Her ne kadar finansal kriz içinde olduğu düşünülse de, Avrupa’da kişi başı ortalama 1879 euro harcama yapılıyor. Bu rakamın önemli bir kısmı ise hayat sigortalarından geliyor. Türkiye sıralamada en sondaki Romanya’nın üzerinde yer alıyor.
2010 yılında CEA (Avrupa Sigorta ve Reasürans Federasyonu) ülkelerinde kişi başı düşen sigorta harcaması 1879 euro olarak kaydedilirken, bunun 1150 euroluk bölümünün hayat, 729 eurosu ise hayat dışı sigortalardan geldiği açıklandı. Sigorta harcamaları ülkeler arasında oldukça değişiklik gösterirken, en az sigorta harcaması yapan ülke 93 euro ile Romanya olurken, sigorta için parayı 5124 euro ile İsviçrelilerin harcadığı kaydedildi. Hayat sigortasında İskandinav ülkeleri yüksek seviyelerde bulunuyor. Batı Avrupa ülkeleri arasında ise hayat dışı pazarın hakim olduğu görülüyor. İsviçre’nin 4699 euroluk kişi başı sigorta priminin ardından ikinci sırada Hollanda yer alıyor. Orta ve Doğu Avrupa’da ise sigorta için harcanan miktar kişi başı 850 euro olarak CEA’nın raporlarına düşmüş durumda.
CEA ortalamasının altında kalan bu ülkeler arasından Slovenya başı çekiyor. 2 milyon kişilik bu ülke vatandaşları yılda ortalama 1023 euroluk sigorta satın alıyor. Dikkat çeken bir başka ülkeyse Finlandiya. Beyaz zambaklar ülkesi hayat branşındaki artış sayesinde, 2010’da yüzde 15’lik büyüme kaydederek 3486 euroluk kişi başı sigorta harcaması yaptı. Portekiz’de ise resesyona rağmen yüzde 12’lik bir artış olduğu görülüyor.
Konuyla ilgili olarak, İTO Sigorta Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Levent Korkut ile yapmış olduğumuz özel röportajda kendisi şu açıklamaları yaptı:
CEA ortalamasının altında kalan bu ülkeler arasından Slovenya başı çekiyor. 2 milyon kişilik bu ülke vatandaşları yılda ortalama 1023 euroluk sigorta satın alıyor. Dikkat çeken bir başka ülkeyse Finlandiya. Beyaz zambaklar ülkesi hayat branşındaki artış sayesinde, 2010’da yüzde 15’lik büyüme kaydederek 3486 euroluk kişi başı sigorta harcaması yaptı. Portekiz’de ise resesyona rağmen yüzde 12’lik bir artış olduğu görülüyor.
Konuyla ilgili olarak, İTO Sigorta Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Levent Korkut ile yapmış olduğumuz özel röportajda kendisi şu açıklamaları yaptı:
Avrupa sigorta birliğinin açıklamış olduğu verilerde Türkiye olarak en sondan birinci olmamızın ve Sigorta pastasını yeterince büyütemememizin en önemli nedeni tabi ki, Ekonomik sebepler,sonrasında Eğitim,toplumun sigorta bilinci,İnanç ve son olarak ta Devlet büyüklerimizin ve yetkililerin sektöre bakışı ve sektörün teşvik edilmemesi olarak sıralayabiliriz.Kişi başına düşen sigorta harcamasının kriz dönemlerine isabet eden bir,iki yıl hariç reel olarak ciddi artmasına ve sigorta istihsalinin reel olarak büyümesine karşın maalesef yeterince büyüme sağlayamamıştır.Sektörün yetişmiş iş gücü aslında oldukça iyi olup,yasal mevzuatımızın gecikmesi ve buna bağlı olarak satış kanallarında Acente ve Broker lerin eğitimlerine,geç başlanmış olması da bir başka neden olarak sayılabilir.
Özelliklede Deprem,Sel gibi doğal afetlerde yetkililerin özel sigortayı teşvik edici beyanatlar vermemesi,sigorta yaptıranlara bırakın teşvik etmeyi,Yangın söndürme vergisi,Banka sigorta muamele vergisi gibi vergi tahakkuku bile kanaatimce yanlış uygulamadır.
Oysa ki gelişmişliğin en önemli ölçütü,özel sigortalar olmalıdır.Zira evini,iş yerini sigorta yaptıran kişi her hangi bir doğal afet,yangın,sel,su v.s durumlarında Devlet baba bana yardım et diyerek Kamu kaynaklarından hasar tazmini talebinde bulunmayacaktır. Sağlık sigortası yaptıran kişi SGK dahil bile olsa,Kamu kaynaklarını kullanmayacak olup,kamunun vatandaşa yapacağı harcamayı başka bir ihtiyaçta kullanması söz konusu olacaktır. Zorunlu Deprem sigortasının bile sadece ismi zorunlu olup,sadece Tapu direlerinde emlak devir ve satış işlemlerinde istenmektedir, Kanun Hükmünde Kararname ile çıkmış olduğundan her hangi bir cezai müeyyide uygulanması söz konusu değildir.
Hayat sigortaları ise,Avrupa ile mukayese edilmeyecek derece ufak olup, oysaki, Dünyada bu branşta biriken fonların,reel sektörün gelişimi,kamunun ucuz ve uzun vadeli borçlanmasında çok önemli faydalar sağladığı muhakkaktır.Bu branşta vergi teşviklerinin yeterli olmadığını ve mutlaka özendirilmesi gerektiğe inanıyorum,zira Emeklilik adı üstünde yaptıranın da,emekli olduğunda mutsuz emekliler yerine mutlu ve memnun emekliler olması açısından da çok önemlidir.
Sonuç olarak,Devlet ve sektör temsilcileri yukarıda saydığım hususların gerçekleşmesi neticesi sektörü ve dolayısıyla kişi başı sigorta harcamasını beklenen düzeye getirebiliriz diye düşünmekte
sehriistanbulgazetesi
sehriistanbulgazetesi