Korona virüs salgını nedeniyle İstanbul'da dışarıda en sessiz günlerin yaşandığı bu günlerde kâğıt toplayarak ailesinin geçimini sağlayan 47 yaşındaki Hayri Sesigür, kâğıt toplayıcılar arasında "çek çek" diye tabir edilen arabasıyla İstanbul sokaklarını geziyor.
Yaklaşık 20 yıldır kâğıt toplayıcılığı yapan Hayri Sesigür, yeni tip korona virüs salgınına rağmen mesleğini sürdürüyor.
“ÇÜNKÜ, EVE EKMEK GÖTÜRMEK ZORUNDAYIM”
Sesigür, ekmeğini kazanmak için her gün onlarca çöp bidonunu karıştırarak, kâğıt ve plastik malzemeleri topluyor. ‘Çünkü eve ekmek götürmek zorundayım. Romatizma hastasıyım. Yağmurlu havalarda hiç yürüyemiyorum mesela." dedi.
AMASYA’DAN 40 YIL ÖNCE İSTANBUL’A GELMİŞ
Ailesiyle, Amasya'dan İstanbul'a 40 yıl önce gelen Hayri Sesigür, birkaç sektörde çalıştıktan sonra kâğıt toplama işine başladı.
Avcılarda ikamet eden ve 20 yıla yakındır kâğıt toplayarak geçimini sürdüren 4 çocuk babası Hayri Sesigür, korona virüs salgını günlerinde nasıl çalıştığını anlattı.
“ÇOCUKLARIM SOKAĞA ÇIKMA DİYOR”
Çocuklarım ‘çıkma sokağa’ diyor ama mecburen çıkıyorum. Çünkü eve ekmek götürmek zorundayım. Romatizma hastasıyım. Yağmurlu havalarda hiç yürüyemiyorum mesela. Sonuçta çıkıyorum. Üç tane çocuk okutuyorum. Bu işi yapmak zorundayım.
Salgına karşı eldiven ve maske ile korunmaya çalışıyorum. Eve gittiğimde ise banyo yaptıktan sonra çocukları ve annelerini uzak durmaya çalışıyorum.
“İŞİMİZ PİS OLUNCA, İNSANLAR HOR GÖRÜYOR”
Son dönemde Türkiye'de sayıları çoğalan sığınmacı ve göçmenlerin de bu işi yapıyor. Onlarla tatlı bir rekabet içerisindeyiz.
İşimizin pis olduğunu biliyoruz ama bazı insanlar da bizi hor görüyor. Yani yapacak bir şey yok. Mesela akşamları giderken minibüslere biniyoruz, insanlar garip garip bakıyorlar. Biz de bu işi yapmak zorundayız. Keşke imkanlarımız olsa da bu işi yapmazsak. Sonuçta evimize ekmek götürmek zorundayız."