İstanbul’un gürültüsünden ve sıcağından bunalınca; İstanbul ile İzmit arasındaki kasabalara gidip balık avlıyorum. Olta ile balık avlamak dünyanın en zevkli işlerinden biri olsa gerek; çünkü oltanızı her çekişinizde takılan balık, piyangodan para çıkmış gibi sevince boğuyor tutanları…
Neyse konu balık avlamak değil, konu: önceki gün karşılaştığım orman yangınıdır… İstanbul’u, geçtikten sonra e5 ile tem otoyolu çoğu yerde birbirine paralel ve çok yakın mesafe ile uzanıyorlar.
İşte bu mesafelerin sıfır noktası sayılacak yerlerden birinde; yol kenarındaki elektrik trafosu çok gürültülü bir şekilde patladı…
Hemen Alo 177 Orman Yangını İhbar Hattını aradım. Balık avladığım sahil ile yangının çıktığı yer arasında yaklaşık bir kilometre uzaklık vardı ve iki adet karayolu ve de ayrıca dağın yamaçları oluşu insanların yangına ulaşmasını engelliyordu. Binlerce insan çaresiz, yangını izliyor itfaiyenin gelmesini bekliyordu!..
Neyse ki ekiplerin ihbardan sonra yangına müdahale etmeleri, çok sürmemişti. Takribi on-on beş dakika için de 4-5 tane itfaiye aracı olay yerine gelip yangını kontrol altına aldılar ve çok kısa bir sürede de söndürmeyi başardılar. Yangın tahmini olarak 1-2 dönümlük bir araziye zarar vermişti ama erken müdahale ile büyük bir facianın da eşiğinden dönülmüştü. (Buradan emeği geçen belediyelerin itfaiye ekiplerine üstün başarıları ve gayretlerinden dolayı teşekkür ediyorum.)
Dikkatimi çeken ve çok üzüldüğüm konu ise; Türkiye’nin her yerinde 7/24 hizmet veren ve ücretsiz olan Alo 177 orman yangını ihbar hattını, sahil boyunca binlerce kişinin yangını izleyip de kimsenin aramaması oldu! Çünkü itfaiye ekipleri tam adresi öğrenebilmek için tarafıma defalarca geri dönüş yaptılar. Her yeni çıkan itfaiye aracı adresi teyit etmek için beni arıyor; ben de bulunduğum yerin adresini tam olarak bilmediğim için etrafımdakilerden yardım istemek zorunda kalıyordum. Hal böyle olunca beni arayan itfaiye erlerinden birine başka arayan olmadı mı ki her yeni çıkan araç beni arıyor diye sordum? İtfaiye erinin cevabı ise; sizden başkasının numarası yok!
İnsanlarımızın olaya böyle seyirci kalıpta alo 177’yi aramamasının nedeni ise ya bu hattın ücretli olmasını düşünmeleri ve dolayısıyla üç kuruşluk telefon parasına kıyamamaları ya da hakikaten ormanların milli servet olduğunun bilincinde olmamalarıdır.
Sanırım herkes nasılsa biri aramıştır diye olaya sadece seyirci kalıyordu… Benzer olaylara birçoğumuz trafik kazalarında da rastlamışızdır! Kazazede yakınları ambulans! Ambulans! Diye avazı çıktıkça bağırırken etraftakilerin birçoğu şaşkın gözlerle olayı izler! Tüm duyarlı vatandaşlarımızı bu sözlerimden münezzeh tutuyorum; fakat bu ve benzeri olaylar karşısında tepkisiz kalanlarında; ruhsuzluğuna, vurdumduymazlığına inanamıyorum!
Çok verip suiistimal edilmesin diye az verip teşvik edelim, anlayışı geliştirilmeli: mesela bir orman yangınını ihbar eden numaraya tüm Gsm operatörleri ile anlaşılmalı ve 5 liralık kontör ya da dakika yüklenmeli. Devlet, böyle teşvikçi politikalarla olayı ele alırsa; o zaman üç kuruşluk kontör parasından korkup da aramayanlar yangın ihbarı yapmak için can atarlar… Benden söylemesi! -Yazın kavurucu sıcaklarının yaşandığı bu aylarda konunun bir kez daha ele alınıp tekrar düşünülmesi gerekmektedir.-
Görmüş olduğu bir orman yangınını ihbar etmeyen duyarsız vatandaşların, zaten bu yazıyı da okumayacağını biliyorum; ama ben yine de ilgilenenler için tüm operatörlerce tamamen ücretsiz olan ve Türkiye’nin her yerinde 7/24 hizmet veren numaraları vatandaşlık görevi olarak yazmak istiyorum:
- Alo 177 Orman yangını ihbar hattı (ÜCRETSİZDİR)
- Alo 110 İtfaiye –yangın ihbar hattı (ÜCRETSİZDİR)
- Alo 155 Emniyet (ÜCRETSİZDİR) aramanız halinde mutlaka yardımcı olacaklardır.
- Alo 156 Jandarma (ÜCRETSİZDİR) mutlaka onlarda yardımcı olacaklardır.
- Alo 112 Ambulans (ÜCRETSİZDİR) mutlaka yardımcı olurlar…
Öncelikle ilk iki numara olmak üzere: Bu numaraları arayıp fazla meşgul etmeden, kısaca şu bölge ya da şu muhitte yangın çıktı demeniz yeterlidir! İnanıyorum ki! Bu ülkenin evlatları-çocukları ihtiyaç durumunda bu numaraları arayıp bilgi verecektir: bilgi veriyordur da! Ancak bu numaraları gereksiz yere arayıp dalga geçenlerin kimin çocuğu ya da ne çocuğu olduğunu biz her ne kadar bilmesek de toplum çok iyi biliyor!
Yetkililerle konuştuğum zaman bu numaraları arayıp dalga geçenler ve yalan yanlış ihbarlar yüzünden gına geldiği de söyleniyor! O yüzden; buradan bir uyarı daha yapmak istiyorum! Yukarıda ki numaraları boş yere arayıp dalga geçilmemesi önemle rica olunur! Bile bile bunu yapanlar, tüm toplumun nazarında: haindir, vatan düşmanıdır, milli servet avcısıdır!
Unutmayalım ki! ormanlarımızda yüz binlerce irili, ufaklı canlılar yaşamaktadır ve bir çam ağacı yirmi yılda yetişmektedir!..
Kuşkusuz ormanların en önemli faydası oksijen kaynağı olmasıdır. Bitkiler fotosentez yolu ile havadan karbondioksiti alır; havaya oksijen verir!..
* Havada sadece % 21 oranında oksijen bulunmaktadır! Bu miktarın % 56’sını ise; ormanlar üretir! Ne yazık ki! Kentlerimizde ormanlarımızın azlığı nedeniyle bu oranlar daha düşüktür!..
* 40 kişinin bir saatte havaya yaydığı karbondioksiti, yetişkin bir çam ağacı: 1 saatte oksijene dönüştürür.
* 1 Hektar çam ormanı, havadaki: 36,4 ton tozu, süzer!
* 1 Hektar çam ormanı, yılda 30 ton oksijen üretir! Bu da sizi ve canlarınızdan çok sevdiğiniz; çocuklarınızın, yarınlarınızın sağlıklı yaşamasını sağlar! Akciğer kanserinden vb. hastalıklardan korur!
Vatanın her karış toprağı, vatanın bir tek kuruşu ve milli servetimiz, gerçek vatanseverin; namusu, şerefi, onuru ve tüm varlığı kadar değerli olmalıdır. Vatan sevgisi tüm Türk toplumlarında bugüne kadar böyleydi ve yüzyıllarca bu toplum dünyaya hüküm sürdü! Ve yine bu böyle olmalı, asla! Bozulmamalıdır. Vatanına aşırı bağlılığı ve sevgisiyle, vatanına; vatan ana – devlet baba, diyen toplum ruhu, tekrar hortlamalı, geri gelmelidir…
Bugün vatanının küçücük bir değerine dahi sahip çıkamayanlar; yarın, haysiyetlerine, onurlarına ve hatta namuslarına bile sahip çıkamazlar! !denizbatu!