÜME, EN BÜYÜK TEHLİKELERDEN BİRİ "
Marmara Denizi'ndeki en büyük tehlikelerden birinin "çürüme" olduğunu vugulayan Artüz, "Bunun sonucunda da Marmara Denizi'ndeki oksijen değerleri düşüyor ve Marmara Denizi yaşanamaz, canlıların olmadığı bir su kütlesi haline gelmeye başlıyor. Bu, başta balıkçılığımızı çok ciddi etkiliyor" diye konuştu. Artüz, Marmara Denizi'nden çıkartılan deniz ürünleri ile vatandaşların Marmara Denizi'nde yüzmelerinden kaynaklanan bir riskin olup olmadığını anlamak için yeni bir proje başlattıklarını aktararak, "İnsanlardan kan ve saç numunesi alıp, ağır metallerin insana olan etkisine bakacağız" dedi.
Sorunun arıtma yöntemiyle çözülebileceğini vurgulayan Artüz, arıtmadan elde edilecek malzemenin ise kullanılması gerektiğine işaret etti. Artüz, gerekli önlemlerin alınması durumunda Marmara Denizi'nde 5-10 yıl içinde çok ciddi değişimlerin görülebileceğini belirtti. Toplantıda, araştırmaya katılan akademisyenler de görüşlerini dile getirdi.