25 Kasım her yıl dünya çapında Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak anılıyor. 25 Kasım öncesinde açıklama yapan Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, toplumumuzda erkeklerin öfke kontrol güçlüğü yaşadıklarını kabul etmediklerini belirtirken öfkesini doğru kanaldan akıtamayan kişilerin çevresine zararlar verdiğini söyledi.
ERKEKLER TESTOSTERON YÜZÜNDEN DAHA AGRESİF
Erkeklerin kadınlara oranla daha agresif olduklarını dile getiren Ünsalver, “Kadına yönelik fiziksel ve psikolojik şiddet tüm dünyada yaygın ve ne yazık ki ülkemizde hemen her gün şiddet mağduru bir kadın öyküsü okuyoruz. Erkekler testosteron hormonunun etkisiyle agresif davranışlara kadınlara göre daha meyilli ancak bu agresif dürtüleri spor gibi fiziksel bir faaliyete ya da iş hayatındaki yaratıcılığa dönüştürmek de mümkün.” dedi.
ŞİDDET MAĞDURU KADIN ÇOCUĞUNA YANSITIYOR
Öfkesini doğru kanaldan akıtamayan kişiler çevreye zarar verici olabildiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, şiddetten en fazla nasibini alan kişilerin kadınlar olduğunun altını çizdi. Kadınların ise eşlerine gösteremedikleri tepkiyi çocuklarına gösterdiğini vurguladı.
ERKEKLER ÖFKE KONTROL GÜÇLÜĞÜ YAŞIYOR
Toplumumuzda erkeklerin öfke kontrol güçlüğü yaşadıklarını kabul etmediklerini belirten Ünsalver, şöyle devam etti: “Bu nedenle de profesyonel destek almadıklarına şahit oluyoruz. Her daim kendilerini haklı görüyorlar.”
“KADININ DAYAĞI HAK ETTİĞİ DÜŞÜNÜLÜYOR”
Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, kadının şiddete karşı geldiğinde daha fazla şiddete maruz kalabildiğini bir süre sonra toplumda kadının dayağı hak ettiğinin düşünüldüğünü belirtti. Ailelerin de böyle durumlarda yanlış tavırlar sergilediğini söyleyen Ünsalver, “Aileler ne yapalım eşin, çekeceksin mantığıyla yaklaşıp kızlarına sahip çıkmayınca devletin bu durumu önleyici rolü büyük önem kazanıyor. Ayrıca basında yer alan terk ettiği kocası tarafından öldürülen kadın haberleri de zaten korkmuş kadının kendisini iyice çaresiz hissetmesine neden oluyor. Şiddet uygulama bir dürtü kontrol bozukluğudur. Erkeğin kadına şiddetinin azaltılması çocuğun şahit olduğu ve maruz kaldığı şiddeti de azaltarak toplum sağlığı açısından da fayda sağlayacaktır.” ifadelerini kullandı.