Bakan Zafer Çağlayan, 2012 yılı ithalatını değerlendirdiği Conrad Otel’deki toplantıda basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Türkiye'nin ithalatında, otomotiv sektöründe en yüksek kalemin otomobil motor ve aktarma organları olduğunu belirten Çağlayan, “Biz bunları çok iyi bir şekilde yaparız. Sektörle arkadaşlarımız çalıştı. Şimdi hiç kimseye bir bahane bırakmamak adına 'yerim dar deyip oynamaya niyeti olmayan gelinleri kaldırmak adına, yerlileştirmeyi yakalamak adına ilave bir kararname hazırladık. Bunun biri enerji sektöründe yerli kömür kullananlara öncelikli bölge desteği veriyoruz. Otomotiv sektöründe motor ve aktarma organlarını yapabilme adına önemli değişiklikler yaptık. Elektroniği de içine alacak. Yaptığımız bu düzenlemeyle Türkiye'de hem yüksek katma değeri getirecek, hem teknolojik değişim dönüşümü gerçekleştirecek. Yeni teşvik sistemimiz için seçici davranıyoruz. Hangi sektörün hangi bölgede olacağı konusunda hassasız. Stratejik yatırımlar dediğimiz, ülkemizde üretilmeyen ya da çok az üretilen ama ülkemizde üretilebilecek yatırımları destekleme yolunun da stratejik teşviklerden geçtiğini ifade etmeliyim. Stratejik teşvik için müracaatlar var. Eczacılık ürünlerinde stratejik teşvik belgesi vermeye başladık, elimizde müracaatlar var” şeklinde konuştu.
Bir basın mensubu Çağlayan’a, Merkez Bankası'na ilişkin yaptığı değerlendirmeyi hatırlattı. Çağlayan ise soru üzerine şunları söyledi:
“Merkez Bankası ile ilgili bugün çok şey söylemek istemiyorum, konumuz ithalat. Konunun üstünü örtmesin ama söyleyeceğim zaman da sözümü esirgemem, biliyorsunuz. Bunu söylerken de haber olma adına yapmıyorum. Eski bir sanayici, Ekonomi Bakanı olarak görüşlerimi ifade ediyorum. Bunları sadece basın yoluyla söylemiyorum. Bunları söylerken kendisiyle yapmış olduğumuz görüşmelerde, Bakanlar Kurulu'ndaki sunumlarında aynı görüşlerimi daha yüksek tonlarda ifade ediyorum. Dün akşam Slovakya'da Sayın Başbakanımız da aynen ifade ettiler; 'Türkiye'yi 2023 hedeflerine taşıyacak araç karayolundan gitmez, uçarak gitmemiz lazım' diye ifade ettiler. Biz 2023 hedeflerini yakalamak için sürdürülebilir bir cari açık, büyüme, enflasyon belirleyebilmeliyiz. Türkiye'nin 2023 hedeflerini, 2 trilyon doları aşan milli geliri yakalamasının yolu minimum yüzde 6'lık büyümeden geçer.
Büyürken eskisi gibi büyümüyoruz. İthalatını yüzde 1,8 arttıran Türkiye, ihracatını 13,1 artırdı ve cari açığını ilk 11 ayda yüzde 35,7 düşürdü. Bu bize büyük cesaret verdi. Türkiye son 5 çeyrektir net ihracat ile büyüyen bir ülke oldu.”
Bakan Zafer Çağlayan, ham petrol, benzin ve motorinde ciddi bir tüketim çılgınlığı olduğunu ifade ederek, “Dünyanın hiçbir yerinde olmayan bu konuda lüksümüz var. Her evden 3-4 araba çıkıyor, geri geliyor. Buradaki dışa bağımlılığı azaltabildiğimiz müddetçe, cari açıkta ilacı olabilecek stratejik yatırımların orta ve uzun vadedeki etkilerini gördükçe bunların azaldığını göreceğiz. Hemen yarına çözülür demiyorum ama önümüzdeki 3-5 yıl içinde hedefe yaklaştığımızı göreceğiz. Dünyanın hemen hemen en zengin boksit yataklarından birine sahibiz. Arkadaşlar neredeyse Türkiye'de 100 yıllık rezerv var. Ama biz alüminyumu şu anda 3 milyar dolar ithal ediyoruz. Sebebi geçmişteki hatalı politikalardır. Bu ürünleri yapanların kuracakları enerji yatırımlarını da aynen stratejik yatırım kapsamına aldık. Bu konuda Türkiye uçmak zorunda” diye konuştu.
Bir basın mensubunun altın ihracatı ile ithalatı arasındaki farkla ilgili sorusu üzerine Çağlayan, altında gelinen noktanın önemli olduğunu ifade ederek, “Bu yıl içinde altın ihracatımızı talep olduğu müddetçe kim isterse istesin satmaya devam edeceğiz. Bu konuda bir kısıtlamamız yok. Bir başkasının aldığı kısıtlama da bizi bağlamaz. Türkiye'nin uluslararası yükümlülükleri ne ise Türkiye onu yapar. Bugün İran'a ambargo koyanlar, İran'a ürün ihracatı yasaklayan ülkelerin şirketleri başka şapkalar altında İran'ın bütün ihracatını yapıyor. Bizim yaptığımız ihracat son derece sınırlı. Geri kalan yüzde 90'lık ithalatı İran kimlerden yapıyor? Bu konuda biz hiç gaza gelmeyeceğiz. Sanki bu yıl biraz daha geçen yıla nazaran talepte bir azalma olacağını öngörüyorum” şeklinde konuştu.
Çağlayan, altın ihracatına ilişkin soru üzerine de, “Diğer bankaların birçoğunun yurt dışı bağlantıları var. İster istemez bundan Amerikalılardan gelen baskı üzerine bu konuda geri adım attılar. Ama Halkbankası bu işi yapacak, niye yapmasın? Kamu bankası. Bizim derdimiz çok mal satmak. Ya satarım, bal satarım her şeyi satarım dedim ya” şeklinde konuştu.
Dünyada ciddi bir ''kur savaşı'' olduğunu ve Merkez Bankası'nın bu konuda sorumluluklarının bulunduğunu dile getiren Bakan Zafer Çağlayan, “Merkez Bankası yaptığı açıklamayla gerekli müdahaleleri yapacağını söylemişti. Ben de Merkez Bankası’nın gerekli müdahaleleri yapabileceğini söylüyorum. TL'nin değerli olması bizi mutlu ediyor. Kendi paranızla yurt dışından mal almak son derece önemli. Bu TL'ye güvenin göstergesidir. TL aşırı değerlenme halinde ithalatı körükleyen, yerli sanayiciyi rekabet edemeyecek duruma getirebilen halinden bahsediyoruz. ABD, Çin ve Japonya ciddi önemli tedbirler alıyor. Bizim de bu tedbiri almamız kaçınılmaz” dedi.