Evet bugün anneler günü.
Kapitalist sistemin maşası olarak kullandığı bu derin manayı yok edip değerlerimizi tüketmek için üç kuruşa algı dünyamızda satın aldırdığı Anneler günü.
Rabbimizin bize buyurduğu ‘Annenize öf bile demeyin’ emrini kulak bile asmayan bizlerin annemizi 364 gün unutup 365’nci günü hatırlayıp küçük maddi meblağla yüreğini satın almaya çalıştığımız anneler günü.
Ne garip değil mi?
Neler yaşadığını, nasıl ayakta kaldığını, nelere sabrettiğini dahi asla merak etmediğimiz, bir kez olsun sorup ta dinlemediğimiz, eşyalarımızı yıkayan, kirlilerimizi temizleyen, her gün hiç yorulmadan, kahvaltımızı, yemeğimizi hazırlayan, ne yanlış yaparsak yapalım, merhametini esirgemeden bize yatak, döşek hazır eden, ne kadar yalan söylersek söyleyelim, bize hep inanan, yeri geldiğinde herkese karşı bizi savunup ‘benim kızım, benim oğlum yapmaz’ diyen, tüm kahrımızı, evlenince bile çeken annemizin anneler günü öyle mi?
Ömrünü, hiçbir bedel almadan sana adayan, sevgisi asla bitmeyecek ve menfaatsiz olan annelerimizin günü öyle mi?
Ömürlük hizmeti, ömürlük saygıyı ve sevgiyi hak eden annelerimizi tebrik adı altında bir güne sığdırılan, teşekkür ve hatırlamalar sizce ne kadar samimi soruyorum size?
Sizce ne kadar samimi bir teşekkür?
Yoksa, teşekkür her günü içine alan ilgi, sevgi, muhabbet, hizmet değil midir?
Annelik kutsal bir kavramdır, Allah'ın (C.C) sıfatlarının, çoğunun üzerinde tecelli ettiği yüce bir kavramdır. Saygı duyulması emrolunan bir değerdir. Gerçekten annelik eden bir anneye duymadığınız samimi saygı ve sevgi sizi sadece felakete sürükler.
İnsan annesi olduğuna tüm eksiğine rağmen şükretmelidir. Nice dünyada yetim varken, nice annesi tarafından terk edilen, ilgisiz bırakılan, sevgisiz yetişen nice yüreği yangın yeri olan çocuk, yetişkin varsa insan sahip olduğu bu kutsal manevi değere, bir günde değil bir ömür sahip çıkmalı. Bir günde değil bir ömür hatırlamalı ve ona hizmet gördüğü gibi hizmeti görev bilmelidir.
Ruhlarımızı mübarek Ramazan Ayı’nda, riyadan ve samimi olmayan takdirlerden, sevgi gösterişlerinden arındırmak ve gerçeği, hakikatin penceresinden görebilmek ümidiyle dostlar.
Ne güzel anlatmış değerli büyük ozan aşık Veysel: Anneyi
Dokuz ay koynunda gezdirdi beni
Ne cefalar çekti ne etti Anam
Acı tatlı zahmetime katlandı
Uçurdu yuvadan yürüttü Anam
Anaların hakkı kolay ödenmez
Analara ne yakışmaz ne denmez
Kan uykudan gece kalkar gücenmez
Emzirdi salladı uyuttu Anam
Doğurdu beni Sivas ilinde
Sivralan Köyü’nde tarla yolunda
Azığı sırtında orak elinde
Taşlı tarlalarda avuttu Anam
Ben yürürdüm Anam bakar gülerdi
Huysuzluk edersem kalkar döverdi
Hemen kucaklayıp okşar severdi
Çirkin huylarımı soyuttu Anam
Çocuğudum Anam bana ders verdi
Okumamı çalışmamı ön gördü
Milletine bağlı ol da dur dedi
Vatan sevgisini giyitti Anam
Tükenmez borcum var Anama benim
Onun varlığından oldu bedenim
Kimi köylü kızı kimisi hanım
Ta ezelden tarihte kayıtlı Anam
Veysel der kopar mı Analar bağı
Analar doğurmuş ağayı beyi
İşte budur sözlerimin gerçeği
Okuttu öğretti büyüttü Anam...
Evet, anneliği hak etmiş, annelik görevini yerine getiren tüm annelerin ellerinden öperim. Değerli olan her şeyi ömürlük yaşatmak ve hatırlamak duasıyla.
Sevgi ve muhabbetle kalın.
İyi pazarlar diliyorum