Ulaşım, endüstri ve iletişim tarihinin efsanelerine ev sahipliği yapan Rahmi M. Koç Müzesi, denizcilik objelerinden oluşan geniş koleksiyonuyla dikkat çekiyor. Müze, deniz taşımacılığındaki gelişimi Hasköy Tersanesi'nde gerçek boyutta tekne ve yatlar, kanolar ile Saltanat Kayığı'ndan oluşan birbirinden değerli objelerle aktarıyor.
HALİÇ'İN GÖZ BEBEKLERİ
Rahmi M. Koç Müzesi'nde bu kez Sarıyer'den Kadıköy'e, Haliç'ten Adalar'a İstanbul'un denize açılan kapısı iskeleler sergileniyor. Bir dönem Boğaziçi'nin yandan çarklı vapurlarının yanaştığı, tahta kazıklara çekilen sandallarıyla Haliç'in göz bebeği olan iskeleler ziyaretçilere geçmişi yaşatıyor. İşte müzedeki 37 iskele modelinden bazıları…
İlk Kadıköy İskelesi: 1840'lı yıllarda yapılan iskele, üzerinde idareye ait yarı kagir bir iskele ve yiyecek-içecek satan özel küçük binalardan meydana geliyordu. Haydarpaşa Tren İstasyonu'ndan gelen ve giden yolcuları bu iskeleye kayıklar taşırdı. Yolcular yandan çarklı vapurlarla, Sirkeci, Adalar ve Boğaz'a gidip gelirdi. Dönemin diğer iskelelerinde olduğu gibi nizamı sağlamak için kolağası kulübesi ve iskele bilet gişesi vardı. 1908 yılında Kadıköy kıyısı doldurulunca iskele ve binalar ortadan kaldırıldı.
Caddebostan İskelesi: İskelenin kıyısı sığ olduğu için vapura denize doğru bir uzantıdan geçilerek binilirdi. Tek tük köşklerin bulunduğu Caddebostan ve Erenköy'de iskele yapıldıktan sonra çevre gelişmeye başlamıştı. Sahil yolu nedeniyle kapatıldı.
Kanlıca İskelesi: Köyün ilk iskelesinin 1894 yılında ahşap olarak yapıldığı ve Hoca Yahya Efendi yalısının önünde olduğu biliniyor. 1914 yılında bu iskele yıkılarak yeniden yapıldı. Günümüzde betonarme üzerine ahşap kaplama olan iskele 1990 yılında yeniden restore edildi.
Moda İskelesi: 1916-1917 yıllarında mimar Vedat Bey tarafından yapıldı. 1937 yılında çok şiddetli bir lodosta büyük hasar gören ve üst katı yıkılan iskele, 30 yıl sonra kapsamlı bir tadilatla ilk haline kavuştu. Zarif Kütahya çinileri ile süslü olan iskele, 1989 yılından bu yana sosyal tesis olarak kullanılıyor.
Sarıyer İskelesi: Boğaziçi'nin en geniş yerinde bulunan Büyükdere İskelesi, Şirket-i Hayriye tarafından 19'uncu yüzyıl sonlarında yaptırıldı. Kagir, dikdörtgen planlı bir yapı olan iskelenin üzeri kırma çatı ile kaplı. Klasik üslubun özelliklerini yansıtan taş kesmeli cepheleriyle dikkat çeken iskelenin en büyük özelliği çatı bölümündeki teras. Görkemli ve gül kurusu renkle boyalı iskelenin neden ve ne zaman yıkıldığı bilinmiyor.