Türkiye Kupası hakkında son yıllarda giderek artan tartışmalar mevcut. Bunların birçoğu bu kupanın gerekli olup olmaması,statüsü, eşleşmeleri ve kupadan kazanılan gelirlerle alakalı. Geçtiğimiz senelerde bazı kulüp yöneticileri tarafından gereksiz bulunan, gerekirse paf takımı ile çıkılabilir denen bu kupanın aslında haketttiği değeri görmediğini kabul etmek zorundayız.
Dünyanın tüm liglerinde lig kupası diye bir kavram var. Hatta İngiltere gibi futbolun beşiği sayılan bir ülkede hem lig hem de FA CUP denen iki kupa organizasyonu mevcut. Eskiden - UEFA Kupası ve Kupa Galipleri Kupası birleşmeden önce- lig kupalarını kazanan takımlar Kupa 2 diye adlandırılan Kupa Galipleri Kupası'nda ülkelerini temsil etmeye hak kazanırlardı. Daha sonra bu organizasyon UEFA Kupası olarak değişti ve tarihe karıştı.
Ülkemizde de bu kupayı kazanan takımlar UEFA Kupası'nda ülkemizi temsil etmeye hak kazanıyorlar. Galatasaray bu yıl ligi en kötü ihtimalle üçüncü sırada bitireceğinden Eskişehirspor önümüzde ki yıl Türkiye'yi bu kupada organizasyonunda temsil etme hakkı kazanmış oldu. Dün akşam Galatasaray bu kupayı kazanarak kasasına 1.5 milyon dolar bir gelir koymuş oldu. Bu kupanın getirisi, kazanımları sadece maddiyattan mı ibaret peki? Avrupa Kupaları'nda ülkemizi temsil etme onuru, müzesinde Türkiye'nin 2 numaralı kupasını bulundurma prestiji ve ulusal bir turnuvada şampiyon ünvanını kazanıp gelecek sezon formasında ay yıldız logosunu taşıma gururu hiçbir şey ifade etmiyor mu?
Futbol endüstriyelleşiyor ve artık kulüpler birer şirket gibi yönetiliyor. Buna dur diyecek gücümüz yok zira sistem artık bunu gerektiriyor. Buna eyvallah ama prestij, onur, arma gibi kavramları da tarihe gömmenin anlamı yok diye düşünüyorum. Türkiye Kupası olmazsa olmaz organizasyonlardandır ve Türk futbolu için akıllıca kullanılırsa; hem futbolu güzelleştirecek hem de daha fazla insanı ve farklı kültürü bir araya getirme imkanı oluşturacaktır.
Peki nasıl olacak? Birincisi bu kupanın saçmalıkla dolu statüsünün değişmesi elzem. Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe vb. büyük kulüpler öyle çeyrek final öncesi turlardan bu kupaya başlama hakkına sahip olmamalıdır. Herkes turnuvaya aynı turdan başlamalı, herkes her turda her takımla eşleşebilmelidir. Böylece hem daha düşük bütçeli takımların final oynama şansı olacak, hem Galatasaray-Fenerbahçe-Beşiktaş derbilerini Mayıstan önce izleme imkanı doğacak; hem büyük takımlarımız daha evvel belki de hiç gitmedikleri illere giderek oradaki futbol seyircisine kavuşacak hem de gerçek anlamda ulusal bir organizasyon olacaktır.
Düşünsenize; ekim ayında Türkiye Kupası 1.Tur ilk maçında Adıyamaspor-Galatasaray ile Belediye Bingölspor-Fenerbahçe ile ve Siirtspor-Beşiktaş ile eşleşiyor. O şehirlerde ki halkın heyecanını düşünebiliyor musunuz? Hayal edin; Kasım ayında önce ligde sonra da Türkiye Kupası 3. turunda Beşiktaş ve Fenerbahçe aynı hafta üst üste karşılaşıyorlar! Galatasaray kupanın henüz 2. turunda Trabzonspor ile eşleşiyor ve eleniyor.
Türkiye Kupası yarı finalinde es kaza Bursa Nilüferspor, Akhisar Belediyespor, 1461 Trabzonspor ve Ünyespor kalıyorlar! Kim kazanırsa kazansın büyük bir heyecan ve gurur olmaz mı?
Çift maçlı elemeli ve deplasmanlı olması gerekir tabi bu turnuvaların. o devasa stadlarında oynamaya alışkın büyükleri Tokat, Bingöl, Artvin, Burdur vb. illerde küçük stadlarda oynarken görmeliyiz. Böylece tesislerinin değerini daha iyi anlayabilirler. Ayrıca bir çok ilde büyük takımları ancak televizyon ekranlarından izleyebilecek çocuklara da Drogba, Kuyt, Almeida gibi isimleri görebilme şansını tanımış oluruz.
Türkiye Kupası önemlidir, değerlidir. Bu organizasyona sahip çıkmalı ve değerini artırmak için gerekli düzenlemeleri yapmalıyız.
Mutlu yarınlar herkese...
Olcay Şeker
Olcay Şeker