Sultanahmet Camii, Sultanahmet Meydanı, Sultanahmet Semti ve hatta Sultanahmet Köftecisi. Tamamında bitişik yazılır Sultanahmet. Oysa camiye de, meydana da köfteciye de o ismi kazandıran birisi var;
Sultan 1. Ahmet.
İsmi günlük hayatta bu kadar çok kullanılan ama hiç bahsedilmeyen bir başka kişi var mı acaba? Sanmıyorum.
Bizde Osmanlı İmparatorluğu tarihi Osman Gazi ile başlar Fatih, Yavuz ve Kanuni üçlüsü ile son bulur. Sanırsınız ki Muhteşem Yüzyıl sonunda tarih durmuş. Arada kalanlar ya da sonrasındaki padişahlar yok hükmündedir.
Bugün çıkın dışarıya sorun Sultanahmet Camii’ni hangi padişah yaptırdı diye alacağınız cevapların yarıdan fazlası Fatih, Yavuz ya da Kanuni olacaktır. Mimar’ını sorarsanız o zaman oran %90’a çıkar, Mimar Sinan’dan başka camii yapan yoktur çünkü.
Sultan 1. Ahmet’de bu yok hükmündeki padişahlarda birisi. Sanki hiç öyle birisi yaşamadı. O camii sanki kendiliğinden geldi kondu At Meydanı’na.
Osmanlı İmparatorluğu’nun kendinden önceki 13 padişahına göre çok küçük bir yaşta sadece 13 yaşında tahta çıktı 1. Ahmet. Bugün olsa 4+4+4’ün daha ortasına gelmiş olacaktı. Mezun olması için ise daha çok zamana ihtiyacı var.
Çok adı geçmez tarihte 1. Ahmet’in. Ama Kanije Kalesi’ni, Estegon Kalesi’ni herkes bilir. Belki de Cüneyt Arkın’ın filmlerinden hatırlarız bu tarihi başarıları. Ama filmlerde de Cüneyt Arkın hep Fatih’in huzuruna çıkmaz mıydı, ben mi yanlış hatırlıyorum? Hiç Sultan Ahmet’in huzurunda gören oldu mu?
Görmeme durumu var hep Sultan Ahmet’i. Belki de adı Ahmet olduğu içindir. Önüne bir sıfat gelmediği içindir.
Fatih döneminde kanunlaşan kardeş katli yasası Sultan Ahmet döneminde kaldırıldı. Devletin bekası önemli tabii ki ama insan kardeşini nasıl öldürebilir? Sultan Ahmet’de öldürememiş zaten. Belki de bu yüzden imparatorluğun “deli” olarak anılan ilk padişahı unvanını aldı kardeşi 1. Mustafa.
Eğer çok genç yaşta ölmeseydi belki de sonrasında çok uzun süre devam eden sıkıntılı dönemi yaşamayacaktı Osmanlı. Bir anlamda devir Sultan Ahmet ile değişti demek mümkün.
Sultan Ahmet’i bilmeyiz, tanımayız? Ama çocuk yaşta tahta çıkan Genç Osman’ı hepimiz duymuşuzdur. Oysa tahta çıktıklarında her ikisi de aynı yaştalar. Ve daha ilginç olanı Genç Osman’ın Sultan Ahmet’in oğlu olması.
Dördüncü Murat’ı duymayan var mı? Yaşı 40’a yakın olanların gözünün önüne hemen Cihan Ünal geldi, biliyorum. Önce pısırık, korkak sonra yeri göğü titreten kudretli Dördüncü Murat. Meraklandırmadan söyleyeyim Dördüncü Murat’ta Sultan Ahmet’in oğlu.
Ve hatta Sultan 1. İbrahim’de Sultan Ahmet’in oğlu.
Osmanlı tarihi denildiğinde akla gelen 2 kadın var; Hürrem Sultan ve Kösem Sultan. Muhteşem Yüzyıl döneminde Sultan Süleyman’ın yanında olan Hürrem Sultan ve çalkantılı bir dönemde tahta padişah çıkaran, padişah indiren, 6 hükümdarlık dönemi gören, iktidarı elinde tutan Kösem Sultan ya da ilk adı ile Anastasya. Kimin eşi? Sultan Ahmet’in. Cihan Ünal’ı hatırlayanlar Kösem Sultan olarak da Ayten Gökçer’i hatırlayacaktır.
Sadece 14 yıl tahtta kalan, 20 yaşındayken temelini attığı, temeli için taş taşıdığı Sultan Ahmet Camii’nin açılışını yaptıktan çok kısa süre sonra yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak 27 yaşında ölen Sultan Ahmet, dönemi ve sonrası ile Osmanlı tarihine damga vuran padişahlardan birisi oldu.
Belki de biliyordu öldükten sonra bir daha adının hiç anılmayacağını o yüzden İstanbul’un kalbine yazdı adını Sultan Ahmet diye.
Ya yabancılara ne demeli?
Onlar Sultanahmet bile demiyorlar.
Blue Mosque onlar için Sultan Ahmet Camii’nin adı.
Hani olur ya bazen sorarlar, imkanınız olsa hangi döneme gitmek isterdiniz diye.
Cevabım kısa ve net; Sultan Ahmet dönemine. Ve sormak isterdim;
Padişahım, kimin tavuğuna kış dediniz siz?