Makalede İngiltere’nin popüler bakış açısına göre Vikinglerin öfke dolu, düşmanlarını korkutan, yağma ve tecavüzle ünlü bir toplum olduğu algısının olduğunu, ancak son yapılan arkeolojik çalışmaların bu düşünceyi sarstığı belirtildi.
İstanbul’un Küçükçekmece ilçesinde yapılan arkeolojik kazılara göre bu bölgede yaşayan Vikingler, yetersiz beslenen ve güçsüz bir topluluktu; genel olarak savaş yüzünden değil doğal sebeplerle hayatlarını kaybettiler.
İstanbul’un Küçükçekmece gölünün Bathonea antik kentinde yapılan kazılarda 10’uncu yüzyılda hayatını kaybeden 20 yaşındaki, 1,60 boyundaki bir Viking’in İstanbul’da ölmesine rağmen Baltık Denizi bölgesine ait göğsünde sarı bir haç taşıdığı ve Viking olduğu keşfedildi. Ancak Viking olmasına rağmen kaslı bir yapısının bulunmadığı belirtildi.
Gazeteye konuşan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyesi ve kazı alanında sekiz yıldır çalışan Dr. Ömer Turan, “Açlık çektiğine, dişlerinin kötü bir durumda olduğuna ve çok sert şeyler yediğine dair işaretler var. Bu alanda daha çok fazla iskelet var. Yapacağımız araştırmalarla bu insanların gerçekte nerede doğduğunu bulmak istiyoruz” dedi.
Savaşçı, paralı asker, tüccar ve zanaatkar olarak çalışan bu kişilerin kimilerinin İstanbul’daki hayatlarında zenginleştiği kimilerinin açlık çektiği, ancak hepsinin şehrin tarihine katkıda bulunduğu aktarıldı. Bu alanda yaşayan Vikingler’in Bizans İmparatorluğu döneminde bölgeye göçtüğü biliniyor.
“BİZANS KÜLTÜRÜNÜ VE DİNİNİ KABUL ETTİLER”
İstanbul’a ilk göçen Vikingler Rus olarak adlandırılıyordu; bunlar Bizans İmparatorluğu’na varmadan Doğu Avrupa’ya göç eden ve Slav topluluklarını etkisi altına alanlardı. Kazı alanında çalışan Polonyalı uzman Blazej Stanislawski, “Bizans kültürünü ve dinini kabul etmeye karar verdiler. Yazları burada kaldılar, kışları ise kuzeye gittiler” dedi.
İstanbullu kimi veterinerlere göre Vikingler Norveç orman kedilerini beraberinde getirdi, bu kedilerin yerel kedilerle çiftleşmeleri sonucunda ise şehrin bugünkü sahibi kediler ortaya çıktı.