Soma'ya ayıp vicdanlar kayıp

Soma'ya ayıp vicdanlar kayıp

Dün akşam oynanan Fenerbahçe-Galatasaray maçı gösterdi ki; Türkiye'de futbol ve vicdan birbirlerine paralel şekilde tükenmek üzere. Geçtiğimiz mayıs ayında yaşanan ve malesef yüzlerce insanımızı kaybettiğimiz Soma Faciası anısına ve geliri babasız kalan ç

 Oysa ne güzel başlamıştı herşey! Maç öncesi basın toplantısında Emre ve Selçuk takım kaptanları olarak güzel mesajlar vermişti. Yine Prandelli ve İsmail Kartal da Soma ve facada ölenlerin adlarını kullanarak fair play mesajları vermişti. Acaba diyorduk uzun zaman sonra ilk kez; bir Fenerbahçe-Galatasaray derbisini kavgasız, küfürsüz, gerilim ve stresten uzak mı izleyecektik?


Maçın başlaması ile birlikte sahada futbolcuların gerginliği dikkatlerden kaçmadı. Taraftar da gergindi. Emre B. ve Caner her faulde hakeme el kol hareketleri ile tepki verirken, Galatasaray taraftarı da Volkan ın bulunduğu kale arkasında ve Caner in kullandığı köşe vuruşları esnasında köşe direği çevresinde yabancı madde yağmuru meydana getirdiler. Böylesine mana dolu bir karşılaşmada dahi bunları görmek beni son derece üzdü.

Maç penaltılara gitti ve Melo nun kullandığı penaltı sonrası Volkan ne anlama geldiğini halen çözemediğim şekilde Melo nun üzerine doğru zıplayarak bir sevinç yaşadı. Defalarca izledim ancak Melo nun birşey yapmış olduğunu göremedim. İkisi de sarı kart gördü. Fenerbahçe kupayı kazandı ve işte bunun ardından daha da hayretler içerisinde kaldığım olaylar oldu. Önce Volkan takım arkadaşlarını alıp Fenerbahçe tribünlerine koştu ve orda küfür içerikli sloganlar attılar. Yayıncı kuruluş da bunu bizlere kesmeden bölmeden izletti. Ardından kupa töreni oldu ve az evvel küfür kıyamet yaşanmamış gibi kupayı Soma lı çocuklara ailelere götürdüler! 

İnanılır gibi değil! Galatasaray taraftarının maçın başından sonuna örnek teşkil edecek! şekilde sahaya yabancı madde atmasının verdiği mide bulantısı bu sefer Volkan önderliğinde ki Fenerbahçe futbolcularıyla, küfürlü tezahüratları ve sahte Soma sevgisi gösterileriyle iki katına çıktı.

Yorumcu Erman Toroğlu'nun da maçı yorumlarken kullandığı dil hayli seviyesiz ve belden aşağı idi. Sürekli argoyla pozisyonları ifade etmeye çalışması ve spikerin de bunları onaylar sözleri futbolumuzun bu içler acısı durumunu özetler nitelikteydi.

Sonuç olarak yine futboldan daha fazla dış etkenleri, olayları ve yabancı maddeleri konuştuğumuz, yazdığımız bir maç yaşandı. Zaten futbol adına konuşulacak birşey de yoktu. Fenerbahçe biraz daha canlı ve istekliydi o kadar. Galatasaray zaten kazanmak adına pek bir varlık gösteremedi.

Türk futbolunda ki nefret tohumlarının artık son bulmasını istemekten yorulduk. Lakin görünen o ki; bu isteğimiz asla gerçekleşmeyecek. yöneticisinden futbolcusuna, basın mensubundan taraftarına kadar birbirimizden nefret etmeye öyle odaklanmış  ve şartlanmışız ki! Biz sahaya yabancı maddeler atarak futbolun oynanmamasını sağlarsak; biz maç sonunda kaybedene saygı duymaz, sevinirken seviyesizleşirsek; biz ekmek parası uğruna hayatlarını adamış yüzlerce insanın anısına dahi bir kaç saat kendimize hakim olamazsak BİZDEN ADAM OLMAZ!

Kavgalı, stresli ve bol nefretli yeni sezon hayırlı olsun...


Saygılarımla

Olcay Şeker

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.