Süreyya: Bırakalım Dağınık Kalsın

Süreyya: Bırakalım Dağınık Kalsın

Sırrı Süreyya Önder: "Madem sol toparlanacak ben mani olmayayım. Ben en iyisi buradan tüyo vereyim. Sarıgül de çıkıp sol bir yaklaşımla manifesto yapsın"

      HDP'nin ve sol seçmenin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmasına kesin gözüyle bakılan Sırrı Süreyya Önder, Sarıgül'e ve onu destekleyenlere BirGün gazetesinden çarpıcı bir yanıt verdi.

      Gürbüz Çapan’ın BirGün’de Gülşah Karadağ’a verdiği röportajdaki yaklaşım üzerinde durmakta fayda var diyen Önder, Çapan gibi düşünenler bir hayli fazla dedi ve şöyle devam etti:
      Dile getirdiği tespitler sadece kendisiyle sınırlı olsaydı işimiz kolaydı. Bir kahve içimi konuşur, dertleşirdik. Gel gelelim durum böyle değil. Çapan gibi düşünenlerin sayısı bir hayli fazla.

“Mesele bizim için solun ne kadar unsuru varsa, toparlanmasını sağlamaktır. Bunu Sarıgül’le yaparız, Kırmızıgül’le yaparız. Şu an bu toparlanmayı sağlayacak en iyi isim o görünüyor.” Bu sözler Çapan’a ait.

Sarıgül toplayacaksa bırak dağınık kalsın 
      Arkadaş biz ne hallere düşmüşüz de haberimiz yok! Solun ne kadar unsuru varsa Sarıgül toparlayacakmış ha! İnsanın bırak dağınık kalalım diyesi geliyor.
      Tuzsuz Deli Bekir diye bir bektaşi tiplemesi vardır Anadolu folklorunda. Bektaşi meşreptir. Bir gün mahallede bir cenaze olunca yıkayıp defnedecek adam bulamamışlar. Bir bakmışlar Deli Bekir şarabını açmış demlenmekte. Zor şer ölüyü yıkatmışlar. Deli Bekir mevtayı yıkadıktan sonra kulağına eğilip bir şeyler fısıldamış. Ahali meraklanıp sormuş “Rahmetlinin kulağına ne dedin?” diye. “Sen şimdi öbür dünyaya gideceksin, sana sorarlar dünyanın ahvali nicedir diye. Sen Deli Bekir imam olmuş de onlar gerisini anlarlar” diye cevaplamış.

"Sırrı Süreyya ayıp ediyor demiş" demiş...
      Gülşah Karadağ benim başkan adaylığımı sorunca Çapan şöyle demiş:

“Sırrı Süreyya ayıp ediyor. Biz Tayyip’ten kurtulmaya çalışıyoruz. Sarıgül konusunda, ilkesel sorun diyor. Gelsin, anlatsın, Sarıgül onun hangi ilkesine aykırı düşüyor? Kadir Topbaş hangi ilkesine doğru düşüyor? Hiçbir CHP’li, bir AKP’liden daha kötü değildir, olamaz.”
      Bu ülkede, halen günde 3 liraya ısınabilen bir kent imarına imza atmış ve yapılaşma yoğunluğunda insan lehine, eko-sistem lehine bir yerde durmuş bir başkana keşke meram anlatmak zorunda kalmasaydım. İnsanın içi acıyor ama demek ki konuşmak gerekiyor, konuşalım.

Sarıgül bunları yapabilecek mi?
      Madem sol toparlanacak ben mani olmayayayım. Ben en iyisi buradan tüyo vereyim. Sarıgül de çıkıp sol bir yaklaşımla manifesto yapsın.

Bir eşbaşkanla iktidar yetkisini paylaşacak mı?

Üçüncü köprü inşaatını ve ormanlardaki talanı durduracak mı?

Kente karşı işlenmiş bir suç olan üçüncü havalimanı inşaatını durduracak mı?

Bu amaçla katledilmiş yüz binlerce ağacın hesabını soracak mı?

Bir İstanbul ağaç envanteri çıkarıp bir tekini bile kesmeme sözü verecek mi?

Neredeyse yarısında bizzat imzası olan ve göğe saplanmış bir hançer gibi duran gökdelenler, her türlü “emsal” kriterlerini delerek yapıldı. Bunlardan milyonlarca dolar rant sağlandı. Bunları yıktıracak mı? Olmadı diyelim bu rantı tahsil edip kente tahsis edecek mi? Bu hükümetin işidir demeyip, bir plaza-gökdelen vergisi getirecek mi?

İstanbul Belediyesi’nin büyük işleri ne hikmetse hep aynı müteahhitler tarafından alınmış. Bunlar için bir devri sabık yapacak mı? Yoksa onlar Şişli Belediyesi’nden de benzer işler almışlar mı?

Boğaza kondurulan o korkunç heyula kent hukukunu katlederek yapıldı. CHP’li Beşiktaş Belediyesi de ruhsat sorununu şimşek hızıyla çözdü. Bu ruhsatı iptal ettirecek mi?

Emsal değeri, boğaz için öngörülen noktaya çekecek mi? Mesela fazlalıklarını yıktıracak mı?

Milyarlarca dolar haksız ranta kolaylık sağlayanlar için suç duyurusunda bulunacak mı?

Kentli yurttaş müşteri değildir! Su da sola bulaşmış hiç kimse için alınıp satılan bir meta olmamalıdır. Temiz suya erişim hakkı temel bir insan hakkıdır. Mesela suyu yoksullar için ücretsiz yapacak mı?

Taşeron işçilik çağın gördüğü en vahşi sömürme biçimidir. Taşeronluğu belediyeden kovacak mı?

Sendikayı destekleyecek mi? Peki Şişli Belediyesi’nde bunları yapmış mı? Efendim, duyamadım? Yapmamış mı? Peki, solu ne ile toparlayacak?

Kente ve insanlığa karşı suç işlememiş olmak
       Mademki ifade bu çağda elimizde bırakılan tek silah, geçelim ilkeleri ifade aşamasına. ‘Kente ve insanlığa karşı suç işlememiş’ cümlemin altı çok çiziliyor.
       Kent dediğimiz şey sadece betonlar, yollar, trafik işaretleri, elektrik hatları ve yine beton sosyal tesisler değildir. Kent dediğimiz şey, toplumsal bir resim yapmaktır. Bu toplumsal boyama faaliyetinde fırçayı sıradan insanların eline verdiğinizde, şehirlerin yeşerdiğini, sermayenin vatkalı ceketlerle beslediği insanlara verdiğinizdeyse şehrin anlamsız bir griye kestiğini, binalar yükselirken insanların binalar karşısında alçaldığını görürsünüz.
       İlkesellik diye tutturmamız bundandır. Siz unutmuş olabilirsiniz biz unutamıyoruz işte. Siz bunu ‘ayıp’ bulabilirsiniz, biz buna erdem ve haysiyet diyoruz.

Gelelim Topbaş meselesine…

Böyle birisi artık yok anlamadınız mı?

     Kentin kendisiyle ilgili en mühim günlerinde ortalıktan toz olan, sonra da çıkıp ağlak bir sesle, artık bir otobüs durağının yerini bile size soracağız diyen adam mülgadır. Bizim rakibimiz olamaz. Bizim için adı sadece suç duyurusu yapılacağı zaman hatırlanacaktır.

Hele bi söylede ben de rahat uyuyayım
     Resmiyeti bırakıp doğrudan sorayım; Gürbüz Ağabey, bu senin toparlamacın kendisinden üçüncü tekil olarak bahsedip, Gezi Direnişi’ni kastederek “Bir Sarıgül kendi düzenlemediği mitinge katılmaz” diyor. Adaylığını kastederek, “Bir Sarıgül, kazanmayacağı yarışa girmez” diyor. Ben bir ayıba daha imza atmadan sen bana bu zihniyetin soldaki yerini bi söyleyiversen de ben de rahat bir uyku uyusam!

 


 



 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.