Kanser, bir organ veya dokuya ait hücrelerin kontrolsüz bölünmesine denir. Kontrolsüz çoğalan hücreler etraftaki dokulara nüfuz edip orada büyür ve o dokuyu zarar verirler. Kan ve lenf yolunu kullanarak vücudun diğer organlarına yayılarak oralarda kitle ve hasar oluştururlar.
Prostat kanseri genelde yaşlı erkeklerin hastalığıdır. Prostat kanseri tanısı konulduğunda hastaların yüzde 90’dan fazlası 60 yaşının üstündedir. Erken teşhisin artması sebebiyle 60 yaş civarı erkeklerde görülme sıklığı artmaktadır.
Tipik bir belirtisinin olmaması sebebiyle sinsi bir hastalık olarak değerlendirilir. Bütün kanserler arasında yaşla birlikte en hızlı artış gösteren kanser tipidir.
Ailesinde Prostat Kanseri Olanlar Neler Yapmalıdır?
Prostat kanserinde aile öyküsü önemli bir yer teşkil eder. Prostat kanseri hastalarının birinci dereceden yakınları, toplumun diğer kesimlerine göre bu hastalığa daha sık yakalanmaktadır. Babası veya erkek kardeşi hasta olan bir erkeğin hasta olma riski iki ile üç kat arasındadır. Babası ve erkek kardeşi hasta olan bir erkeğin hasta olma riski ise beş kat daha yüksektir.
Bu ailesel yatkınlıktan dolayı normalde 50 yaşından sonra önerdiğimiz PSA kontrolü ve makattan prostat muayenesinin, yakınlarında prostat kanseri olan kişilere daha erken yaşlarda (40 yaş ve öncesi) yaptırması önerilir. Ayrıca daha sonraki bölümlerde belirttiğimiz gibi prostat kanserine sebep olan çeşitli faktörlere karşı önlem alınması önerilebilir. Bu öneriler arasında beslenmenin en önemli faktör olduğunu belirterek az yağlı, düşük kalorili ve vitaminden zengin beslenmenin koruyucu etkisi olacağına belirtmek gerekir.
Prostat Kanserinin Sebebleri Nelerdir?
Prostat kanseri oluşumuna katkıda bulunan sebepler şu şekilde sıralanabilir:
1.Sigara kullanımı
2.Ultraviole (mor ötesi) güneş ışınları
3.Radyoaktif ışınlar
4.Bazı kimyasal maddelere maruziyet
5.Bol yağlı, çok kalorili ve vitamin yönünden zayıf beslenme
Birçok kanser tipinde olduğu gibi erken evre prostat kanserinin tipik belirtileri yoktur. Prostat kanseri ancak geç dönemde rahatsızlıklara yol açar. Bu sebepten dolayı yıllık PSA kontrolü ve makattan prostat muayenesinin(rektal tuşe) ihmal edilmemesi gerekir. Prostat kanseri tanısı kontrol sırasında PSA yüksekliği veya makat muayenesi (rektal tuşe) sırasındaki anormal muayene bulgusuna göre yapılan prostat biyopsisi sonucunda ortaya konur.
Prostat kanseri için yapılan değerlendirmede PSA değerine bakılması tek başına yeterli değildir. Mutlaka makattan prostat muayenesi yapılmalı ve şüpheli bir muayene bulgusunda prostat biyopsisi yapılmalıdır.
Prostat Biyopsisi
Prostat kanseri tanısı ultrason kılavuzluğunda yapılan prostat biyopsisi ile konur. Biyopsi iğnesi ile alınan parçaların patolojik değerlendirmesi sonucunda kesin tanı konur.
Prostat Kanserinin Tedavisinde Neler Yapılmaktadır?
1.Ameliyat : Prostat kanserinde uygulanan cerrahi tedavi radikal prostatektomidir. Açık, laparoskopik ve robotik yöntemlerle ile uygulanabilir. Kullanılan aletler ve insizyon büyüklüğü değişiklik göstermesine rağmen yapılan işlem her üç teknikte de aynıdır. Prostat kapsülü ile beraber çıkarılırken, ejakülat salgısının büyük bir kısmını sağlayan veziküla seminaliste çıkartılır. Gerekli vakalarda pelvik damarlar bölgesindeki lenf bezleri çıkartılır.
a.Açık Radikal prostatektomi : Kanama miktarı, iyileşme süresi ve sondalı kalma süresi daha uzundur.
b.Laparoskopik Radikal Prostatektomi : Açık cerrahiye göre avantajları kanama miktarının az olması, iyileşme süresinin ve sonda kalma süresinin kısa olmasıdır.
c.Robotik Cerrahi ile Radikal Prostatektomi : Maliyet olarak oldukça yüksek olan bir işlemdir. Açık cerrahiye göre laparoskopik cerrahi benzeri avantajları vardır.
2.Radyoterapi
Küçük ve prostatı aşmamış tümörlerde ameliyata bir alternatif olarak kesin iyileşme şansı veren ve sonuçlar olarak cerrahi ile arasında çok belirgin bir fark ortaya konamamış bir tedavi yöntemidir. Hafta içi hergün ortalama yedi hafta sürecek bir tedavi planı uygulanır.
3.Brakiterapi
Prostatla sınırlı olan karsinomda, tümörün direkt içine radyoaktif madde içeren kapsüllerin yerleştirilmesi şeklinde uygulanır. Kapsüller, ultrason kılavuzluğunda kanül iğneleri yardımıyla, perineden daha önceden hesaplanmış olan pozisyonlardan prostatın içine yerleştirilir.
4.İlaçla hormon blokajı
5.Kemoterapi.
Erken Tanı Önerileri
Tüm erkeklerin kırk yaşından sonra hiçbir şikayeti olmasa dahi üroloji doktoruna başvurarak tetkiklerini ve muayenesini yaptırmalıdır.
Yakın akrabalarında prostat kanseri olanlar daha erken yaşlarda kontrole gitmelidir.
İdrarla ilgili bir sıkıntı olduğunda ve kanama benzeri bir bulgu olduğunda en kısa zamanda üroloji doktoruna başvurmaları gerekir.
Düzenli takiplerini yaptıran eski yıllara ait tetkiklerini kaybetmemeleri PSA değişimlerinin iyi belirlenmesi açısından önem taşımaktadır