Türkiye’de şimdilerde çocuklar konuşuluyor,
Ben yıllardır Şişli’de Sarıgül’ün oğlu Emir’i konuşmuştum
Türkiye günlerdir siyasetçilerin çocuklarının rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarını konuşuyor. Bir taraf yerel seçimlerin yaklaşmasıyla bu operasyonun bir siyaset mühendisliği olduğunu iddia ederken, bir diğer tarafta ayakkabı kutusundan siyaset mühendisliği değil rüşvet çıktığından bahsediyor.
Bu yaşanan olaylarla ilgili insanların da kafası karışmış durumda. Bana da birçok Şişlili telefon ederek görüşümü soruyor. Bundan sonra ne olacağını merak ediyor. Hâkimlerin tutuklama vermesinden de bu anlaşılacağı gibi. Bir dalaverenin olduğu kesin
Türkiye’de bir kanı vardır. Seçim atmosferinde bu ve bunun gibi dosyalar mağdurlar yaratır ve halkta mağdurun yanında olduğu için galip gelen taraf hep mağdurlar olur. Bunun için de hiçbir zaman bu tür dosyalar seçim döneminde çıkartılmaz. Ama bu dönem öyle olmadı veya olamadı.
“HANGİ DOSYAYA NE KADAR OY”
Bu sefer de tüm taraflar karşılıklı tüm dosyaları ortaya çıkaracak. Bu da halka yarayacak. Biz bakacağız kimin dosyasına ne kadar oy vereceğiz diye. Yani ipin ucu bizde olacak. Bunun da en önemli belirleyicilerinden biri de adaylar olacak. Hem belediye başkan adayları hem de meclis üyesi adayları.
Siyasilerin belirleyecekleri adayları da bu hususlara göre belirleyeceklerini düşünüyorum. Daha doğrusu mecbur olduklarını düşünüyorum.
“LİDER SULTASI BİTTİ”
Liderler dilediğini dilediği yerden aday gösterebiliyordu. Artık o dönem bitti. Ak Parti bir kere buna mecbur. Düne kadar böyle bir mecburiyetleri yoktu. Ama bugün öyle değil. CHP’den de oy farkı çok olduğu için güçlü adaylar çıkamıyordu. Şimdilerde herkes için bir umut doğacak. Tabi umudu olanlar için. Buraya kadar olması gerekenleri ifade etmeye çalıştım.
Peki; yaşananlara ve gelişmelere bir bakalım.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bu yapılan operasyonları şiddetli bir şekilde eleştirdi. Eleştirmeye de devam edeceğe benziyor.
“SARIGÜL’ÜN ADAYLIĞI NORMAL DEĞİL”
Bu eleştiriler üzerine artık Mustafa Sarıgül’ü aday gösteremez diye düşünmüştüm. Ama bir baktım ki; Mustafa Sarıgül’ün adaylığı açıklandı. Bunun normal bir durum olmadığını ve arkasında başka şeylerin yattığını ben anlayabiliyorum. Bunu ilerleyen dönemde de hep beraber göreceğiz. Bu olayın; Deniz Baykal’ın bahsettiği baronlardan, okyanus ötesine, oradan da Dünya’yı yönetenlere kadar gideceğini söyleyebilirim.
“SARIGÜL PAZARLIĞA MECBUR BİRİ”
Neden derseniz? Mustafa Sarıgül ile ilgili açılan dosyalardan tutun, buna daha açılmayan dosyalarla birlikte, karanlık ilişkilere varana kadar, Şişlilinin gözü önünde yapılan Şişli’de ki yolsuzluk ve usulsüzlükleri de eklersek. Buna rağmen aday olmasının arkasında başka sebeplerin yatmasından başka bir şey düşünülemez. Bunlara rağmen aday yapılmasının ardında; yarınlarda onu aday yapanların isteklerini karşılanmaması halinde Sarıgül’ün önüne bu dosyaların pazarlık unsuru olarak konulacak biri olmasının yattığını düşünüyorum.
“SARIGÜL NEDEN KONUŞAMIYOR?”
Bunu şimdiden de görmek mümkün. Ünlülerden biri rahmetli olunca camiinin yolunu tutan, basına çıkmak için her an siperde olan Sarıgül’ü yakınlarda hiç gördünüz mü? Bu olup bitenlerin hesabını soracak bir tek laf duydunuz mu? Bırakın hesap sormayı en ufak bir açıklama yaptı mı?
Hele bir de Şişli’den belediye başkan adayı yapmayı düşündüğü yakın arkadaşı ve oğlu Emir Sarıgül’ün ortağı olduğu iddia edilen Hüseyin Sipahi’nin sorguya alındığını duyunca Sarıgül’ü bulabilene aşk olsun.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Mustafa Sarıgül olamaz diyenlere seçim sürecinin yaklaşması ile ‘Sen rahat ol. Seçim sürecinde kimse dosya çıkartamaz. Mağduru oynarsın’ diyen baronların tezleri de şimdilerde çürüdü. Çünkü artık dosyası olan herkesin foyası ortaya çıkacak. Başbakan da bunu dillendiriyor zaten. ‘Sizin de ne olduğunuzu biliyoruz’ diyor.
Daha düne kadar Sarıgül ile ilgili dosyalar işleme alınmıyordu. Veya görmezden geliniyordu. Şimdilerde tüm arşivdeki dosyalar artık rahat rahat sahalara inecek. Hani Sarıgül’de diyordu ya ‘Beni müfettişler denetledi. Bir şey bulamadı. Çocuklarımın boğazından haram lokma geçirmedim’ diye. Şimdi bakalım neler olacak. Egemen Bağış şimdiden başladı bile.
“BİZİM ARŞİVİMİZ DEVREYE GİRECEK”
Hani oldu ya arşivlerde kaybolmuş olabilir. Mahkemelerde aklanmış olabilir. Gözlerden kaçmış olabilir. İşte o zaman benim arşivim devreye girecek. Hangi dosyadan nasıl aklanmış. Neler görülmemiş. Hangi ihaleler kime nasıl verilmiş. Kimler nerelerden nerelere gelmiş. Şişli modeli neymiş? Bunların hepsi ortaya çıkacak.
Bakanların oğullarının neler yaptığı ortaya çıktı da Mustafa Sarıgül’ün oğlu Emir Sarıgül’ün yaptıkları ortaya çıkmayacak mı? Şimdiler de gemisini kurtaran kaptan olacak. Bakalım ne kadar kaptan kalacak ortada.
“SAVCILARIMIZI ŞİŞLİ’YE DE BEKLİYORUM”
Savcılarımızı Şişli’ye de bekleriz. Ben buradan savcılarımıza sesleniyorum. Seslenmekle de kalmayacağım. Geçmişte gazeteden bulunduğum suç duyurularını şimdilerde de savcılığa bulunacağım. Bu Emir Sarıgül’ün hangi inşaat firmasında ne kadar aldığını yazdığım haberlerin hepsinin incelenmesini talep edeceğim. Şişli Belediyesi’nde yapılan ihalelerin nasıl yapıldığını, kimlere verildiğini, hangi ihaleleri kimlerin kaç paraya aldığını, ihaleleri almak için nasıl sahte evrak düzenlediklerini herkes bilecek. Bir bir hem halka, hem de adalete hesap vermelerini sağlayacağım.
Sürekli artık diyorum. Çünkü düne kadar benim yaptığım tüm haber ve ihbarlar dikkate alınmamıştı. Ama şimdilerde onun öyle olmayacağına inanıyorum.
“SARIGÜL HERKESE BAŞKANLIK SÖZÜ VERDİ”
Mustafa Sarıgül’ün belediye başkanlığı için yıllardır söz verdiği Eyüp Birgün’ü artık istemediğini herkes biliyor. Aralarının açık olduğu da konuşuluyor. Şişli belediye başkanlığı için bir sürü ismin geçmesinden gerekse de yarınlardaki yaptığı planlara uyacak kendine uygun aday bulup açıklamadığından da bunu anlayabiliyoruz.
“EMİR SARIGÜL’Ü BAŞKAN YAPACAK”
Çünkü belediyeyi kendisinin yönettireceği, emanetçi bir başkan arıyor. Çünkü oğlu Emir sırada bekliyor. Eğer planları tutarsa bir süre sonra mevcut belediye başkanını istifa ettirip yerine Emir Sarıgül’ü Şişli Belediye Başkan’ı yapma peşinde.
“TİCARETHANESİNİ KAYBETME RİSKİ VAR”
Sonuçta her halükarda belediyeyi kendisi yönetmesi gerek. O isim de Şişli’nin bildiği tanıdığı bir isim olamaz. Öyle bir isim de bu düzene uymaz. Uyacak isim de Şişli Belediye Başkanlığı’nı alabilecek çapta biri olamaz. İşte bu standartlarda bir isim ararken de, Ak Parti iyi bir aday çıkartırsa da o zaman ticarethanesini kaybetme riski de var.
“AK PARTİ KENDİ KADERİNİ BELİRLEYECEK”
Ak Parti Şişli’ye gelince, bir oyun dahi hesabının yapıldığı bu dönemde öyle özel ilişkileri olanların belediye başkan adayı veya meclis üyesi adayı olacağı döneminin de bittiğini düşünüyorum. Ak Parti’nin de Şişli’de kendi kaderini kendisinin belirleyeceğini düşünüyorum. Ben her şeye rağmen diyorum ki; bu iş hayra vesile olacak. Ama bu işin koşulsuz tek yarayacağı yer de halk olmalı. Kullanmasını bilen için tabi ki…
Bizler Şişlili olarak ya oynanan oyunlar içerisinde ezilen olacağız ya da o oyunları bozan olacağız. Biz nasılsak öyle yönetileceğiz…