“Uğur Mumcu’yu kaybedişimizin üzerinden 20 yıl geçti. Ancak Mumcu’nun yüreğimizde bıraktığı acı hala geçmedi. Mumcu cinayeti gerçek anlamda çözülemediği için toplum olarak aldığımız yara, hem hepimizi sarsmakta hem de hukuk devleti kavramına ilişkin sorgulamaları gündemde tutmaktadır.
Mumcu’nun dediği gibi, ‘Hukuk devletinin zedelendiği her ülke, kargaşalarla, zorbalıklarla, diktatörlüklerle karşılaşmak yazgısı ile karşı karşıyadır. Hukuk devleti, bireylerin olduğu gibi, sendikaların, partilerin ve kurumların ortak güvencesidir’.
Uğur Mumcu, özlemle ve saygıyla anılırken, bıraktığı eserler yeni kuşaklara azmi, kararlılığı, araştırmacılığı, gerçek gazeteciliği ve gerçek demokratlığı aşılayacaktır. Uğur Mumcu, eserleriyle toplumumuzu hep aydınlatacaktır.
Mumcu’yu ölüm yıldönümünde bir kez daha rahmetle ve saygıyla anıyor, O’nun hedeflediği aydınlık ve demokrat bir Türkiye’de yaşamak için hepimize büyük görevler düştüğünü anımsatmak istiyorum. Mumcu’nun bıraktığı bayrak, O’nun izinden yürüyenlerce asla yere düşürülmeyecektir.”