Geride bıraktığımız 23 haftada bu 3 büyük takımın deplasman performasına bakacak olursak, neden deplasman sonuçlarının şampiyonluğu belirleyeceğini anlayacağız. Fenerbahçe bugüne dek deplasmanda 11 maç oynamış 6 galibiyet 1 beraberlik ve 4 mağlubiyet almış. yani 33 puandan sadece 19 puan toplamış. Galatasaray ise 12 deplasmandan sadece 3 galibiyet çıkarabilmiş, 7 kez berabere kalırken 3 kez de mağlubiyet almış. 36 puandan yalnızca 16 puanı hanesine yazdırmayı başarmış. Beşiktaş a gelirsek; bu 3 takım içinde deplasmanda 21 puan toplayarak en başarılı takım görünümündeler. 12 maçta 6 galibiyet 3 beraberlik ve 3 mağlubiyet almışlar.
Galatasaray ve Fenerbahçe'nin içerde maç ve puan kaybetmesi çok olası görünmüyor. Zira içerde oynadıkları etkili ve baskılı futbol ile rakiplerini geçmeleri kolay. Galatasaray'ın içerde Beşiktaş'ı yendiği gibi rakibi Fenerbahçe yi de yeneceğini düşünüyorum. Ancak mesele deplasmanda ne yapacakları gibi görünüyor.
Galatasaray'ın kalan deplasmanları Karabük-Konya-Sivas-Elazığ-Trabzon ve hepsi de birbirinden zor. Fenerbahçe'nin kalan deplasmanları da Trabzon-Antep-Galatasaray-Beşiktaş-Akhisar ve Kayseri. Bu deplasmanlardan son maç olan Kayseri'nin o hafta itibariyle küme düşmüş olacağını düşünüyorum. Kalan 5 deplasmanın her biri de puan kaybına müsait. Önümüzde ki 4 hafta şampiyonluğu %60 oranında belirleyecektir.
Galatasaray dün akşam Rize karşısında ilk 45 dakikada neredeyse hiçbir şey yapmadı. Bomboş bir ilk yarı izledi seyirciler. İkinci yarıda ise biraz kıpırdanma oldu ancak; Umut ve Sneijder'in amatörce kaçırdığı pozisyonlar, Muslera'nın gereksiz çıkışı ve penaltı maçın sonucunu belirledi. Böylece Galatasaray rakibi Fenerbahçe'nin 6 puan gerisine düşmüş oldu.
Fenerbahçe ise etkili ve hırslı oynadığı Gençlerbirliği maçını haksız 2 penaltı ile kazandı. Aslına bakarsanız Fenerbahçe o penaltılar olmasa dahi gol bulabilir ve maçı kazanabilirdi. Ancak hafta içi TFF binasına ziyarette bulunan Aziz Yıldırım ve kurmayları, hakem ataması ve Cüneyt Çakır'ın kararlarını belirlemesinde etkili olmuş gibi görünüyorlar. Böyle bir galibiyet Fenerbahçe'ye yakışmadı. Bu arada Gosso denilen Gençlerbirliği oyuncusuna da değinmek istiyorum. Kuyt'a yaptığı hareket kesinlikle kırmızı karttı. Ancak bu harekete kırmızı kart verilseydi bile az gelirdi. Böyle kasti ve sakatlamaya yönelik hareketleri yapan oyunculara kırmızı-sarı kartlar dışında da yaptırımlar uygulanmalı diye düşünüyorum. Rize maçında Burak'ın yüzüne (nedereyse gözüne) atılan yabancı cisimle ilgili de sadece şunu söyleyeceğim; böyle maç izlenmez! Bu şekilde kimse çocuğunu ve eşini maça götürmez. Yazık...
Siyasetin karışmadığı, gerçekten hak edenin kazandığı bir lig izlemek dileğiyle...
Olcay Şeker
Olcay Şeker